‘Millet İttifakı’na destek olmayacak bir biçimde Erdoğan’ın kaybetmesinin yolunu bulacağız’

Sosyalist Güç Birliği bileşenlerinden TKP ve SOL Parti temsilcileri seçimlere dönük attıkları adımları anlattı, diğer ittifaklarla ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA – Türkiye seçim hattına girdikçe ittifakların cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde alacağı tavır da merakla bekleniyor. SOL Parti, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ve Devrim Hareketi'nin öncülüğünde yola çıkan Sosyalist Güç Birliği’nin seçimlerdeki tutumu da yanıt bekleyen sorular arasında yer alıyor.

Sosyalist Güç Birliği bileşenlerinden Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine hazırlık çalışmasında geldikleri noktayı anlattı, diğer ittifaklarla olan ilişkilerini değerlendirdi.

KEMAL OKUYAN: İSTEĞİMİZ ORTAK TAVIR ALINMASI

TKP Genel Sekreteri Okuyan'a göre, ittifakları, her şeyi açık yürütmeye çalışıyor. İttifaklarının genel olarak istedikleri tempoyu kazanması için çalıştıklarını, düşüncelerinin seçimlerle sınırlı olmadığını ifade eden Okuyan, "Birlikte ne yapabiliriz konusunda çalışmalarımız sürüyor ve iyi de gidiyor. Avantajımız, meseleyi seçime kilitlemediğimiz için rahat ilerliyoruz" dedi.

Yaklaşan seçimlerde Sosyalist Güç Birliği’nin tavrının merak edildiğini, parti olarak seçim çalışmalarına başladıklarını ifade eden Okuyan, ittifak olarak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri olmak üzere iki başlıkta değerlendirme yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili tavırlarının ne olacağı üzerine değerlendirmelerde bulunan Okuyan, “Güç Birliği’ni oluşturan oluşumlar cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak çok yönü olmasına rağmen farklı bir tavır alabilirler. Ama bizim isteğimiz ortak bir tavır alınması. Çok uzun olmayan bir süreçte bu konudaki tavrımız netleşecek. Aday çıkarmak, ikinci tur olursa hangi bir seçenek tercih edilir gibi durumları değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.

‘BİZ SESSİZ SEDASIZ, TIPIŞ TIPIŞ ERDOĞAN’IN KARŞISINDAKİ ADAYA DESTEK VERMEYİZ’

Sosyalist Güç Birliği’nin, Cumhur İttifakı ve Altılı Masa’yı birinden birine tercihle hareket etmediğini, ikisine dönük de karşıtlık ilişkisi kurduğunu belirten Okuyan, “Öte yandan da şunu biliyoruz; bu ülkede 20 yılı aşkındır bir iktidar var. Bu iktidarın tek kişiyi öne çıkaran siyasal sistemi var. Bunun ömrünün uzamasına yarayacak bir konumlanmadan da uzak duracağız. Sorumlu davranmaya çalışıyoruz" dedi.

Bu durumun genelde “Altılı Masa’ya destek" olarak algılandığını söyleyen Okuyan, “Biz Millet İttifakı’na destek olmayacak bir biçimde Erdoğan’ın kaybetmesinin yolunu bulacağız. Bu deneyime ve birikime sahibiz. ‘Son tahlilde destekleyecekler’ deniyor, bunun böyle olmadığını göstereceğiz. Burada da bir yol açacağız. Biz sessiz sedasız, tıpış tıpış Erdoğan’ın karşısındaki adaya destek vermeyiz. Erdoğan’ın karşısındaki adaya oy vermek, o aday ve arkasındaki güce destek vermek anlamına gelmez. Destek çok güçlü bir sözcük. Böyle bir şey yok. Kimse bizden böyle bir şey beklemesin" ifadelerini kaydetti.

Sosyalist Güç Birliği’nin Meclis seçimlerindeki tutumuna dair ise Okuyan, "Sonuçta şu belli; partiler kendi kimlikleriyle kendi program ve adaylarıyla girecek. Öte yandan sonuçta bir güç birliğiyiz ve iş birliğinin yolları, pusulaya yansıması, birliğin sahada vereceği fotoğrafı da değerlendiriyoruz. Bu daha kolay çözebileceğimiz bir mesele. Cumhurbaşkanlığı seçimi biraz daha karmaşık" diye konuştu.

‘MİLLETVEKİLLİĞİ ÇIKARMA ÜZERİNE KURULU BİR SÜRECİN PARÇASI OLMAYACAĞIZ’

Sosyalist Güç Birliği’nin sürekli diğer ittifaklarla değerlendirilme eğiliminin olduğunu, TKP’nin neden orada olmadığı sorusuna yanıt vermek zorunda kaldıklarını ifade eden Okuyan, “Bu da bizim hiç meraklısı olmadığımız bir polemik haline geliyor. Biz gerekçelerimizi söylediğimizde buna yanıtlar veriliyor” dedi.

Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin ziyaretinin, “dostça bir ortamda karşılıklı tutumların aktarımı” olarak gerçekleştiğini aktaran Okuyan, "İki ittifakın bir araya gelmesinin mümkün olmadığını söyledik. Nedenlerini de söyledik. Bunun herkes için iyi olacağını söylemiş olduk. ‘Fena mı olur pusulada herkes bir arada olsun’ deniyor. Biz milletvekilliği çıkarma üzerine kurulu bir sürecin parçası olmayacağız. Bu milletvekilliğini toptan önemsizleştirici bir şey değil. Bunun önemli motivasyon olduğu hiçbir şeyde olmayacağız. Nitekim böyle değerlendirildiğinde nelerin ortaya çıktığını şimdi yaşıyoruz" diye konuştu.

Bu sözlerin Emek ve Özgürlük İttifakı’nda milletvekilliği pazarlığı yapıldığı anlamına gelip gelmediği sorumuz üzerine Okuyan, “Ben bunu söyleyebilecek ne bilgiye sahibim ne de başka siyasi partilerin yaptıklarıyla çok fazla ilgiliyim. Ama bu gündem var mı ortada? Var. Böyle bir tablo ortaya çıktı. Bu tabloyu da ne Birgün gazetesi ne de başkaları yarattı, bu gündem zaten vardı. Dolayısıyla ben bu görüşmeler öyledir böyledir demem, dedikodu üzerinden de olmaz. Ben bu soruya siyasetçi olarak yanıt veremem. Ama şunu söylerim; biz milletvekilliği pazarlığı içerisinde olmayacağız. Bu birilerine itham olarak anlaşılıyorsa bu ayrı bir şey. TKP bunda yer almayacak” ifadelerini kaydetti.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan
‘MİLLET İTTİFAKI’NA KEFİL OLMAYIZ, OLMAYACAĞIZ’

Altılı Masa’nın değişik bir sistematikle yürüdüğünü, ithamda bulunamayacağını belirten Okuyan, bu kanattan kendilerine yönelik bir takım nabız yoklamalarının olduğunu söyledi. Kendilerine doğrudan bir davet gelmediğini de ifade eden Okuyan, “AKP’nin karşısına dikiliyoruz ama Millet İttifakı bizim açımızdan bir dost meclisi değil. Altılı Masa’da bize yakın bir şey, duygudaşlık görmüyoruz” dedi.

Altılı Masa’nın yakın dönemde açıklanması beklenen adayının destek talebinde bulunması halinde şartlarının ne olduğunu sorduğumuz Okuyan, sözlerini söyleyeceklerini, destek olmayacaklarını ifade edeceklerini belirterek, “Erdoğan’ın karşısındaki bir adaya oy vermek destek anlamına gelmeyebilir. Meseleye sadece oy açısından bakmamak gerekiyor” dedi. Okuyan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz son ana kadar Türkiye’de bir alternatifin seçim sürecinde güçlü olması için uğraşacağız. Belki de aday çıkaracağız. O adayın ikinci tura kalması için de uğraşacağız. İşimiz imkânsız gibi gözüküyor ama siyasette üç, dört ay çok önemli süreler. Düzen cephesinden çıkan iki aday büyük bir yıpranma yaşayıp tam da başka bir alternatif güçlenebilir. Dolayısıyla Millet İttifakı’na Türkiye Komünist Partisi’nden bir destek olmaz. Millet İttifakı’na kefil olamayız, olmayacağız.”

‘KILIÇDAROĞLU’NUN KARŞI DEVRİMCİ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEYİZ’

Altılı Masa’nın adayının kim olduğunun önemli olup olmadığını sormamız üzerine Okuyan, “Kim olursa olsun tavrımız değişmez diye bir şey yok. Karşı devrimci bir aday çıkarsa biz de gereğini yaparız ve bu bir meydan okuma olur. Biz öyle bir adayın kazanmasına yardımcı olamayız” dedi.

Altılı Masa’nın adayı olma ihtimali yüksek olarak değerlendirilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu tarife uyup uymadığını sormamız üzerine ise Okuyan, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşı devrimci bir siyasetçi olduğunu söyleyemeyiz. İsimler üzerinden tartışmak risk barındırıyor. Kemal Bey’e dönük çok sert eleştiriler de yapıyoruz. Temsil ettiği siyasi ideolojik çizginin Meral Akşener ile yan yana gelmiş olması, onunla aynılaşması ayrı bir şey ama Meral Akşener’in hala temsil ettiği çizgi tarihsel misyondur, o başka bir şey. Bunları oturup değerlendirebilecek bir siyasal birikime sahibiz. İçimiz rahat. Bütün adaylarla aynı tavrı göstereceğiz diye bir şey yok. Bakacağız” ifadelerini kullandı.

