Milleyha Kuş Cenneti mi olarak kalacak yoksa hafriyat alanı mı olacak?

Hatay’da bulunan Milleyha Kuş Cenneti, Türkiye’nin en önemli kuş göç yolu ve kuş gözlem noktalarından biri. Ancak kuş cenneti, çöp, moloz ve avcılık üçgeninde yok olma tehdidi altında.

Google Haberlere Abone ol

HATAY – Nisan ayında yağmurların azalması ve mayıs ayında durma noktasına gelmesiyle Milleyha Kuş Cenneti’ndeki sulak alan iyice kurudu. Aylardır bölgede çalışmalar yapan Kuş Gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu, yaşam alanları kuruyan kuşlar için büyükşehir belediyesi itfaiye ekibi ve yerel halkla birlikte geçici de olsa bir sulak alan oluşturdu. Ancak gönüllülerin 48 saat boyunca kazma kürekle çalışarak yaptığı yaşam alanına ertesi gün parke taşı döküldü. Sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine parke taşı dökülen yer temizlendi.

Parke taşının hangi kurum tarafından döküldüğü tespit edilemedi. Aynı gün Samandağ Belediyesi’nin internet sayfasında “Samandağ’da yolların parke yenileme çalışması devam ediyor” ilanının yayınlanması ise dikkat çekti.

YAĞMURLAR BİTTİ YAŞAM ALANLARI YOK OLDU

Yağmurların durmasıyla onlarca tür göçmen kuşun konaklama yeri olan Milleyha’da kıyı kuşlarının konakladığı sulak alan da kurudu ve kuşlar susuz kaldı. 4 aydır Milleyha’da çalışmalar yapan ve burada farklı kuş türleri de gözlemleyen Emin Yoğurtçuoğlu, duruma kayıtsız kalmadı.

Sosyal medya hesaplarından “Gelin el birliği ile kuşlara yaşam alanı yapalım” çağrısı yapan Yoğurtçuoğlu, desteğe gelmek isteyenler için bulunduğu yerin konumunu paylaştı. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle Yoğurtçuoğlu’nun çağrısına yakın çevredeki gönüllüler ve büyükşehir belediyesinin itfaiye ekibi yanıt verdi. Kuşların susuz kalmaması için bölgede sulak alanlar oluşturuldu.

48 SAAT BOYUNCA SU TAŞIDILAR

İlk önce işe, bölgedeki çöplerin toplanmasıyla başlandı. Çöp ve hafriyat dökme alanı yapılan bölgeden torbalarca çöp çıktı.

Emin Yoğurtçuoğlu ve gönüllüler

Daha sonra tankerle bölgeye yedi ton su taşınsa da toprağın suyu emmesi nedeniyle çok daha fazlası gerekiyordu. Bu nedenle alana yere yakın bir yerdeki kanaldan su çekimi yapıldı. Fakat hortum yetmediği için gönüllüler işin geri kalanına kazma kürek ile devam etti. Emin Yoğurtçuoğlu, gönüllüler, itfaiye işçileri 48 saat boyunca neredeyse hiç uyumadan su taşımaya devam etti. İki günün ardından geçici de olsa kuşlar için bir sulak alan ortaya çıktı. Bölge, bir anda farklı kuş türlerinin de akın ettiği bir alana dönüştü.

 

‘BEN TÜRKİYE’DE NASIL GÜZEL İŞ YAPAYIM?’

Ertesi gün Samandağ’dan ayrılan Yoğurtçuoğlu, günlerce emek verip, kuş yaşam alanı yaptıkları yere parke taşı döküldüğünü sosyal medya hesabından paylaştığı videoyla duyurdu. Olaya “Kalbim acıyor. Benim kuruyunca ellerimle kazıyıp su getirdiğim, herkesin kuşlar için seferber olduğu gölete demin bir kamyon gelip tam orta yerine moloz dökmüş. Ben Türkiye’de nasıl güzel bir iş yapayım? Nasıl bilgimi paylaşayım? Milleyha Kuş Cenneti’nin kaderi bu sanırım” sözleriyle tepki gösterdi.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN GELEN KUŞLAR BURADA

Milleyha’nın bulunduğu Samandağ, Asi Nehri’nin denize döküldüğü son nokta. Burası, ana kuş göç yolu olduğu için Afrika'dan, Arabistan'dan, Hindistan'dan yani dünyanın dört bir yanından kuşlara ev sahipliği yapıyor. Kuşların göç için kıyı hattı ve verimli yerleri tercih ettiğini, gaga yapıları ve bacak boylarının kıyı ve sığ yerlerde beslenmeye uygun olduğuna dikkat çeken Yoğurtçuoğlu, “Bu kuşlar, gölet ve yüzeyinde bitki olan yerlerde beslenemez” diyor.

‘MİLLEYHA EKOTURİZM İÇİN ÇOK UYGUN’

Yapılan bu sulak alan geçici bir yöntem. Kalıcılaşması için kuyu açılması ya da elektrikli pompa ile su çekilen bir mekanizmanın kurulması gerekiyor. Yoğurtçuoğlu, böyle kıymetli bir alanın çöp ve hafriyat yeri olmasına şu sözlerle sitem ediyor: “Burada kuşlara yaşam alanı yapılması gibi bir dert yok. Burayı yok etmek istiyorlar. Böyle kıymetli bir alana hafriyat atılıyor. Belediyenin hafriyat atılamaz diye yazı yazdığı yere ise daha çok atılmış. İlginç ama böyle. Burada kuşlar için bir yaşam alanı yapılsa ciddi anlamda bir ekoturizm olur, çok fazla da turisti çeker.”

‘AVCILIK YASAK OLSA, KİM BİLİR DAHA NELER ÇIKAR’

Bölgede yoğun şekilde avcılık da yapılıyor. Hatta zaman zaman kaçak ava çıkanlar da var. Yoğurtçuoğlu, Türkiye’de de en azından Milleyha gibi önemli noktalarda sürekli av yasağının olması gerektiğini düşünüyor. Bir kuşun avlanması, bir tane dahi tüfek sesinin duyulması onlarca türü huzursuz ederek bölgeden ayrılmasına sebep oluyor. İnsanların evlerinde bomba ya da çatışma sesi duyduklarında tedirgin olduğunu, kuşların da tüfek sesi duyduğunda, insanlarla benzer korkuyu yaşadığına dikkat çeken Yoğurtçuoğlu, dört ayda bölgede yeni kuş türleri gördüğünü, “Avcılık yasak olsa, kim bilir daha neler çıkar” diye konuşuyor.