Narsisistik bir dünyada nasıl hayatta kalınır?
Sandy Hotchkiss, 'Narsisistik Bir Dünyada Hayatta Kalma Rehberi'nde narsisist kişilik bozukluğu yaşayan kişileri anlamak ve onlarla başa çıkmak için ipuçları sunuyor ve öneriler geliştiriyor.
Narsisistlerin karakteristik düşünme ile davranış biçimlerini anlamak, onların verebileceği hasarlardan korunmak ve narsisizmi kontrol altına almak için değişik yol ve yöntemler üzerine büyük bir literatür bulunmaktadır.
Narsisist kişilik bozukluğuna sahip kişilerle iş ilişkileri veya yakın ilişkilerde bulunan insanlar, bu kişilerin davranışlarındaki olağanüstü tutarsızlık karşısında şaşkına döner ve kafaları karışır. Sandy Hotchkiss, 'Narsisistik Bir Dünyada Hayatta Kalma Rehberi' adlı kitabında bu sorunun döngüsel değişikliklerini ve tedavilerinin sunacağı olasılıkları anlamamızı sağlayacak argümanlar ortaya koyuyor.
Hotchkiss, narsisizmi en genel haliyle, bir kişinin Benlik kavramını, tutumlarını, ilişkilerini, üretkenlik ve mutlulukla ilgili beklentilerini etkileyen ciddi bir zihinsel rahatsızlık olarak görür. Hotchkiss’e göre; başkalarını hiç düşünmeyen, herkesi kendi çıkarları için kullanmaya çalışan bu insanlar kendi ihtiyaçlarını herkesinkinden daha önemli görürler ve her zaman karşılanması gerektiğini düşünürler. Beklentileri neredeyse çocuksu bir niteliğe sahiptir ama engellendiğinde zalimce bir öfkeye kapılabilirler veya acınası bir şekilde depresyona girebilirler.
Benlik kavramının önemine vurgu yapan yazar, Lasch’a atfen toplumu değiştirebilme konusundaki ümitsizliğe kapılmamız sonucunda içimize kapanarak, değiştirebileceğimiz tek şey olan kendimize döndüğümüzü söyler: "Artan bilinç, sağlık ve kişisel gelişim yoluyla belirsiz bir dünyanın yarattığı kaygıları dindirmeye çalıştık ve tek meşguliyetimiz 'Benliğimiz' oldu. Benlik bazen, bencillik, sürekli kendinden bahsetme ve kibir gibi istenmeyen niteliklerle ilişkilendiriliyor. Öte yandan 'diğerkamlık' da şüpheleri üstüne çekebiliyor. Ne zaman birisi, kendinden çok diğerlerini düşünse o kişiye bağımlı diyor ve önceliği kendilerine vermeleri gerektiğini söylüyoruz. Kendini feda etmek artık kesinlikle rağbet görmüyor."
DUYGUSAL VE AHLAKİ AÇIDAN TAM OLARAK GELİŞMEMİŞ: NARSİSİST
Hotchkiss, sağlıksız olarak tanımladığı narsisisti, duygusal ve ahlaki açıdan tam olarak gelişmemiş sayar. Bu kişiler, gerçekçi bir Benlik algısı ve davranışlarına rehberlik edecek içselleştirilmiş bir değerler sistemine sahip değillerdir. Kaçınılmaz eksiklikler karşısında alçakgönüllü olmak yerine, ezici ve tahammül edilmesi imkansız bir utanç duygusu vardır. Diğer insanların bağımsız varoluşları ile duygularına değer verme ve çoğu zaman bunları tanıma yetileri bile yoktur. Narsisistler, göz korkutucu, büyüleyici, hatta gerçek üstü görünebilir ama tüm süslü sözlerinin ve çekiciliğin ardında, en fazla küçük bir çocuğun ahlaki gelişimine sahip, duygusal açıdan sakat biri vardır.
