Mithat Sancar: Neden 7 Haziran?

HDP'ye açılan ikinci kapatma davası ile ilgili konuşan Sancar, "Bu bir siyasi tasfiye operasyonudur, artı bir siyasi intikam hamlesidir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisine yönelik kapatma başvurusunun yapıldığı tarihe dikkat çekti. Sancar, "Bu davanın tamamen siyasi nitelikte olduğunun en önemli kanıtlarından biri başsavcılığın 7 Haziran’ı seçmiş olmasıdır. Neden 7 Haziran’ı seçiyor? 8’ine veya 10’una bırakabilir oysa. Bu da kesin olarak sarayın bir hamlesidir" dedi. 

Artı TV'de açıklama yapan ve HDP'ye açılan ikinci kapatma davası ile ilgili konuşan Sancar, "Bu bir siyasi tasfiye operasyonudur, artı bir siyasi intikam hamlesidir. Tüm yargılamalar iki temel hedefe yaslanıyor biri siyasi tasfiye diğeri siyasi intikam" dedi. Sancar Ahmet Şık'la ilgili iktidardan gelen açıklamalar için de, "Şık'a yöneltilen tehdit her birimize yöneltilmiştir. Bu tehdit ve şantaj anlayışına karşı her yerde güçlü bir itirazı hep birlikte dile getirirsek iyice sallanmakta olan bu iktidarı ilk seçimde göndeririz" şeklinde konuştu.

‘NEDEN 7 HAZİRAN?’

HDP’ye yönelik açılan ikinci davanın tarihine dikkat çeken Sancar, “Bu davanın tamamen siyasi nitelikte olduğunun en önemli kanıtlarından biri başsavcılığın 7 Haziran’ı seçmiş olmasıdır. Neden 7 Haziran’ı seçiyor? 8’ine veya 10’una bırakabilir oysa. Bu da kesin olarak Saray’ın bir hamlesidir. Yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu davayı kendiliğinden açmıyor, kendi binasında hazırlamıyor dedik başından beri. Sarayın talimatları doğrultusunda ve o çerçevede hareket ediyor. AYM bu zor şartlar altında iddianameyi oy birliğiyle iade etti. Dolayısıyla bizi doğrulamış oldu. Bu iddianame tamamen dayanaksızdır, bir tür siyasi bildiri gibidir dedik. İddianamenin basına yansıması için ya da bizim görebilmemiz için AYM’nin bu iddianameyi kabul etmesi gerekiyor. İlk dava açıldıktan sonra basına sızdırılmıştı bir kısmı. Şimdi sızdırılmadığı için biz de göremedik iddianameyi” dedi.

‘BU BİR SİYASİ TASFİYE OPERASYONUDUR’

HDP’ye yönelik açılan davaların temel nedenlere ilişkin konuşan Sancar, “Bize yapılan tüm operasyonlar, açılan tüm davalar aynı zamanda bir intikam amacı taşıyan hamlelerdir. 7 Haziran AKP’nin bir daha kendine gelemeyeceği şekilde sarsıldığı ciddi sarsıldığı bir tarihtir. Bu bir siyasi tasfiye operasyonudur, artı bir siyasi intikam hamlesidir. Tüm yargılamalar iki temel hedefe yaslanıyor biri siyasi tasfiye diğeri siyasi intikam” değerlendirmesinde bulundu.

‘AYM’NİN REDDETMESİNİ BEKLİYORUM’

Sancar, HDP’nin kapatılması kararının AYM’nin kendi kendini bitirmesi gibi bir etki doğuracağının uyarısında bulunarak, “İktidar ciddi anlamda mafyatik bir karakter taşıyor ve bütün mafyatik yöntemleri kullanmasını da gayet iyi biliyor. Şimdi dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’ne bir basınç olmasını beklemek gerekiyor bu doğrudan olacak olan kısım. Dolaylı olarak ise, sürekli bir psikolojik savaş yürütecekler. Nitekim zaten bunu MHP uzun süre yoğun olarak yaptı bu propagandayı yine yapacaktır da ama ben yine de AYM’nin benzer basireti göstereceğini bekliyorum. AYM’den iddianameyi reddetmesini bekliyorum, reddetmese bile davanın sonunda kapatma talebini reddetmesini bekliyorum. AYM eğer kendini değersizleştirecek ya da itibarsızlaştıracak bir şey yapmak istemiyorsa bütün bu baskılara direnmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi bu kadar bariz bir siyasi operasyona alet olursa, HDP’nin kapatılması yönünde bir karar verirse bu AYM’nin kendi kendini bitirmesi gibi bir etki doğuracaktır” dedi.

‘HDP EN BÜYÜK KORKULARIDIR’

