Neden hâlâ Dünya dışı akıllı yaşam formlarını arıyoruz?

Dünya dışı akıllı yaşam arayışının ardından hiçbir şeye ulaşamadık. Yüzlerce araştırmadan sonra, galaksimizde ve hatta evrende herhangi bir akıllı yaşama dair kesinlikle hiçbir kanıta sahip değiliz.

Google Haberlere Abone ol

Paul Sutter

İnsanlar, evrende var olan diğer gelişmiş medeniyetlerin işaretlerini bulmak için gökyüzünü aradı ve taradı. Ve hiçbir şey bulamadı. Tam anlamıyla hiçbir şey. Belki de bu nedenle akıllı yaşama değil ama herhangi bir yaşamın herhangi bir türüne odaklanmamız gerekiyor.

Şüphesiz, küçücük bir mikrop, uzaktaki uzaylılarla hikayelerimizi paylaşmak kadar heyecan verici olmayabilir; yine de galaksimizde akıllı olmayan yaşam işaretleri çok daha yaygın ve bulunması çok daha kolay olabilir.

ORADA KİMSE YOK MU?

Akıllı yaşam da dahil olmak üzere, yaşam, Dünya’da gelişti. Bununla birlikte, gezegenimizle ilgili özellikle dikkat çekici bir şey olmamalı; o, yalnızca galaksideki herhangi bir dünya. Kısacası, şayet burada akıllı bir yaşam ortaya çıktıysa, fazlasıyla yaygın olması gerek; yani, baktığımız her yerde yabancı medeniyetlerin işaretlerini görmemize yetecek kadar yaygın olmalı.

Peki herkes nerede?

Bu soru, can sıkıcı bir şöhrete sahip olan Fermi paradoksunun temelini oluşturur ve Dünya dışı akıllı yaşam (SETI) arayışını genişletmek amacıyla kullanılan ana gerekçedir. İlk etapta, evrende yalnız olmamamız gerektiği bariz görünüyor ve bu nedenle yeterince yakından baktığımızda akıllı yaşama ilişkin bir kanıt görmeliyiz.

Belki uzaylılar dinlememiz için radyo sinyalleri gönderiyorlardır. Belki de genel olarak radyo yayınları yapıyorlar ve biz de onu alıyoruzdur. Yahut Güneş Sistemi’nde bizi gözlemlemek veya yalnızca vakit geçirmek üzere tasarlanmış eserler bırakmışlardır. Veya yıldızlarını bir güneş paneli örtüsüyle sarmak gibi mega mühendislik projelerine girişecekler. Ya da belki etrafta eğlenceli vakit geçirecekler ve varlıklarını duyurmak için yıldızlarını ağır metallerle kirleteceklerdir.

Buna karşın, yarım asrı aşkın Dünya dışı akıllı yaşam arayışının ardından hiçbir şeye ulaşamadık. Radyo sinyali yok. Herhangi bir kalıntı yok. Mega mühendislik ürünü yok. Şimdiye dek, gerçekleştirilen yüzlerce özel araştırmadan sonra, galaksimizde ve hatta evrende herhangi bir akıllı yaşama dair kesinlikle hiçbir kanıta sahip değiliz.

HAYATIN İMZASI

SETI’nin ardında yatan varsayım, akıllı yaşamın ‘normal’, yani akıllı olmayan yaşama kıyasla daha kolay saptanması gerektiğidir; zira akıllı yaratıklar varlıklarını gerçekten bilinir kılma yeteneğine sahiptir. Şayet radyoyu icat ettilerse, o durumda FM kanalını kullanabilir ve evdeki cihazlardan ışık hızında uzaya yayılan bir saptanabilirlik balonu yaratabilirler. Eğer yıldızlarından yayılan enerjinin büyük bir kısmını kullanabiliyorlarsa, bütün güneş sistemlerini dönüştürebilirler. Ve şayet yıldızlararası seyahatin sırrını çözdülerse, o durumda galaksinin her köşesine (akıllı) yabani otlar gibi yayılabilirler.

