Mersin'den Ankara'ya: Hükümet istifa

CHP'nin Mersin'de düzenlediği "Milletin Sesi" mitingi başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğraflarının asıldığı miting alanında "Hükümet istifa" sloganları atıldı.

Google Haberlere Abone ol

MERSİN - Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarı erken seçime zorlamak amacıyla organize ettiği "Milletin Sesi" mitinglerinin ilki Mersin'de yapılıyor.

"Ekonomik krizden etkilenen tüm vatandaşların" davet edildiği miting Umut Meydanı'nda gerçekleştiriliyor.

Alana Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafının yer aldığı "Milletin Sesi Kılıçdaroğlu, hemen seçim, erken seçim" yazılı büyük pankartlar asıldı. Miting meydanında Türk bayrakları ve parti bayrakları yer aldı.

MÜZİK ÇALINMADI

Dersim Ovacık'ta yaşanan çatışmada vefat eden Mersinli Astsubay Üstçavuş Celil Mutlu'nun cenaze töreni nedeniyle miting alanında müzik çalınmadı. Mitinge katılan vatandaşlar "Hükümet istifa", "Tayyip istifa", "Hak, hukuk, adalet" sloganları attı.

MİTİNG ALANI ERKEN SAATLERDE DOLDU

37 bin kişi aldığı açıklanan meydan miting saatinden önce dolmaya başladı. Erken saatte gelen bir seçmen, "Bu alan çok kalabalık olmalı o nedenle erkenden geldik. Erken seçim yapılmalı. İktidar bugün gitmezse yarın gidecek, o da olmadı 2023'te kesin gidecek. Çocuklarımın geleceği yok oldu" diye konuştu.

Mitinge katılan bir çiftçi ekonomik zorluklara dikkat çekerek, "Ekmek almakta zorlanıyor insanlar. Ben çiftçiyim. Limonum dalında kaldı. Bu iktidar dönemi çiftçi daha da fakirleşti" dedi.

'KEŞKE YARIN SEÇİM OLSA...'

Erken seçimin şart olduğunu söyleyen bir seçmen de, "Millet bıktı, bıçak kemiğe dayandı. Keşke yarın seçim olsa" diye seslendi.

'MİLLET BAHÇESİ MİLLETE YASAKLANDI'

Miting için izin verilen alanın hemen yanında yer alan "Millet Bahçesi" kapıları demir bariyerlerle kapatılarak halkın girişine izin verilmedi. Bu duruma tepki gösteren miting katılımcıları "Millet Bahçesi millete kapatıldı" dedi.

'MİLLETİMİZ SEFALETİ ANLATACAK, BİZ DİNLEYECEĞİZ'

Mitingde konuşma yapmadan önce sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Milletimizi dinlemek üzere dün akşam Mersin’e geldim. Şehidimizin evine taziyeye gittim. Bugün ise milletimiz sefaleti anlatacak, biz dinleyeceğiz. 2021’de hâlâ böyle bir gündemimizin olması yürek sızlatıyor ama ne yapalım çözmek için yollardayız" ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önce kürsüye çıkan Kale Köyü’nden Çiftçi Naile Uyanık, şu anda bahçelerindeki limonların satılmadığını söyleyerek, "Dalında kaldı limonumuz, portakalımız, mandalinalarımız. Gübremizi alamıyoruz. Eskiden gübre 80 liraydı, şimdi 400 liraya çıktı çuvalı. İlacımızı alamıyoruz. Bu sene bırakmak zorundayız bahçelerimizi. Çok kötü durumu köylünün. Şu anda aç köylü, aç. Eskiden bahçelerimizi sattık mı kızımızı, oğlumuzu evlendiriyorduk. Şimdi, bir traktör alıyorduk. Ne oğlan ne kız, bir çuval un alabilirse köylü, ona da şükretsin. Çünkü bir çuval un 200 liraydı, 50 kiloluk. Şimdi 400 lira. 5 kilo 5 kilo alıyor köylü, çünkü alamıyor. Çok kötü durumu köylünün. Ne olursunuz yardım edin. Türkiye duy sesimi” dedi.

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunu Ebru Akyürek de 2 yıldır işsiz olduğunu belirterek, “Bir kadın olarak ayaklarımın üstünde durmak istiyorum. Bu yaşta, 24-25 yaşında ailemin eline bakmak istemiyorum ama bakıyorum. İleride eşimin eline bakmak istemiyorum. Burada bugün bütün atanamayan işsiz, emek veren, çalışan ama atanamayan bütün arkadaşlarımın, bütün öğretmen arkadaşlarımın sesi için, sesi olmak için buradayım. Hepinizi selamlıyorum” dedi.