Narsisistler, yedi ölümcül günah ile tanımlanır. Bunlar; utanmazlık, büyüsel düşünme, kibir, kıskançlık, kendinde hak görme, istismar ve iyi belirlenmemiş sınırlardır. 'Dalkavuklukta' onların üstüne yoktur ve en sadık arkadaş veya sevgili olurlar - ta ki her ne sebeple olursa olsun kendilerine seçtikleri kişinin özel olduğu yanılsamasını daha fazla sürdüremeyecekleri zamana kadar. Sonra en ufak bir uyarı olmadan, hayranlıkları öylece dağılır ve yeni bir tapınma nesnesine geçerler. Büyüsel düşünmesi, başkalarını kullanmaya dayalı idealize etme ve hor görmeyle başkalarını değersizleştirme, narsisistin kendini önemsiz ve kusurlu görmekten kaçınma girişimleridir. Böyle birisiyle ilişki içindeyken, sevilmenin ve takdir edilmenin neye benzediğini asla öğrenemezsiniz. En kötü ihtimalle ise bitmeyen çarpıtmalar kafanızı karıştıracak ve özsaygınızı yıpratacaktır. Onlara göre, başkaları kıymet kazandığı zaman, kendi kıymetleri otomatik olarak düşecektir. Eğer kendilerini değersiz hissediyorlarsa, başkalarını küçük düşürerek, aşağılayarak, hor görerek kendilerini tekrar iyi hissedebilirler.
Narsisistler kaybetmeyi hazmedemezler, eğer başkalarından üstün değillerse o zaman bir hiçtirler. Narsisistler, üstünlük hislerini nadiren kendi başlarına sürdürebilirler. Bu yüzden kendilerini iyi hissetmek için her zaman başkalarının ilgisini, övgülerini, alkışlarını ve onaylamalarını ararlar. Ne kadar çok güce sahiplerse, kendilerini iyi hissedebilmek için diğerlerini o kadar rahatça küçük görebilirler. Başkalarına verilen bu zararın temelinde, gerçek veya uydurulmuş bir aşağılık duygusuna karşı duyulan abartılmış utançtan kurtulma ihtiyacı vardır. Kendilerini eşi benzeri olmayan biri olarak gördükleri için, özellikle olumlu muamele görmek ve otomatik olarak itaat edilmek gibi mantıksız beklentiler içine girerler.
DERİN KARAKTER KUSURU
Narsisistlerin benlik duygusunun gelişiminde derin bir karakter kusuru vardır. Bu kusur, bireylerin sınırları olduğunu, diğer bireylerin ayrı varlıklar olduğunu ve kendilerinin bir uzantısı olmadıklarını anlamalarını engeller. Başka insanlar, onların ihtiyaçlarını karşılamak için vardır, aksi halde hiç olmasalar da olurlar. Bir narsisistin zihninde Benlik ve Öteki arasında bir sınır yoktur. Narsisistler, başkalarının kişisel sınırlarını aştıklarını da çoğunlukla fark edemezler. Postalar, kişisel defterler ve günlükler okunur, cüzdanlar ve cepler karıştırılır, konuşmalar gizlice dinlenir, cep telefonları ve sosyal medya hesaplarına gizlice bakılır, kontrol edilir, fikirler çalınır, sırlar tutulmaz. Karşıdakinin isteyip istemediği umursamadan sarılmalar, öpücükler ve diğer dokunmalarda bulunulur.
Utanmazlıkları, kibirleri ve kendinde hak görmeleri sizi sinirlendirebilir veya kalbinizi kırabilir. Öfkeleri, istismarları ve sınır tanımamazlıkları, sizin korkmuş, çaresiz bir şekilde kırılgan ve haklarınızın ihlal edilmiş gibi hissetmenize yol açabilir. Narsisistin ağına düştüğünüzde kendinizden bir parçayı geride bırakırsınız. Bu bireylere bağlanarak, onların ışıltısının tadını çıkararak kendimizi özel hissetme ihtiyacımızı anında karşılarız ve ilgisini elimizde tutmak üzere onları hoşnut kılmak için elimizden geleni yaptığımızda, onların ihtiyaçlarını karşılamak için bizi kullanabilecekleri mesajını vermiş oluruz. Aşağılamalar ve manipülasyon arasında bizi pohpohlayarak, kendilerine bağımlı halde tutacaklardır.
