Metal işçisi, demokrasi ve sınıf için direniyor!
Grevi yasaklanan metal işçileri, sadece düşük ücret ve sendikal hakları için değil ülkede despotik bir çalışma düzenine zorlanan işçi sınıfı, diğer emekçiler ve halkın demokratik mücadelesinin önünü açmak için direniyor. Bu direnişin başarısı, 2025 yılındaki emek ve toplumsal mücadelenin de yol göstericisi olacaktır…
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın 7 fabrikada, 1.600 işçiyle başlattığı grev, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasaklama kararına rağmen devam ediyor. 4’ü MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) üyesi olan ve trafo sektöründe bulunan 5 işletmede (7 fabrikada), 4 ve 13 Aralık 2024’te başlayan grevler, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 13 Aralık 2024 tarihi itibariyle ertelendi.
“Milli güvenlik” gerekçe gösterilerek 60 gün süreyle ertelenen bu uyuşmazlık sürecinde taraflar anlaşamazlarsa grev tekrar devam edemiyor, Yüksek Hakem Kurulu’na intikal ediyor. Yani, kısaca “ertelenen” grevler aslında yasaklanmış oluyor. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde ertelenen grevler, erteleme süreci sonunda anlaşma sağlanmazsa yasal olarak devam edebiliyordu.
Birleşik Metal-İş Sendikası, 19 ve 25 Aralık tarihlerinde de iki fabrikada daha greve çıkacak, bu fabrikalardaki grevler de ertelenmiş (yasaklanmış) olmasına rağmen sendika grevi sürdürmekte kararlı. Dolayısıyla grev yasaklarına rağmen 5 işletmeye bağlı 9 fabrikada yaklaşık 2 bin metal işçisi, greve devam etmiş olacak. Grevler, Kartal, Tuzla, Dilovası, Dudullu, Balıkesir/Gönen ve Kocaeli/Çayırova’daki fabrikalarda sürecek.
GREVE KATILIM YÜZDE 100
DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, dün yaptığı açıklamada grev yasağına rağmen greve katılımın yüzde 100 olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Çelik iradeli metal işçilerini teslim alamazsınız, onların mücadeleci sınıf sendikası Birleşik Metal-İş'in kalelerinden bir tek çivi sökemezsiniz. İnançla yolunda yürüyen tüm üyelerimizi yürekten kutluyorum. Metal İşçisi kazanacak, İşçi sınıfımız kazanacak!"
Grev yerlerinde polis ablukası olmasına rağmen güvenlik güçlerinin şimdilik herhangi bir müdahalede bulunmadığı görülüyor. Öte yandan işverenler, işbaşı yapmayan işçilerin kayıt altına alınacağı bildiriminde bulundu.
Sendikanın Genel Sekreteri Ali Çeltek de, "Bir sendikanın grev yapma hakkı olmazsa o sendika toplu sözleşme yapamaz. Adil bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz. Sorunu masada çözmekten yanayız, aksi halde metal işçisi herhangi bir dayatmayı asla kabul edemez. MESS'den de pazarlık için çağrı bekliyoruz, olmazsa mücadeleye devam” diye konuştu.
'YÜZDE 40 ZAMMA HAYIR'
Sendika Başkanı Özkan Atar, yoksulluk sınırının altında düşük ücretlerle çalışan metal işçileri için insanca yaşamalarını sağlamak amacıyla yüzde 125 oranında bir ücret zammı talep ettiklerini belirttti. MESS ise, yüzde 40’lık bir ücret artışı öngördü. Başkan Atar, “MESS, metal işçilerine açlık ve sefaleti reva görüyor” dedi. Metal işçisinin ücreti de, net 30 bin lira dolayında bulunuyor.
İşveren sendikası MESS, öte yandan iki yıl yerine toplu sözleşmelerin üç yıllık yapılmasını istiyor. İşverenin esnek çalışma yöntemiyle işçilerin daha da düşük ücret almasına yönelik talepleri bulunuyor. Birleşik Metal-İş, bu taleplere işçi haklarında daha fazla kayba neden olması nedeniyle karşı çıkıyor.
Sendikanın açıklamasında, trafo üreten fabrikaların “milli güvenliği bozmasının” mümkün olamayacağı belirtilerek grev erteleme (yasaklama) kararının başta MESS olmak üzere işverenlerin çıkarlarını, kârlarını korumaya dönük olduğu ifade edildi.
Yine aynı açıklamada, 2003-2023 yıllarını kapsayan AKP döneminde toplam 19 “grev erteleme” kararı verilerek 195 bin işçinin toplu pazarlık hakkının iktidar tarafından engellendiği vurgulandı.
ANAYASAYA AYKIRI
Birleşik Metal-İş Sendikası, 2015 yılında ertelenen grevler için Anayasa Mahkemesi’ne gidildiğini ve yüksek mahkemenin Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verdiğini hatırlattı. Sendikanın açıklamasında, Anayasa Mahkemesi kararının bugün için de geçerli olduğu belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarının metal işçilerinin grevlerini yasaklamak suretiyle işçi sınıfının hak arama mücadelesini engellemek ve sermaye sınıfının çıkarlarını korumak amacını güttüğü açıkça bellidir.
Bu çerçevede Birleşik Metal-İş Sendikası’nın grev yasaklarına rağmen üretimi durdurarak direniş göstermesi, grevi sürdürmesi, sadece düşük ücret, sosyal ve sendikal hakları için değil aynı zamanda ülkede despotik bir çalışma düzenine zorlanan işçi sınıfı, diğer emekçiler ve halkın demokratik mücadelesinin önünü açmak içindir.
AKP iktidarı, önümüzdeki süreçte ekonomik bunalım ve baskıdan kurtulmak için mücadele edebilecek toplumsal muhalefeti de grev yasakları ile korkutarak sindirmek istiyor. Suriye ve dış politikadaki “başarılarını” öne sürerek toplumun yoksulluğa ve baskıya karşı direncini kırmayı amaçlıyor.
O nedenle metal işçilerinin bu direnişi, 2025 yılı için de emeğin ve tüm toplumsal muhalefetin mücadelesi için yol gösterici olacaktır. Direnen metal işçilerinin sonuna kadar yanındayız…