Yenişehir’de esnaf olan Mesut Tur da "Ülke olarak hiç iyi durumda değiliz" dedi ve, "Döviz her gün başını alıp gidiyor. Benim 2 tane kız çocuğum var. Biri 1,5 yaşında, biri 5 yaşında. 1,5 yaşındakiler bu aralar beni gerçekten çok zorluyor. Mamasını alamıyorum, bezini alamıyorum. Küçük kız kreşe gidiyor. Servis ücreti 400 lira. Yani çok uzağa gitmeyeyim, dün bir tüp aldım 250 liraya ben bir tüm aldım. Ben esnafım diye ben ki bunu ucuza aldım. Çoğu kişi burada onu aynı fiyata alamaz. Yani Kemal Amca, Kemal Abi artık siz her ne diyorsanız; bize yardım etsin, bizi kurtarsın bu düzenden. Gerçekten çok ama çok zor durumdayız. Hepinize iyi günler dilerim” diye konuştu.

'UMUTSUZLUĞA YER YOK, BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ'

Konuşmaların ardından kürsüye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, “Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim; bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu. İçim dağlanarak izledim eşimle beraber, Büyükşehir Belediye Başkanı ve saygıdeğer eşleriyle beraber. 21. Yüzyıl’ın Türkiye’si bunu hak ediyor mu? 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. 20 yıldır. 2 üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ait? Türkiye’yi bu ayıptan çekip çıkartacağız. Bundan emin olmanızı istiyorum. Umutsuzluğa yer yok, bütün sorunları çözeceğiz" diye konuştu.

'BEN TÜİK'E SİZİN HAKKINIZI KORUMAK İÇİN GİTTİM'

Kılıçdaroğlu önceki gün TÜİK'e gitmesiyle ilgili şöyle konuştu:

"Dün saat 11:00'de TÜİK'e gittim. Enflasyon açıkladılar, aylık yüzde 3,51 yıllık enflasyon yüzde 21,31. Ya Allah aşkına, bunlar devletin memuru mu, sarayın memuru mu? Sizin evinizde eşiniz, çoluğunuz çocuğunuz alışveriş yapmıyor mu? Elektrik faturasına, su faturasına bakmıyor mu? Deterjan alırken, ekmek alırken, domates alırken görmüyorlar mı? Talimat gelmiş 'İndireceksiniz'. Neden gittim? TÜİK rakamları üzerinden emeklinin, asgari ücretlinin, memurun aylığını belirliyorlar. Yani milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar. Bir de bu işin uzmanları var. Onlar da oturup bir hesap yaptılar ve onlar da aynı gün, aynı saatte rakamları belirlediler. TÜİK yüzde 3 belirliyor, onlar yüzde 9 belirliyorlar. Farka bakın Allah aşkına. Onlar diyor yıllık yüzde 21, hocalar diyor yüzde 58. Hangisi doğru? Eli kalem tutanlar, aklı başında olanlar, bir yerden talimat almayanlar, doğruları halkla paylaşmayı şiar edinenler doğru rakamları söylüyorlar. Şunu bütün emeklilerin, bütün asgari ücretlilerin, bütün memurların bilmesini isterim; ben TÜİK'e sizin hakkınızı korumak için gittim. Oradakilere soracaktım, 'Siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz?' diye. Kapı duvar. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde milletvekilleri bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Mersinlilerin huzurunda açık ve net söylüyorum; sizin duvarlarınız vız gelir bize. Vesayet diye bağırıyorlardı değil mi? Vesayetin ne olduğunu dün gördü herkes. Bütün dünya gördü vesayetin ne olduğunu. Sarayın emrine giren memurlar devlet memuru değildir artık onlar. Sarayın emrine giren ve talimatla iş yapanlar devletin memuru değillerdir. Tabi oldukları kanunun adı devlet memurları kanunu ama hayatta uyguladıkları yol, yöntem sarayın kuralları. Bu kuralları değiştireceğiz. Asgari ücretlinin, memurun, emeklinin hakkını savunmak sadece benim görevim değil. Milyonların görevi, hepimizin görevi. Ortak görev ve beraber yapacağız. Ayrıca Mersinlilerin huzurunda bütün vatandaşlarıma söz veriyorum; Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Her türlü vesayetten. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Beraber kurtaracağız. Birlikte kurtaracağız, dostlarımızla beraber kurtaracağız.”

