Murat Yetkin yazdı: Afgan göçünün 5 yüksek riski

Gazeteci Murat Yetkin yazısında Afgan göçünü 'insani ve siyasi boyutları', 'uluslararası boyutu', 'ucuz iş gücü sömürüsü', 'Covid-19 salgını', 'güvenlik ve terörizm' başlıkları altında ele aldı.

Fotoğraf: Necmettin Karaca – Anadolu Ajansı
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin Afganistan'dan Türkiye'ye yönelik göç ve ilgili tartışmaları beş risk maddesi çerçevesinde ele aldı: "İnsani boyut ve siyasi risk; Uluslararası riskler: ABD, AB, İran; Ucuz işgücü sömürüsü ve riskleri; Kovit salgını çarpan etkisi; Güvenlik ve terörizm riskleri."

Yetkin, 'Afgan göçünün 5 yüksek riski' başlıklı yazısında, "Türkiye’ye Afgan göçünün ABD’nin çekilme kararı ve Türkiye’den Kabil’de kalmaya devam etmesini talebi ardından arttığı biliniyor" dedi ve şöyle devam etti:

"Bu yazıda ABD’nin yirmi yıl süren ve dünyanın başına yeni sınır aşan terörizm belaları açan kanlı ve başarısız Afgan seferinin sonuçlarının Türkiye’ye yıkılması riskine değinmeyeceğim, Afgan göçünün getirmekte olduğu yüksek riskler üzerinde duracağım bu yazıda. Konu Türkiye’de yalnızca iki boyutuyla tartışılıyor. Bir kesim, Suriye göçünün sonuçlarına da dikkat çekerek “sığınmacı istemiyoruz” diyor. Suriye ve Afganistan göçünün insani boyutuna odaklanıp kendilerini ırkçılıkla suçlayanları ise ABD ve AB’nin çıkarlarına göre davranmakla suçluyorlar. O kadar ki son günlerde medyada yabancı fonlar tartışması bile sığınmacılar tartışmasından çıktı.

Oysa konunun iki değil, biraz yakından bakınca en az beş boyutu olduğu görülebiliyor.
1- İnsani ve siyasi boyutları: hayatını kurtarmak için kaçan insanları geri çeviremezsiniz. Onlara temel ihtiyaçların sağlanması gibi bir insani görev olduğu doğrudur. Türkiye uluslararası anlaşmalarda doğusundan gelen sığınmacılara Birleşmiş Milletler kuralları uyarınca “mülteci” statüsü vermeyeceğini ilan etmiştir. Bu yüzden Suriye göçünün başlaması üzerinden on yıl geçmesine rağmen hâlâ “misafir” sayılan sığınmacıların sayısı 4 milyonu geçmiş, Türkiye nüfusunun yüzde 5’ine ulaşmış durumdadır. Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık ve seçmenlik hakkı verilmesi durumunda, özellikle güney, güneydoğu ve doğu illerinde seçim dengelerini değiştirme kapasitesine ulaşmış durumdadır. Başta vatandaşlar tarafından çoğunlukla insani hislerle karşılanan Suriye göçünün, giderek toplumda sürtüşmelere yol açmaya başlamasının, ekonomik nedenlerin yanı sıra bir nedeni de bu endişedir. Bu endişe Afgan göçünün hızlanmasıyla artmaya başlamıştır.

YAZININ TAMAMI