Newroz'da saldırı: ‘LGBTİ+’lar iktidar diliyle yasaklı hale getiriliyor’

Diyarbakır Newroz alanında LGBTİ+’ların bayrak açmasına engel olundu. LGBTİ+’ların ifadesine göre engelleme, Amedspor Direniş taraftar grubunun fiziki saldırısına da dönüştü. Bağımsız LGBTİ+ aktivistler, Newroz Tertip Komitesi’nin şiddet eylemine yeterli tepkiyi göstermediğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır’daki Newroz kutlaması, önceki yılları aratmayacak bir kitlesel katılımla gerçekleşti. Siyasi ortamın gerginliği ve korona virüsü salgını, Diyarbakırlıların alana gelmesinin önüne geçemedi.

Kutlamaya katılanlar siyasetçileri alkışladı, sanatçıların söylediği şarkılara eşlik etti ve halaylar çekildi. Alanda bir sorun çıktığına tanık olmadık. Tertip komitesinin meydana gelen şiddet olayını kınayan anonsunu da muhtemelen kutlamalar bitmeden hemen önce alandan ayrıldığımız için duymadık. Ancak akşam saatlerine LGBTİ+’ların yaptığı açıklamaya sosyal medyada rastlayabildik.

Açıklamaya göre LGBTİ+ bir grup, Amedspor Direniş taraftarlarının şiddete varan engellemesiyle karşı karşıya kalmıştı. Ertesi gün kendilerini “Bağımsız LGBTİ+ aktivisti” olarak tanımlayan bir grupla buluşup Newroz alanında yaşadıkları sorunlarla ilgili konuştuk.

Haberi hazırlarken Amedspor Morbarikat ile Amedspor Barikat taraftar grupları da sosyal medyadan konuyla ilgili açıklamalar yaptılar. Taraftar gruplarının söz konusu açıklamalarını sosyal medya hesaplarından okumanın mümkün olduğunu hatırlatalım. Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı da LGBTİ+’ların uğradığı ayrımcılığı kınayan bir açıklama yaptı.

“Bağımsız LGBTİ+ aktivisti” grupla Newroz’da yaşananları, daha sonra yapılan açıklamaları ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini konuştuk.

Newroz alanında neler yaşandı?

Newroz Bayramı'nı Amed'de kutlamak üzere bir kısmı şehir dışından gelen bir grup LGBTİ+ gökkuşağı bayrağı açmak istedi. Onların yakınında bulunan Amespor Direniş Taraftar Grubu üyelerinden bazıları öncelikle “bayrağı indirin” diye uyarıda bulundu, daha sonra LGBTİ+'lar bayrağı bir daha kaldırmak isteyince bir trans kadın 5-6 kişilik bir grup tarafından linç edildi ve bir cis kadın da fiziksel olarak darp edildi. Bununla beraber "size burada özgürlük yok", "bayrağı açtırmayacağız" denilerek grup tehdit edildi. Bu tehditlerle beraber yine aynı fail grubu onları çembere alıp alandan çıkmaları yönünde baskı uyguladı ve grubun geneline sözlü ve psikolojik olarak şiddet uygulandı. Grup daha sonra alandan ayrıldı.

Tertip komitesinden şikayetleriniz oldu. Neden?

Yaşanan bu olay tarafımızca duyulduğunda Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağına erişim sağladık. Onlar da Newroz Tertip Komitesi'ne erişim sağladı. Tertip Komitesi alan boşalmak üzereyken de olsa sahneden bir kınama mesajı yayınlayabildi. Maalesef süreci hızlı yürütemedik ve şiddete uğrayan arkadaşlarımız bu kınama yapılmadan çoktan alanı terk etmiş oldular. Burada sahnedeki kınamanın yanında bir sürecin başlatılması da gerekiyordu. Saldırı sahneye oldukça yakın bir yerde meydana gelmişti. Hem sonrasında Tertip Komitesi'nden hem de alanda yer alan farklı tanıklardan komitenin bazı üyelerince de şiddet olayının görüldüğü ama müdahale yapılmadığını öğrendik. Kınama belki bu kayıtsızlığın telafisi gibi okunabilir. Ama Newroz Tertip Komitesi alanın iç güvenliğinden sorumludur. Onlara bu sorumlulukları hatırlatıldığında ise 'alanın geniş olması' ve 'katılımcı sayısının fazlalığı' gibi gerekçeler öne sürüldü. Böylece yaşanan aleni ayrımcılığı maruz görülecek bir konumda değerlendirmiş olduklarını anladık. Bu kabul edilemez.

Sahneden saldırıyı kınayan bir açıklama yapıldı. Bu açıklama sizin için neden yeterli olmadı?

