Nizip’te bir bina yıkıldı: Müteahhitler firarda, aileler isyanda

6 Şubat depreminde Antep’in Nizip ilçesinde yıkılan tek bina olan Furkan Apartmanı'nda bütün ailesini kaybeden Elif Buse Kaplan, müteahhitlerin 2 yıldır firari olmasına tepki gösterdi.

Furkan Apartmanı'nda 51 kişi hayatını kaybetti. (Fotoğraf: Gazete Duvar)
Google Haberlere Abone ol

ANTEP - Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Antep’in Nizip ilçesinde sadece Furkan Apartmanı yıkıldı. Binada, 51 kişi yaşamını yitirdi. 19 Temmuz'da Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında; sanıklar Faik Öğüt ve Eyüp Öğüt delil yetersizliği nedeniyle beraat etti, sanık fenni mesul Yılmaz Şahin Yurtyapan'a indirim ile 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Ayrıca firari sanık müteahhitler Abdullah Devrim Sever ve Hasan Hüseyin Sever'in dosyasının ayrılmasına hükmedildi.

O dönem firari sanıkların avukatı Ersan Şen, müvekkilleri hakkında kırmızı bülten kararının kaldırılması ve tutuklanmama güvencesine yönelik talepte bulunmuştu. Ersan Şen'in bu talebi, yakınlarını kaybeden aileler tarafından tepki toplamıştı.

Furkan Apartmanı davasında müteahhitler yönünden ayrılan dosyasının ilk duruşması, geçen yıl kasım ayında görüldü. Haklarında kırmızı bülten çıkarılan firari müteahhitler Abdullah Devrim Sever ve kardeşi Hasan Hüseyin Sever halen aranıyor.

Abdullah Devrim Sever, AK Parti'den 2018 yılında Antep milletvekilliği, 2019 yılında ise Nizip Belediye Başkanlığı için aday adayı olmuştu.

'ŞU AN EVİM DE AİLEM DE YOK'

Furkan Apartmanı'nda babasını, annesini ve kardeşleri Müge ile Sude’yi kaybeden Elif Buse Kaplan, “Firari müteahhitler gezerken bu aile fotoğrafından sadece ben yaşıyorum” dedi. 

 

Elif Buse kaplan, bu fotoğraftaki aile üyelerinden sadece kendisinin hayatta kaldığını söyledi.

Depremde bütün ailesini kaybeden Kaplan, “Depremden önce ailemle telefonda konuşmuştum. Annemle sabah konuştuk, kardeşim birkaç gün önce beni arayıp çok özlediğini söylemişti. Deprem gecesi Samsun’daydım. Haber geldiğinde hemen Nizip’e gittim ama evimiz diye bir şey kalmamıştı. İnsanlar için bina sadece bir yapı olabilir ama evin kendine has kokusu, huzuru vardır. O koku ve huzur yok olmuştu" dedi.

Kaplan, depremde enkaz altında kalan ailesine ulaştığında yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “Üçüncü günün sabahında annem ve babamın, akşamında da kardeşlerimin cansız bedenlerine ulaşıldı. 18 yaşındaki Sude, 15 yaşındaki kardeşi Müge’nin üzerine bir anne gibi kapanmıştı. Bu manzara her şeyi anlatıyordu. Kardeşlerim benim kızlarım gibiydi, onlardan geriye hiçbir şey kalmadı. Elimde olan fotoğrafa bakıyorum ve o fotoğraftan bir tek ben yaşıyorum. Çok ağır ve acı. Şu an evim de ailem de yok.”

'DEPREMDEN SONRAKİ İLK İKİ AYI HATIRLAMIYORUM'

Deprem sonrası yaşadığı travmayı unutamadığını söyleyen Kaplan, “Depremin ardından ilk iki ay yok benim için. Yaklaşık 3 ay sonra işime döndüm. Bunu atlatmak için kendimi işe boğdum. Çünkü boşa düştüğüm an kendimi kaybediyorum. Düşünmek istemiyorum. Şu dakika bile inşaat, iş makinaları görünce bakamıyorum ve kafamı çevirip kaçıyorum" ifadelerini kullandı.

Furkan Apartmanı davasındaki çıkan karara tepki gösteren Kaplan, şunları söyledi: “Nizip’te sadece bir bina yıkıldı. Bir çocuğa bile sorsanız, o binada bir sorun olduğunu söyler. Ama mahkeme bazı sanıklar için beraat kararı verdi. Dava, istinafa taşındı. Ümit ediyoruz ki istinaftan döner. Biz 'sesimizi duyan var mı' diye bağırıyoruz ve bağırmaya devam edeceğiz.”

Elif Buse Kaplan
'ADALET YERİNİ BULANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'

Kaplan, müteahhitlerin yakalanamaması ve mahkeme sürecinin yarattığı hayal kırıklığına rağmen mücadeleye devam edeceğini söyledi: “Binanın müteahhitlerine kırmızı bültenle arama kararı çıktı ve iki sene oldu hala ortada yoklar. Ben o müteahhitlerin teknolojinin ulaşmadığı bir kabileye katıldıklarını düşünüyorum. Başka bir mantık yürütemiyorum.  Müteahhittin avukatı da 'bana güvence verin, sanıkları buraya getireyim' diyor. Bu da onların yerlerinin bilindiğine işaret ediyor. Bu adamlar kırmızı bültenle aranmasına rağmen hiçbir şekilde bulunamıyorlar.”

Kaplan, sözlerini şöyle tamamladı: “Depremde bütün ailemi ve evimi kaybettim. Ama adaletin yerini bulması için sonuna kadar mücadele edeceğim. Çünkü onların hatırasına sahip çıkmak, benim en büyük görevim.”