'İNSANLARI OLMASINI İSTEDİĞİNİZ GİBİ DEĞİL, OLDUKLARI GİBİ GÖRÜN'
Hayatta kalma becerileri için Hotchkiss’in önerilerinin başında, öncelikle kiminle karşı karşıya olduğunuzun bilince varılması gelir. Sizde utanç, rahatsızlık, öfke ve idealize etme duyguları uyanması narsisist ile karşılaşmanın sembolik göstergeleridir. Burada duyguların dışarıda bırakılmaya çalışılmasında yarar vardır. Olaylar kişiselleştirilmemelidir. Çünkü siz amaca ulaşmak için bir araçtan ibaretsinizdir. Narsisisttin sizde uyandırdığı küçümseme hissinden kurtulmanın bir yolu bulunmalıdır. Bazen bu kişinin içsel olarak 2 yaşında olduğunu düşünmek işe yarar. Narsisist tarafından yansıtılan utancın yönünü saptırırken misilleme yapma dürtüsüne direnin, bu kişiye meydan okumaya veya onu aydınlatmaya da çalışmayın. Bizi onların ağına düşüren şey kendimizi daha değerli, daha canlı hissetmeye duyduğumuz hasrettir. Onların tahammül edemedikleri utançlarını düzenlemek için nasıl bize ihtiyaçları varsa, biz de içimizdeki boşluğu doldurmak için onlara ihtiyaç duyabiliriz. İnsanları olmasını istediğiniz gibi değil, oldukları gibi görün. Başkalarını idealize etmek önemli bir işleve hizmet eder ama bir kişi sizi sömürdüğünde ve incittiğinde o kişinin iyiliğinden ve iyi niyetli olduğunda ısrar etmek çocuksu bir düşüncedir.
Narsisistler insanlara yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak için varlarmış gibi davranırlar ve bir şekilde kullanamayacakları insanlara karşı çok az saygıları vardır. Sınırları ihlal ederler ve şefkate şefkatle karşılık vermezler. Gösteriş yapma, kibir, kendileriyle meşgul olmaları en büyük ipuçlarıdır. Karşılıklılık ilkesine uymazlar. Karşılıklı bir ilişkide, herkes kendinden bir şey katar ve bir şekilde yarar sağlar. Katkıların ve sağlanan yararların açıkça belirtilmesi ya da tam olarak eşit olması gerekmez. Fakat herkesin sunduğu şeylerin karşılığını alıyor olduğunu hissetmesi gerekir. Sağlıklı ve tutkulu bir ilişkide taraflar kendi varlıklarına olduğu kadar birbirlerinin ayrı varoluşlarına da saygı duyarlar, birleşme anlarında birbirlerine teslim olurlar, aşklarını yaşarken küçülmek yerine özgürleştiklerini hissederler. Benliğin sınırları içinde eriyip kayboldukça, kalplerindeki arzunun objesi olan kişiyle birleşir ve psikolojik özerkliğin sonucu olan varoluşsal yalnızlığı aşarlar. Ayrı varoluşlarının birliklerini sadece güçlendirdiğini bilirler. Birbirlerini gerçekten sahip oldukları niteliklere hayranlık duyarlar. Sevdikleri insanların kusurlarını utanmadan ve öfkelenmeden hoş görebilirler.
Narsisitler için tüm ilişkiler sömürüden ibarettir. "Ya seni yerler ya da sen onları yersin" mantığındadır. Kendilerini savunmasız bırakmaları kullanılmak için bir davetten başka bir şey değildir. Biri onlar bağlandığı zaman onlardan yararlanıyorlarmış gibi hissederler ve sömürülme korkusu yüzünden kendi bağlılıklarını da inkar ederler. Normal bir karşılıklı ilişki onlara zapt edilmiş ve kullanılmış hissettirir. Bu yüzden üstünlüğün her zaman kendi ellerinde olduğu ilişkileri tercih ederler.
Sandy Hotchkiss, kitabında narsisist kişilik bozukluğu yaşayan kişileri anlamak, onlarla başa çıkmak ve sağlıklı bir ilişki sürdürmek için klinik örneklerinden da yararlanarak ipuçları sunuyor ve öneriler geliştiriyor.