Mülteci ve Toplumsal Kabul Paneli: Kardeş değil eşit olalım

Van’da düzenlenen Mülteci ve Toplumsal Kabul Paneli’nde konuşan Prof. Dr. Özgen “Mülteci ile kardeş değil, eşit olalım. Bizim mültecilerden farkımız var mı? Mültecilik bir sınıf mücadelesidir” dedi.

Panel HDP Van İl Örgütü Göç ve Mülteci Komisyonu tarafından düzenlendi
Google Haberlere Abone ol

VAN - Sadece son bir yıl içinde 90 mültecinin hayatını kaybettiği Van’da Mülteci ve Toplumsal Kabul Paneli düzenlendi.

HDP Van İl Örgütü Göç ve Mülteci Komisyonu tarafından düzenlenen panele HDP MYK Üyesi Göç ve Mülteci Komisyonu Eş Sözcüsü Veli Saçılık, HDP Mülteci ve Göç Komisyonu Üyesi Eş Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Ağaoğlu, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, HDP Van İl Eş Başkanı Fikret Doğan,  EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Sosyolog Neşe Özgen ve kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Mustafa Avcı konuşmacı olarak katıldı.

DOĞAN: MÜLTECİ GEÇİŞLERİ DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR

STK temsilcilerinin ve birçok yurttaşın katıldığı panelin açılış konuşmasını HDP Van İl Eş Başkanı Fikret Doğan yaptı. Emperyalistlerin Ortadoğu’da çıkardıkları savaşlarda Van’ın geçiş noktası olduğunu ve üç yıldır büyük acılar yaşandığını kaydeden Doğan, geçen yıl Van Gölü’nde 62 mültecinin, dün de 12 mültecinin trafik kazasında yaşamını yitirdiğini vurguladı. Doğan, ‘sınırda kuş uçurtmayız’ diyen devletin bu söylemine rağmen bu kadar mülteci geçişinin düşündürücü olduğunu söyledi. Doğan’ın ardından söz alan HDP Mülteci ve Göç Komisyonu Üyesi Eş Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Ağaoğlu Van Gölü’nün mülteciler için stratejik öneme sahip olduğunu belirtti. Ağaoğlu, “ Karayoluyla geçiş yapamayan mülteciler Van Gölü’nde bir bilinmeze doğru yol çıkıyor. Hakikaten de bir bilinmez ve geçen yıl 60 kişi, dün 12 kişi bu bilinmezin kurbanı oldu. Resmi ağızların ‘kaza’ bizim ise ‘cinayet’ dediğimiz olayda yaşamını yitirdiler. Siirt’te mültecilerle güvenlik güçlerle çatışmaya girdi şeklinde haberler çıktı, anlaşılan o ki, devletin öldürerek çözme politikası yaygınlaşmış ve artık böyle bir politika sürdürüyorlar” dedi.

SAÇILIK: GÖÇMENLER BİR TEHDİT OLARAK GÖRÜLÜYOR

Devletin ‘her yeri izliyoruz, kuş uçurtmuyoruz’ dediğini hatırlatan Ağaoğlu, “Belli ki beraber iş tutuyorlar. Bu insanlar emek piyasasına arz edilmek üzerine geliyor. Hiç kimsenin isteyerek kendi ülkesini terk etmeyeceği kabulünden bahsedelim. 90’larda ortaya çıkan köy göçertmelerle Kürdistan coğrafyası beslenme alanları, yaşamak alanları yok edilerek başka yerlere göç etmek zorunda kaldılar. Erdoğan’ın Suriye’ye biçmiş olduğu politikaya binaen bir kurgu var” diye konuştu. HDP MYK Üyesi Göç ve Mülteci Komisyonu Eş Sözcüsü Veli Saçılık ise göçmenlerin bir tehdit olarak görüldüğünü söyledi. Özellikle İYİ Partililerin buna öncülük ettiğine işaret eden Saçılık kendi partisi HDP’yi de şu cümlelerle eleştirdi: “Devrimci yapılar bütün sorunları ‘devrim olursa çözeriz’ şeklinde yuvarlak cümleler kuruyor, zülfiyâre dokunmayan bir politika izliyorlar. HDP’yi baştan eleştirmiştim, yine eleştireyim. AKP ve MHP’ye karşı konumlanırken, onlar öldüğünde, boğulduğunda, trafik kazası öldüğünde sık sık tepki koyuyoruz ama kent soyluların argümanları, düzensiz göçün oluşturduğu dengesizlikler, milyonlarla ucuz işi gücü olarak görülmeleri, ikame sorunlarına ilişkin profesyonel bir çalışma yürüttüğümüzü söylemem. Pratikte hala eksikliğimiz var.”

PROF. DR. ÖZGEN: GÖÇERTME BU ÜLKENİN KURULUŞ FELSEFESİDİR

Prof. Dr. Neşe Özgen de online olarak katıldığı panelde “Göçertme bu ülkenin temel kuruluş ilkesidir” dedi. Tarihten örnekler veren Özgen, Van, Edirne, Hakkâri gibi sınırla ilgisi son derece yüksek olan illerin yeni politikalar geliştirmesi gerektiğini anlattı. Göçten etkilenen illerin şehir halkıyla birlikte yeni politikalarda söz hakkı olmasını öneren Özgen şunları söyledi: “Anadolu göç için uzun bekleme salonudur. Birbirinin malına sürekli çöken, devleti ile pazarlık yapan bazı yerel nüfusun bu işgalci duygusu yeni gelenin kendi alanını işgal edeceğini düşünüyor. Eski mülteci göç gibi kavramlar bu işgal politikası için bir silah haline getirildi. Savaş ve yoksulluk katlanarak artıyor. İyi bir dil, paradigma oluşturmadan yol alamayız. Mülteci ile kardeş değil, eşit olalım. Bizim mültecilerden farkımız var mı? Mültecilik bir sınıf mücadelesidir. Ülkenin kendi içinde de çitler, duvarlar yükseliyor. Dolayısıyla sınır bir güvenlik meselesi değil, bir hayatiyet meselesidir. Buradan nasıl çıkacağız? HDP bu anlamda diplomatik söylemi geliştirmeli, uluslararası siyasette etkin olmalı.” (DUVAR)