Newroz Komitesi alanın güvenliğinden sorumludur. Üstelik söz konusu olan dezavantajlı bir grup olan LGBTİ+’larsa bunun için özel önlem gereklidir. Çünkü Tertip Komitesi her miting ve Newroz’da değişse de bileşen kurumlar LGBTİ+’lara yönelik şiddet olaylarına aşina. Bu hafızanın farkındalık ve duyarlılık konusunda bir dönüşüme etkisi olması gerekmiyor mu? Ayrımcılığa maruz bırakılan dezavantajlı grupların alanlardaki temsili ve korunması konusunda hassasiyete sahip olunmalıdır. 2014 yılından bu yana Newroz alanında yaşanan şiddet olaylarının sistematik olduğunu söylersek yanılmayız. Bu yüzden sahneden yapılan kınama tek başına ne önleyici bir tedbirdir ne de dönüştürücü bir etkiye sahiptir. Şiddetten hayatta kalanların onarıma duydukları ihtiyaç gözetilmelidir. Yaşanan herhangi bir ayrımcılık durumunda taraflar için onarıcı ve dönüştürücü adaletin tesisi için adım atmak da yine komitenin sorumluluğudur.

Yapılan açıklamadan sonra sosyal medyada Amedspor’a ve taraftarına ayrıca HDP’ye suçlamalarda bulunduğunuz gibi bir izlenim oluştu. Yanlış mı anlaşıldınız?

Hayatta kalan arkadaşlarımızla eşgüdüm halinde hazırladığımız ve paylaştığımız ifşa metninde HDP veya Amedspor adları geçmemekte ve şiddet faili olarak doğrudan Amedspor Direniş Taraftar Grubu’nun bazı üyelerini işaret etmekteyiz. Bununla beraber Newroz Tertip Komitesi ise alan güvenliği ile saldırı sürecinde ve sonrasında aldıkları tutum açısından ele alındı. Söz konusu tarafların olabildiğince net açıklandığı bir metnin nasıl anlaşılacağı okuyucuların yorumlamalarıyla ve yargılarla ilgili bir durumdur. Web sitesi ve Twitter üzerinden ifşa metni alıntılanarak bu konu hakkında açıklama bekleyenlerin kendilerine HDP ve Amedspor'u muhatap kabul etmeleri ne ayrımcılığa maruz kalanların ne de ifşa metnini yazan bizlerin yönlendirmesidir. Açıklama beklenen, onarım ve dönüştürücü adaletin gerçekleşmesi için adım atması gereken Amedspor Direniş Taraftar Grubu ve Newroz Tertip Komitesidir. 

Şunu da vurgulamakta fayda görüyoruz: Biz ne HDP'yi ne de Amedspor'u hedef gösterdik. Amedspor Morbarikat ve Amedspor Barikat gruplarının ise neden hayatta kalanı destekleyici olmak yerine failin iştirakçisi pozisyonunu almaya çalıştıklarını anlamadık. Öte yandan bunu yaparken alkol gibi bir gerekçeye sığınarak şiddeti meşru kılmalarına dair söylemleriyle de ilgilenmiyoruz. Bunun açıklamasını yapıyor olmak bile içine sürüklenmek istediğimiz çözümsüzlük sarmalını işaret ediyor. Sosyal medya paylaşımlarıyla ifşa metninde yer almayan Amedspor Morbarikat ve Amedspor Barikat gruplarının hayatta kalan bizleri suçlamaları, kendilerini karalamakla itham etmeleri; bununla beraber ifşa metninde yer alan Amedspor Direniş Taraftar grubunun da benzer bir noktadan hareket etmesi ilgili kurumların toplumsal cinsiyet hassasiyetlerini sorgulamaya, yaşanan veya yaşanabilecek olası saldırı olaylarında nasıl bir tutum takınmaları gerektiği noktasında özeleştirel bir sürece ihtiyaç duyduklarını gösteriyor. Bu adımı atmaları da Newroz Tertip Komitesi’nin bu saldırılar karşısında alacağı tavra bağlı.

Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Gerekçelerden biri olarak LGBTİ+’lar gösterildi. Ayrıca sözleşmeden yana olmayan medya da hükümetin söylemine destek sundu. İstanbul Sözleşmesi için ne düşünüyorsunuz? Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi ve sunduğu gerekçeler LGBTİ+’ları nasıl etkileyecek?

Öncelikle Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini ülke açısından bir kayıp ve gerileme olarak yorumluyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine bakılmaksızın şiddet mağdurlarını korumayı tavsiye eden bu sözleşmenin feshi LGBTİ+'ları daha güvencesiz zamanların beklediğini gösteriyor. LGBTİ+'ların iktidar dili ile yeniden yasaklı hale getirilmesi ve alanlarda gökkuşağı bayraklarına dahi tahammülün olmaması, aslında daha fazla dayanışmaya, sivil alanda daha fazla örgütlenmeye, feshedilen sözleşmenin yeniden kabul edilmesine ve LGBTİ+'lara yönelik saldırıların önlenmesine olan ihtiyacı ortaya koyuyor. 

Diyarbakır, LGBTİ+’lar için diğer kentlerden daha zordur diyebilir misiniz?

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi ile beraber şu anda hiçbir yer güvenli değildir. Bunu şehir bazında kıyaslamanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Her şehrin kendi dinamikleri içinde ayrımcılık üreten yapıları kendine müstesna olabilir. Bundan dolayı aslında ülke genelinde hem LGBTİ+'ları koruyan yasal çerçevelere hem de gündelik yaşamın içinde destekleyecek örgütlere ihtiyaç vardır. Her kurum LGBTİ+ politikasına sahip olmadıkça/çıkmadıkça aslında hiçbir yer güvenli değildir. Yani sizin sorduğunuz haliyle zordur.