Mimarlar: Yıkım tehdidi altındaki DSİ binası acilen tescil edilmelidir

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yıkım tehdidi ile karşı karşıya olan tarihi DSİ Genel Müdürlüğü hizmet binası için çağrıda bulundu: Yıkılması Ankara’nın kentsel kültürü ve kimliğine büyük zarar verir.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet ve Ankara mimarisinin tarihi değerlerinden biri olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü hizmet binasının yıkım tehdidi altında olduğunu ve Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yaptıkları başvuruyu yakından takip ettiklerini duyurdu.

Başvuru sürecinden sonra plan değişikliği yapılarak yıkılması ve yerine kat yüksekliği artırılmış yeni bina yapılmasına dönük karar verildiğini hatırlatan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, kurumlar arası yazışmaları sürdürdüklerini belirterek, “Yapının korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescili için Koruma Kurulu’na başvurduk. Atatürk’ün istirahatgahı ile yakın konumda olan, Cumhuriyetin simge değerlerini taşıyan bir mimarlık kültürüne sahip yapıyı ve yapının içinde bulunduğu parselin kentsel tarihi korumak için mücadeleyi bırakmayacağız” dedi.

‘DSİ BİNASI KENTİN ÖNEMLİ BELLEK MEKANLARINDAN BİRİSİ’

Devlet Su İşleri Genel Müdürlük hizmet binasının 1950’li yıllarda tasarlanmış en önemli mimarlık eserlerinden biri olduğunu belirten Candan, uygulama imar planı değişikliği yapıldığını hatırlatarak şunları kaydetti:

“Kamu kullanım niteliği değiştirilmemiş gibi görünmesine rağmen plan değişikliği ile 1958 yılında yapılan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü binasının yıkımı öngörülmektedir. DSİ binası kentin en önemli bellek mekanlarından birisidir. DSİ kongre salonu bugüne kadar birçok meslek örgütü, sendika, sivil toplum örgütü, siyasi partinin tarihsel toplantılarına tanıklık etmiştir. Plan değişikliği ile yıkım tehdidi altındaki yapı,1950’li yıllarda tasarlanmış en önemli mimarlık eserlerinden biridir. Geleceğe dönemin teknolojisi ve kamu yapılarına bakışın simgesel ifadesi olarak kültür varlığı olarak kentsel hafızadaki yerinin korunması için acilen tescil edilmesi gerekmektedir.”

‘YIKILMASI ANKARA’NIN KENTSEL KÜLTÜRÜNE VE KİMLİĞİNE BÜYÜK ZARAR VERİR’

Yapının yıkımının gerçekleştiği takdirde Türkiye’nin ve Ankara’nın mimarlık tarihine ve belleğine büyük zarar vereceğini belirten Candan, tarihi binanın hakkında bilgi vererek, “Enver Tokay, Behruz Çinici ve Teoman Doruk tarafından tasarlanan bina için 1959 yılında başlanan inşaat 1970 yılında tamamlanmış ve söz konusu bina Türkiye mimarlık tarihinin 1950’li yıllarda tasarlanmış en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilmiş ve mimarlık tarihindeki yerini almıştır” dedi. 1920’li yıllardan 1970’li yıllara kadar yerli ve ülkeye özgü mimarlık kültüründen söz etmenin mümkün olduğunu ifade eden Candan, “Söz konusu dönemlerde Türkiye’de binalarını tasarlama ve uygulama fırsatı bulan mimarlar ‘kültürel kimlik’ ve ‘kent kimliği’ sorularına yanıt veren çok önemli mimarlık eserleri ortaya koymuştur. Yapının yıkılması ülkemiz mimarlık tarihine Başkent Ankara’nın kentsel kültürü ve kimliğine büyük zarar verir” diye konuştu. (DUVAR)