Öte yandan, bu argümanda bir şeyler hatalı gibi görünüyor. Ya akıllı yaşam umduğumuz oranda yaygın ya da umduğumuz oranda algılanabilir değil. Her iki halde de SETI yakın zamanda bir kanıta ulaşabilecek gibi görünmüyor.

İşte bu nedenle, belki de gelişmiş yabancı uygarlıklara odaklanmak yerine, dünya dışı yaşamı aramamız gerekiyor. Bu, okyanuslarda gezinen tek hücreli organizmalar, kayalara yapışmış yosunlar ya da etraflarında hareket eden karmaşık canlılara ilişkin ilk ipuçları da dahil olmak üzere, her türlü yaşamı kapsıyor. 

Şüphesiz ki, bunun gibi yaşam formları akıllı yaşam kadar fark edilebilir olmayabilir ama bu onları görünmez de kılmaz. Gerçekten de, herhangi bir yaşam türünün en önemli özelliklerinden biri, bir gezegeni sahip olduğu denge halinden çıkarma becerisidir.

Örnek olarak Dünya’nın atmosferini ele alalım. Gezegenimiz büyük ihtimalle çok fazla oksijenle birlikte oluşmuştu; evrende de her yerde rastlanacak kadar çok oksijen mevcuttur. Yine de oksijen fazlasıyla uçucu ve reaktif bir gazdır ve bir atmosferde kendi başına uzun süre kalamaz; ya uzaya kaçar ya da diğer elementlerle bağlanır ve (karbondioksit veya silikon dioksit gibi) başka maddelere dönüşür.

Diğer yandan, günümüzden yaklaşık 2 milyar yıl önce, tek hücreli fotosentetik organizmalarla dolup taşan bir gezegen yeterince karbondioksit tüketti ve Dünya atmosferini tamamen yenileyecek biçimde yeterli oksijeni dışarı verdi ve dengede olduğu durumdan çok daha fazla oksijen saldı. Dünya’da ortaya çıkan hayat, gezegenimizin atmosferinin karakterini değiştirdi. Ve bu tespit edilebilir bir durum.

Uzaktaki bir öte gezegen, ana yıldızının bize bakan tarafından geçtiği zaman, yıldızdan yayılan ışık teleskoplarımıza ulaşmadan önce gezegenin atmosferinden süzülür. Atmosferde bulunan farklı elementler ve moleküller ışığı ince ama ölçülebilir biçimlerde değişime uğratır.

İLK TEMAS

Sahip olduğumuz teknoloji, bizleri ana yıldızlarına yakın bir yörüngede dönen devasa gezegenlerin atmosferlerini incelemekle sınırlıyor. Buna karşın, NASA’nın ‘Transiting Exoplanet Survey Satellite’ [TES] adlı uydusu, yabancı gezegenlerin atmosferlerinde bulunan fazla miktardaki oksijeni tespit etme yeteneğine sahip olacak James Webb Uzay Teleskobu ile birlikte takip çalışmaları için gelecek vaat eden bir dizi adayı kayıt altına alıyor.

İlk temas senaryoları ilerlerken pek heyecan verici olmayabilir. Asal sayılarda ya da temel sabitlerde bir değişim yaşanmayacak. Yabancı kültürler, alışkanlıklar veya bedenler hakkında hiçbir şey merak edilmeyecek.

Büyük ihtimalle, Dünya dışındaki yaşama dair ulaşacağımız ilk kanıt, bir arazi üzerindeki küçük bir çizgide gözlenen bir kıpırdanma şeklinde olacak ve bize, oradaki canlıların kendi gezegenlerinin dengesini büyük oranda değiştirdiğini gösterecek. Akıllı olmayan yaşam, akıllı yaşam kadar yaygın olmayabilir (gerçek şu ki, ikisinin de ne denli yaygın olduğuna ilişkin hiçbir fikre sahip değiliz) ama basit yaratıklar yine de kendilerini fark ettirebilirler.

Uzaylı androidlerle yaşanacak destansı uzay savaşları ihtimali kadar heyecan verici olmasa da herhangi bir dünya dışı yaşamı bulmak kesinlikle eve telefon açmanıza neden olacak bir şey olurdu.


Yazının orijinali Space sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)

 

Etiketler uzaylı Dünya atmosfer