“İktidarın politikalarında talancılık ve gaspçılık var” diyen Sancar, “7 Haziran'ın bahar olarak yerleşen hafızasını silmek istiyorlar. Yanılıyorlar, hiçbir güç toplumsal hafızayı kökten veya esastan gasp edemez. Biz bunu kendilerine her gün gösteriyoruz. Bu kadar çok zulme rağmen HDP ayaktadır ve en büyük korkularıdır onların. İktidar sağlamken ve kendine de güveni varken rant mekanizmalarını da talan yöntemlerini de rahat rahat uygulayabiliyor. Ne zaman bu rahatlık ortadan kalkar karşısında boyun eğmeyen bir toplumsal güç varsa bu rahatı kaçar. Bizim en büyük hamlemiz 7 Haziran yerel seçimlerinde oldu. Şimdi iktidarın kalıcı olmadığını görmeye başlayan bir sürü şahıs ya da çevre kim kimi tasfiye edecek gibi bir durumun da ortaya çıkacağını öngörerek şimdiden kendilerinin geleceklerine dair planlarını güçlendirmek istiyorlar. İktidar içindeki çatışmaların en önemli nedeni iktidarın kendine güvenini kaybetmiş olması. Bu mafya ve benzeri tartışmalara bir de buradan bakmak gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Bahçeli’nin iddianame için “Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez reddetme şansı kalmamıştır” sözlerine cevap veren Sancar, “Bir sürü veriye dayanarak söylüyorum, o iddianame MHP Genel Merkezi'nde hazırlandı. Baskı uyguluyor, basınç ve siyasi kuşatma uyguluyor MHP ve Genel Başkanı. Yoksa hukuken AYM’nin bunu reddetme hakkı da vardır, eksikliler varsa buna göre de karar verme yetkisi de vardır. İddianameyi kökten reddedebilir, etmelidir de” dedi.

‘HALK SAHİPLENECEK, KAPATMA DAVASI BOŞA ÇIKACAK’

HDP’nin kapatılması durumunda ise halkın partiye olan desteğinin hızla büyüyeceğini belirten Sancar, “AYM iddianameyi kabul ederse ve esastan inceleme başlarsa biz orada tarihi bir savunma yaparız. Kapatma kararı çıkmayacağına inanıyorum ama her şey mümkün kapatma kararı da çıkabilir. Kapatma kararı çıkarsa da HDP, kilit güç olma rolünü hakkıyla ve sonuna kadar oynayacağı seçeneklere sahiptir. Yani biz HDP’yi sonuna kadar savunacağız ve yaşatacağımıza inanıyoruz. AYM üyelerinin vicdanı ya da adaletine inanma isteğinden bağımsız olarak şunu söyleyebilirim. HDP’yi halk sahiplenmektedir ve bu desteyi çok daha fazla büyütecektir. HDP’yi halk sahiplenecek ve kapatma davası boşa çıkacak” dedi.

Sancar, şöyle devam etti:

İKTİDAR, SEÇİMDE KAZANMANIN PLANINI YAPIYOR: Bu iddianamenin güya tamamlanarak tekrar gündeme getirilmesi AYM’ye gönderilmesi aynı zamanda bu iktidarın kendini kurtarma çabasının somut ifadesidir. İki türlü kendini kurtarma çabası var burada. Birincisi, Sedat Peker’in videolarıyla ortaya çıkan devasa çürümeyi örmek ve halkın ve kamuoyunun dikkatini başka yere çekmek. Bu konu da herkes açık ve net bir tutum takınmalı aksi taktirde iktidarın oyununu ilerletmesine zemin hazırlamış olacaklar. Böyle bir muhalefetin önümüzdeki seçimlerde veya herhangi bir zamanda topluma gelecek için daha iyi şeyler vadetme konusunda inandırıcılığı azalı ve giderek yok olur.

HERKES AÇIK VE NET BİR TUTUM TAKINMALI: Bizim o partiye bu partiye HDP’ye sahip çıkın diye bir çağrımız yoktur halkımıza vardır. Partilere sadece bu topluma karşı görevlerini hatırlatıyoruz. İkincisi, iktidar HDP'yi siyasi alandan çıkararak önümüzdeki seçimde kazanmanın planını yapıyor. Bu sadece HDP'nin meselesi olabilir mi? Herkes açık ve net bir tutum takınmalı. Burada amasız fakatsız bu ülkenin demokrasisine, toplumsal barışına sahip çıktıklarını göstermeleri gerekiyor. Bunu yapmayan muhalefetin halkın karşısına gelecek vaadiyle çıkma umudu yoktur.

HDP BELKİ YİNE BEDEL ÖDEMEK ZORUNDA KALIR AMA YOLUNA DEVAM EDER: Halkımız zerre tereddüt etmesin bütün yolları tıkasalar yeni bir yol yaratırız. Mutlaka demokratik siyasette irademizi en güçlü şekilde ortaya koyacağımız yolları da yaratırız. Geçmiş deneyimlerimiz ortadadır. Mücadele büyüyerek devam etti. HDP belki yine bedel ödemek zorunda kalır ama yoluna halkın desteğiyle devam eder. Asıl halk nezdinde, tarih karşısında vebal altında kalacak olanlar bu dönemde bu hak adalet sınavından çakanlar olacak.

İKTİDAR DÜZENİ TÜMDEN MAFYATİK HALE GELİYOR: Hangi iktidar Kürt sorununda inkar, imha ve savaş konseptini hayata geçirmeye kalkarsa eninde sonunda çürüme yaşanır, yaşandı da. Şimdi ortalığa saçılan bütün bu pislikler esasen Kürt sorunundaki politikaların yarattığı sonuçlardır. 90’lar da böyleydi, Susurluk onun sonucuydu. Kirli kaynaklar çok büyük olunca paylaşım savaşı da büyük oluyor. İktidar düzeni tümden mafyatik hale geliyor. Hukukla açıklanacak bir yapı kalmıyor. Topyekûn savaş, topyekûn mafyatikleşme haline dönüşüyor. İktidarın tamamı mafyatik ilişkiler içindedir. Kurtuluş güçlü bir demokrasi ittifakıyla mümkündür.