Mimarlar Odası: Tercüman gazetesi binasının yıkımını kınıyoruz, suç duyurusunda bulunacağız

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Tercüman gazetesi binasının yıkımını kınayarak yıkım iznini veren belediye hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Zeytinburnu’ndaki 49 yıllık eski Tercüman gazetesi binası, deprem riski nedeniyle yıkıldı. Binanın yıkımı sosyal medyada tepkilere neden oldu. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de "İkonik bir yapı olan Tercüman Gazetesi Binası’nın yıkımını kınıyoruz" başlıklı bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada, "Türkiye Mimarlığı’nda ve kent hafızasında özgün bir yeri olan Tercüman Gazetesi Binasının tescilli bir modern mimarlık örneği iken, yapının hangi gerekçelerle tescil kaydının düşürüldüğü bilinmeden ve ardından yeniden tescil edilmesi sürecinin tamamlanması beklenmeden, yıkım iznini veren ilgili belediyesine suç duyurusunda bulunuyoruz" denildi.

2010 YILINDA TESCİLLENDİ 2012'DE TESCİL KALDIRILDI

Tercüman gazetesinin açtığı yarışmayla Tunca ve Günay Çilingiroğlu’nun tasarladığı bina, 1974 yılında tamamlanmıştı. 1993’te mali bir kriz nedeniyle gazeteyle birlikte satılan binada Anadolu Ajansı ve Basın İlan Kurumu gibi çok sayıda kurum da hizmet verdi. 2010 yılında İstanbul 4 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla tescillenen binanın 2012’de betonarme olarak yapılan yapının tarihi, arkeolojik, çevresel ve diğer önem ve özellikleri bakımından önem arz etmediği gerekçesiyle tescili kaldırıldı. Bina deprem riski gerekçesiyle 3 Aralık 2023 günü yıkıldı. 

'KENT HAFIZASINDA ÖZGÜN BİR YERİ VARDI'

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de "İkonik bir yapı olan Tercüman Gazetesi Binası’nın yıkımını kınıyoruz" başlıklı bir açıklaması şöyle:

“İstanbul Karasurları’nın dışında, Zeytinburnu İlçesi, Merkezefendi Mahallesi, 2969 ada, 41 parselde yer alan, toplumsal belleğe “ikonik” bir bina olarak kazınmış (eski) Tercüman Gazetesi Binası’nın kamuoyunda hiçbir bilgi paylaşılmadan ansızın yıkılmış olması büyük bir kayıptır ve bu tutum asla kabul edilemez. Oysa bu binanın birçok açıdan Türkiye mimarlık ve kent tarihinde önemli bir yeri olmuştur. Değişen koşullar çerçevesinde Babıâli’den İstanbul Karasurları’nın dışına taşınan ilk basın binası olması, mimarları Günay Çilingiroğlu ve Muhlis Tunca’nın deneysel mimari olarak da adlandırılabilecek özgün tasarım yaklaşımları, binanın statik tasarımını yapan Rasin Etiman’ın geniş konsolları ile Türkiye’de ilk defa cesur bir mühendislik yaklaşımı uygulayarak binayı mimarlık literatürüne kazandırmış olması yapının önemini göstermektedir. Binanın uygulandığı yıl olan 1974’te, içinde yer aldığı çevre henüz yapılaşmamışken, kentin ana ulaşım damarlarından biri olan E-5 koridoru üzerinde tek başına algılanan güçlü bir kentsel imge olarak kente kazandırılmış olması da binanın “ikonik” olma nedenlerini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca bina, mimarlıkla ilgili yayınlarda da ele alınmış; “…binanın bir tasarım olgusu ve inşa edilmiş yapısal bütünlük olarak özgül anlamının; işlev-simge değeri-strüktürel kuruluş-kütle/mekân biçimlenmesi ve ölçek arasındaki ilişki ve eklemlenmelerde aranması gerektiğini…” belirten mimarlık kuramcısı Atilla Yücel tarafından mimari değeri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Tüm bu ‘ilksel’ ve ‘niteliksel’ özelliklerinden dolayı bina, 26.03.2008 tarihinde İBB Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü tarafından yapılan başvurudan iki yıl sonra, İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.01.2010 tarih ve 3562 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Ne var ki modern bir mimarlık örneği olarak tescil edilmiş olan bu ikonik bina; zaman içinde dış cephesi üzerine asılan reklam panolarıyla özgün durumundan gitgide uzaklaşmıştır. Konuya duyarlılık gösteren Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 25.08.2011 tarihinde yaptığı başvurusuna müteakip, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nin 11.11.2011 tarihinde yaptığı başvurusuyla, bina üzerinde demir konstrüksiyon ve ahşap panolarla kültür varlığının estetik niteliğini bozan ilave ve niteliksiz eklerin kaldırılarak binanın özgün görünümüne kavuşturulması için gerekli işlemlerin yapılması talep edilmiştir. Bahsi geçen yazılar ve talepler karşısında 25.03.2011 tarihinde bu defa ilgilisi binanın tescil kaydının kaldırılmasını talep etmiş, bu başvuruyla birlikte konu değerlendirilmiş ve İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 23.05.2012 tarih ve 661 sayılı kararıyla yapının tescil kaydının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu tarihten sekiz yıl sonra İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü konuya hassasiyet göstererek 10.03.2020 tarihli yazısıyla “Brütalist mimarinin ülkemizdeki seçkin örneklerinden biri olması ve yapıldığı dönemde farklı mimari yaklaşım ve uygulamaları ortaya koymuş olması sebebiyle Tercüman Gazetesi Binası’nın tescil durumunun yeniden değerlendirilmesi” talebinde bulunmuştur.

İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 06.07.2021 tarih ve 4713 sayılı kararı ile “söz konusu Tercüman Gazetesi Binası’nın sanatsal, mimari ve estetik niteliklerini anlatan ve üniversitelerin ilgili bölümleri tarafından hazırlanan raporun, ilgili koruma bölge kuruluna iletilmesinden sonra konunun değerlendirilebileceği” belirtilmiştir.

İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı, Kültürel Miras Koruma Şube Müdürlüğü’nün 29.11.2021 tarihinde, söz konusu binanın teknik ve estetik niteliklerine ilişkin hazırlanan ayrıntılı raporla birlikte, 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yasası’nın Tespit ve Tescile ilişkin 7. Maddesi doğrultusunda değerlendirilerek yeniden tescil edilmesini talep etmiştir. Ancak tüm bu çabalara rağmen adım adım yok olma sürecine yaklaşan ikonik binanın, ansızın 2023 yılının son günlerinde yıkılmış olduğunu öğreniyoruz.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, Türkiye Mimarlığı’nda ve kent hafızasında özgün bir yeri olan Tercüman Gazetesi Binasının tescilli bir modern mimarlık örneği iken, yapının hangi gerekçelerle tescil kaydının düşürüldüğü bilinmeden ve ardından yeniden tescil edilmesi sürecinin tamamlanması beklenmeden, yıkım iznini veren ilgili belediyesine suç duyurusunda bulunuyoruz.”