'HERKESİN KAZANMASI İÇİN BERABER GİDECEĞİZ SANDIĞA'

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu soruyu vicdanı olan herkesin kendisine sormasını isterim; bir çiftçi niye zarar eder? Alın teri döken bir insan niye zarar eder? Sabahın köründe gidip işini gücünü yapan, acaba ürün olduktan sonra satacağım ve çoluk çocuğuma bakacağım, onurlu bir şekilde şehrin, köyün, mahallenin, ilçenin sokaklarında gezeceğim diye düşünen bir insan neden zarar eder? Ve bu zararın sorumlusu kim? Bu soruyu vicdanı olan herkesin kendisine sormasını isterim. Başka bir şey daha; ya bu ülkenin toprakları var. Bereketli toprakları var. Bereketli havamız var. Güneşimiz var, karımız var, yağmurumuz var. İmkanlarımız var. Çalışkan insanlarımız var. Neden kendi çiftçimizi değil de dışarıdan arpayı, buğdayı, nohudu, mercimeği, fasulyeyi, canlı hayvanı, eti neden getiririz? Ve gümrük vergisini neden sıfırlarız? Bütün çiftçi kardeşlerimin düşünmesi lazım. Bu soruları şunun için soruyorum; her birimiz kendi vicdanımızla bir muhasebe yapmak zorundayız. Yarın sandık gelecek ve gideceğiz. Vicdanımızın sesini dinleyeceğiz. Eski alışkanlıklarımızı bırakacağız. Türkiye’nin bereketi için. Herkesin kazanması için beraber gideceğiz sandığa ve bir dikta yönetimini, bu ülkeye farklı bakan bir yönetimi sandıkta alaşağı edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum sizlere.”

'ÇİFTÇİNİN BORÇLARININ FAİZİNİ 1 HAFTA İÇİNDE SİLECEĞİZ'

“Muz konusunda burayı çok iyi biliyorum. Mersin önemli bir merkez. Eğer Mersinliyi seviyorlarsa, Mersin’de muz yetiştiricilerinin hakkını, hukukunu teslim etmek istiyorlarsa muz ithalatını ya durduracaklar veya yüksek vergi koyacaklar. Öncelik kim? Öncelik bizim insanımız. Çalışan insanımız. Üreten insanımız. Alın teri döken insanımız. Bunun da bir tarafa yazılmasını istiyorum. İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor Türkiye’de. Çünkü çiftçi ekersem zarar ederim diyor. Mahvoldum diyor. Tarım Kanunu’nun 21. Maddesi var, çiftçiye en az milli gelirin yüzde 1’inde oranında teşvik verilir diyor. Bugüne kadar hiç uygulanmadı. 2016 yılından beri. Yapacağız. Çiftçi kardeşlerime söylüyorum; Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. Şunu asla unutmayın; ilk 1 hafta içinde çiftçinin bankalara olan, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının faizlerini sileceğiz. Sıfırlayacağız.”

'ESNAF BAKANLIĞI KURACAĞIZ'

“Esnaf kardeşimiz de konuştu. Aynı şeyi esnaflar için de yapacağız. Bankalardan veya Esnaf Kefalet Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Diyor ya faize karşıyım. Faize karşıysan neden bu faizlerle var? Neden bunları silmiyorsun? Hangi gerekçeyle silmiyorsun? Yine esnafın başvuracağı yer yok. Esnafın derdi olunca nereye başvuracağını bilmiyor. Umut meydanında, Mersin’den bütün Türkiye şahit olsun. Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi Esnaf Bakanlığı’nı kurmaktır ve esnafın da bir bakanlığı olacak. Esnafın da yüzü gülecek. Bunu da yapacağız. Halk Bankası’nı gerçekten de bir esnaf bankası yapacağız. Bunun üzerinde de ciddi ciddi çalışacağız. Görecekler. Herkes görecek. Esnafın nereden ne kadar ucuz kredi aldığını herkes görecek ve göstereceğiz. 

'MAFYAYLA, UYUŞTURUCU BARONLARIYLA İŞBİRLİĞİ YAPILAN DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİM'

“Benden de selam söyleyin sevgili Mersinliler. Ahdim var. Bu memlekete barışı getireceğim. Ahdim var, bu memlekete huzuru getireceğim. Ahdim var, bu memlekete sevgiyi getireceğim. Ahdim var ve söz veriyorum; bu memlekete demokrasiyi, bu memlekete adaleti getireceğim. Mafya düzenini ve mafyayla, uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Çoluk çocuğumuzun, gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım. Söz veriyorum. Siyaset ahlaklı insanların görevi olacak. Siyaset adamına göre iş bul, adamına göre kredi aç, ihale takip et, rüşvet al, cebini doldur, zengin ol. Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım.

Yine söz veriyorum; bu meydandan söz veriyorum, bütün Türkiye duysun. Hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde asla ve asla barındırmayacağım. Bir daha ifade edeyim. Saray ve şürekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanlarını, devletin kadroları içinde asla yaşatmayacağım. Hepsinin görevine son vereceğiz.”

Ve yine söz veriyorum; harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Her kuruşun hesabını. Para benim param değil. Sizin paranız. Sizin paranızı harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktır. Bunu yapacağız.”

Yine söz veriyorum. 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük bir kısmı oraya gidiyor. Oraya giden, harcanıyor ve gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, çalışan, bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağız. Bundan da emin olmanızı isterim.”