Müsilaj önlemleri TBMM gündeminde

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Bayhan, müsilaja karşı alınan önlemlerdeki son durumu Bakan Murat Kurum'a sordu.

Müsilaj önlemleri TBMM gündeminde
Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - EMEP'li İskender Bayhan, Marmara Denizi'nde yeniden ortaya çıkan müsilaja karşı alınan önlemlerdeki son durumu TBMM gündemine taşıdı. 

Konuya ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a soru önergesi veren Bayhan, şu soruları sordu: 

1 - 6 Haziran 2021’de açıklanan 22 maddelik eylem planı kapsamında, atıksu arıtma tesislerini gerektiği gibi işletmeyen organize sanayi bölgelerinin (OSB) rehabilitasyonu ve ileri arıtma teknolojilerine geçişleri hızlandırılacağı belirtilmişti. Ancak gelinen noktada eylem planına uymayan OSB’lere yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, bu süreç yalnızca "yeşil OSB" adı altında Avrupa Birliği’nden fon almak üzerine mi kurgulanmıştır?

2 - Marmara Denizi’ndeki kirliliğin artış trendi bilimsel raporlarla ortaya konmuşken, derin deşarj ve endüstriyel atıkların denize boşaltılması konusunda nasıl bir denetim mekanizması işletilmektedir? Bu denetimler hangi sıklıkla gerçekleştirilmekte ve kamuoyuyla paylaşılmakta mıdır?

3 - Yeniden ortaya çıkan müsilajın kaynağına ilişkin hangi bilimsel çalışmalar yürütülmektedir? Müsilajın engellenmesi için kısa ve uzun vadede nasıl bir eylem planı öngörülmektedir?

4 - Deniz ekosisteminin geri kazanımı için Marmara Denizi Çevresel İzleme Projesi (MAREM) başta olmak üzere, Marmara Denizi'ndeki kirleticiler üzerine yapılan birçok çalışma ve meslek odalarının önerdiği acil önlemler hayata geçirilmiş midir? Pinaların ve deniz çayırlarının korunması için hangi özel çalışmalar yürütülmektedir?

5 - Müsilajın yüzeyde görünür şekilde birikmemesi ve deniz suyunun berrak görünmesi, ekolojik tahribatın üstünü örtmek için bir bahane olarak mı kullanılıyor? "Denizin yüzeyinde görünmüyorsa yoktur" anlayışı, sermaye düzeninin doğa üzerindeki yıkıcı etkilerini gizleme çabasının bir parçası mı? Bilimsel verilerin ekolojik krizi açıkça ortaya koymasına rağmen Bakanlığınızın bu konuda sessiz kalması, sermaye çıkarlarını önceleyen bir politik tercih mi, yoksa bilimsel uzmanlık ve kamusal sorumluluk eksikliğinin bir göstergesi midir?