‘TEK ADAM REJİMİNİN BİR YENİLGİYE UĞRATILMASI TÜM MUHALEFETİN SORUMLULUĞU’

Sosyalist Güç Birliği’nin çalışmalarına devam ettiğini, ittifak olarak AK Parti’nin başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifine karşı ortak açıklama yapacaklarını ifade eden SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, ittifaklarının parlamento seçimlerine katılma konusunda bir değerlendirme içerisinde olduğunu söyledi, “Önümüzdeki günlerde bu değerlendirmemizi daha somut bir noktaya taşımak üzerine çalışıyoruz. Sosyalist Güç Birliği’nin şu an aldığı bir karar yok” dedi.

Geçtiğimiz hafta kongrelerini tamamladıklarını, bu hafta sonu da parti meclisi toplantısını gerçekleştireceklerini belirten İşleyen, iki temel vurgunun öne çıktığını ifade ederek, “Tek adam rejiminin bir yenilgiye uğratılmasının tüm muhalefetin ortak sorumluluğu olduğunun altını çiziyoruz. Sol Parti bu konuda rejime son vermeyi ön plana alan bir siyaseti, bütün seçim süreci boyunca etkin bir şekilde izlemeye devam edecek” dedi.

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen
‘KİMİN SEÇİLMEYECEĞİNİN DAHA ÖNEMLİ OLDUĞU BİR SEÇİMLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Tüm muhalefetin son dönemde “kendi çelişkileri etrafında yaşadığı sorunlara” da vurgu yapan bir sorumluluk çağrısı yaptıklarını söyleyen İşleyen, “Biz bu koşullarda, bu seçime bir referandum dedik. Bir referandumla karşı karşıyayız. Kimin seçilmeyeceğinin daha önemli olduğu bir seçimle karşı karşıyayız. Erdoğan’ın temsil ettiği dinci bir azınlığın ülkenin bütün kaynaklarını eline aldığı rejimi yenmek ve ülkeyi daha büyük bir karanlıktan çıkarmak öncelikli görev” dedi. İşleyen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mevcut muhalefetin halkın birikmiş sorunlarına yanıt veremeyeceğini ve iktidar değişikliği sırasındaki ortaya çıkacak tabloda güçlü bir muhalefet çizgisini geliştireceğimizi şimdiden ilan ediyoruz. Sol Parti, seçim platformunda kendisini etkin bir şekilde ortaya koyacak. Bunun biçimi ve nasıl olacağını hem kendi kurumlarımız hem Sosyalist Güç Birliği’ndeki tartışmalarla karar vereceğiz.”

‘SADECE SAĞA DOĞRU YASLANAN, ONLARIN DESTEĞİNİ ALMAYA ÇALIŞAN BİR SİYASET BAŞARILI OLAMAZ’

Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleriyle diyalog içerisinde olduklarını, seçim boyunca tüm muhalefet bileşenlerinin dayanışmaya ihtiyacının bulunduğunu ifade eden İşleyen, “Rejime karşı en geniş muhalefetle ve her parçasıyla dayanışmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz” dedi. İşleyen, Emek ve Özgürlük İttifakı ya da HDP ile seçim gündemli görüşmelerinin olmadığını söyledi.

Altılı Masa bileşenleriyle de temas içerisinde olmadıklarını söyleyen İşleyen, “Temas içinde değiliz. Bizimle bir temas kurulmadı” diye konuştu. Altılı Masa’nın ilan edilen adayının destek talep etmesi durumunda kırmızı çizgilerinin olup olmadığını sormamız üzerine ise İşleyen şu yanıtı verdi:

“Ekmeleddin vakaları, 7 Haziran-1 Kasım arasındaki süreç tüm muhalefet için derstir. Muhalefetin aklında tutarak bu sorumlukla hareket etmesi gerekiyor. Eğer gerçekten kazanmak ya da başarmak isteniyorsa; Türkiye’de mevcut siyasi masaların çok ötesinde geniş, ilerici, devrimci biçimler, potansiyeller var. Bunları dikkate almadan bir siyasette başarılı olunamaz. Sadece sağa doğru yaslanan, onların desteğini almaya çalışan bir siyaset başarılı olamaz. Bir yenilgiye uğratılacaksa bunun yolu Türkiye’deki en geniş emekçi kesimlerini, ilerici potansiyellerinin aktif desteğinin alınabilecek bir politikanın ortaya konulmasından geçiyor. Adaylığın da bu çerçevede düşünülmesi lazım.“