Murat Yetkin: Ya SBK Amerikalılara Türkiye’deki marifetleri hakkında da konuşursa?

Sezgin Baran Korkmaz'ın ABD tarafından tutuklanmasının Ankara'da panik havası yarattığını belirten Murat Yetkin, "Ya SBK Amerikalılara Türkiye’deki marifetleri hakkında da konuşursa?" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, Avusturya'da ABD tarafından tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz'ın Türkiye'ye iadesinin istenmesini ve Sedat Peker'in paylaştığı 5 dakikalık videoyu değerlendirdi. Korkmaz'ın iddialarının sorgulanmasının AK Parti iktidarınca istenmeyen yerlere gidebileceğini söyleyen Yetkin, yargının adım atmamasının eleştirdi.

Yetkin'in yetkinreport.com'da kaleme aldığı "SBK yakalanır, Peker susturulurken Erdoğan gazetecileri" başlıklı yazıdan bir bölüm şöyle,

"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Sedat Peker iddiaları hakkındaki suç duyurusu hakkında, bugün 21 Haziran, hâlâ ne yaptığını bilmediğimiz Türk yargısından söz ediyoruz. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Peker’den kim rüşvet almış, biliyorsanız bize de söyleyin” sorusuna haftalar sonrası “Merak etmeyin şu anda milletvekili değil” yanıtı veren İçişleri Bakanından söz ediyoruz.
Türkiye’nin rejim karşıtlığından dönme Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, Avusturya makamlarından SBK’nın Türkiye’ye verilmesini talep etmiş; Türk vatandaşı ya. Sahi, siz bir Ankara panik havası sezmiyor musunuz burada? Ya SBK Amerikalılara Türkiye’deki marifetleri hakkında da konuşursa? Hani o 12 dakika olduğu söylenen ve 3 dakikasını bildiğimiz bant kaydı var ya SBK ile Erdoğan gazetecileri arasında önde gidenlerden Veyis Ateş arasında… Geri kalan 9 dakikası da Amerikalıların eline geçmiş midir? Ya başka bant kayıtları? Ya SBK’nın zamanında Cumhurbaşkanından Hazine ve Maliye Bakanı damadı Berat Albayrak’a, Türkiye’nin ABD bağlantılarını sağlayan başka isimlerle olan ilişkileri? Ya SBK da Reza Zarrab ve Donald Trump’ın ilk Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn gibi itirafçı olur, şimdiye kadar anlatmadıklarını da anlatmaya başlarsa?

PEKER NASIL SUSTURULDU? İADESİ İSTENECEK Mİ?

Sedat Peker beş küsur dakikalık son videosunu çekmek için dahi BAE yetkililerinden izin aldığını açıkladı. En üst düzeyde suikast ihbarı olduğu için olduğunu söylüyor. Bu durumdan birkaç sonuç çıkarabiliriz. Birincisi, şu anda Peker, BAE’nin koruması ve kontrolü altındadır.

İkincisi, ölümü göze aldığını ve dönüş biletini yaktığını söylemesine karşın, video yayınlamak için BAE yetkililerinin iznini almaktadır.

Üçüncüsü, İçişleri Bakanı başta olmak üzere hakaret ve tehditlerle dolu söylemini bırakmış ve adeta PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999’da MİT-CIA operasyonuyla yakalandığında söylediğine benzer şekilde, “Hizmete hazırım” demektedir. Elli yıl sistemin içinde yer alıp sonra sistemde makbul bir kadının kefaleti ve onunla evlenmesi suretiyle yöneticilere sistemin açıklarını öğreten bir İskoç suçluyu örnek göstermesinin anlamı budur. Kendisi inkâr etmekte ama anlaşılan dolaylı bir pazarlık sürmektedir. Tek taraflı anlamayın lütfen, bu dolaylı “hizmet” teklifi sadece Erdoğan yönetimine ve Türkiye’ye olmayabilir. Peker’in kendisini sürgünde siyasi muhalif olarak gösterme çabası ve B-planının herhangi bir ülkeden siyasi iltica almak olabileceği hesaba katılmalı.

Dördüncüsü, şu anda BAE yönetimi, özellikle de Veliaht Prens Muhammed bin Zayed el Nahyan sadece Erdoğan’a değil genel olarak Türkiye’ye ve Türklere husumetiyle bilinmektedir. Ancak ülkelerin arası iyi olmasa da istihbarat servislerinin irtibatı savaş durumu dahil açık kalır. Bu tür dolaylı pazarlıklar genel olarak açık kanallardan, örneğin Dışişleri üzerinden yapılmaz. Ortaya saçılan kirliliği temizlemek için MİT’in devreye girdiğinin ileride anlaşılması kimseyi şaşırtmamalı."

YAZININ TAMAMI