'Mulas de drogas'

Bugün Türkiye cezaevlerinde bulunan, sayıları elliye yakın Kolombiya vatandaşının hemen hepsi "mulas" kategorisine girmektedir.

Google Haberlere Abone ol

İrfan Güler*

Özellikle Latin Amerika’da çok sıkça kullanılan bir deyimdir. “Uyuşturucu katırları”. Tanımlama, uyuşturucuyu bir ülkeden diğerine taşıyan kişiler için kullanılır. Bu taşıma işi her geçen gün daha değişik ve ustaca yöntemlerle yapılır: Valizlerde, çoraplarda, giysilerde ve hatta vücudun içinde olacak şekilde. Vücut boşluğunda (midesinde veya vajinasında) kapsüller içerisinde uyuşturucu taşıyanlar, normal sindirim sisteminin uyuşturucuya zarar vermesini önlemek amacıyla genellikle lateks eldivenler ve prezervatifler kullanırlar. Yine bu tür taşımayı yapan kişilerin özellikle de hamile kadınlardan seçilmesi boşuna değildir zira onların X-ray cihazlarından geçmesi olası olmadığından yakalanmaları daha zordur.

Son yıllarda Latin Amerika’dan Türkiye’ye gelen bu “mulas”ların sayısında artış görülmektedir. Nitekim bugün Türkiye cezaevlerinde bulunan, sayıları elliye yakın Kolombiya vatandaşının hemen hepsi bu kategoriye (“mulas”) girmektedir.

Uyuşturucu tacirleri tarafından bu kişiler genelde düşük kaynaklara sahip, fakir, umutsuz ve kendince başka çıkar yol bulamayan kişilerden seçilmektedir. Bir kez bu taşıma işini kabul eden kişiler artık suç şebekelerinin kurbanları haline gelirler ve esasen uyuşturucu kaçakçılığının da en zayıf halkasını oluştururlar.

Ve her zaman da gönüllü olarak girmezler bu işe. Çoğu zaman aldatılırlar, kendileri veya aileleri tehdit edilerek bu işi yapmaya zorlanırlar. Bazen de insan ticareti şebekelerinin kurbanı olurlar. Onlara bunun tehlikeli bir faaliyet olmadığı, çok kolay olduğu ve her şeyin kendileri tarafından önceden ayarlandığı güvencesi verilir. Bu sahte vaat yerine getirilemediğinden, ele geçmeleri durumunda kendi başlarına yapayalnız kalırlar. Suç şebekeleri tarafından kullanılıp atılan bu kişilerin yeri de yine bu örgütler tarafından kolaylıkla doldurulmaktadır. Benim tanıdığım “mulas”ların hemen hepsi çok naif, hiçbir şekilde şebekelerle bağı olmayan, daha önce sabıkasız olan ve ani bir kararla veya tehdit sonucu bu işi kabul eden kişilerdir.

“Mulas”ların bu kararı almaları genelde savunmasız bir çaresizlik ve umutsuzluk durumu ile bunun kolayca para getirecek bir faaliyet olduğuna dair yanlış bir anlayışa dayanır. Olası bir fırsat ve geçim kaynağı olarak algılanır.

Oysa bu işin kolay hiçbir tarafı bulunmamaktadır. Özellikle vücut boşluğunda taşıma işini yapanların sağlıkları büyük bir tehlikede olduğu gibi uyuşturucu ithal etmek gibi cezası ağır olan bir suç da işlemiş olurlar. Bu suçun cezası aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkelerde çok yüksektir.

“Mulas”ların taşıdıkları uyuşturucu miktarları da çok değildir. Genelde 300 gram ile 1,5 kilo arasında değişmektedir. Somut örneğimizde Kolombiya vatandaşlarının taşıdığı madde kokaindir.

“Mulas”ların bu taşıma karşılığında aldıkları paralar da bin ila 5 bin dolar arasında değişmektedir. Bunun da cüzi bir kısmı ilk etapta verilir ve geriye kalanı da iş tamamlandığında verileceği vaat edilir. Ancak bu iş genelde tamamlanmaz ve “mulas”lar havaalanlarında yakalanırlar.

Türkiye havaalanlarında yakalanan bu “mulas”ların karşılaşacakları hapis cezaları da asgarî otuz yıldır. Takdir edersiniz ki bu ceza çok yüksektir. Bu anlamda suç ve ceza arasında hiçbir şekilde orantı bulunmamaktadır. Bu orantısız durumu bir sonraki yazımızda ele alacağız.

*Avukat, Kolombiya Konsolosluğu Hukuk Müşaviri