Menajer Ayşe Barım tutuklandı
Menajer Ayşe Barım, savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından tutuklandı.
DUVAR - Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından olduğu suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan menajer Ayşe Barım, 3 günlük gözaltı sürecinin ardından bugün Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi. Türkiye'de birçok ünlüyü temsil eden ID Danışmanlık menajerlik şirketinin kurucusu ve ortağı Ayşe Barım, terör savcısına yaklaşık 3 saat ifade verdi.
Barım, ifadesinin alınmasından sonra, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Can Tuncay ve savcı Furkan Kafalı tarafından tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Ayşe Barım, sevk edildiği 4. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
4. Sulh Ceza Hakimliği, Ayşe Barım’ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmasına karar verdi.
Kararın, delillerin toplanma aşamasında olduğu ifade edilerek verildiği belirtildi.
MEMET ALİ ALABORA İLE KONUŞMASI SUÇA DELİL SAYILDI
Ayşe Barım’ı tutuklamaya sevk yazısında Gezi protestoları için, “Dönemin meşru hükümetini ortadan kaldırma amacına yönelik olan ve amaca matuf elverişli eylemleri barındıran kalkışma hareketi” tanımlaması yapıldı.
Sevk yazısının ilk sayfasında Gezi eylemleri sonucunda verilen mahkeme kararlarından bahsedildi.
İkinci sayfada ise Barım’ın iletişim kurduğu, iş insanı Osman Kavala ile Çiğdem Mater ve Memet Ali Alabora’ya verilen hapis cezalarına değinildi.
Üçüncü sayfada ise Barım’ın Gezi davası dosyasına giren tape kayıtlarına yer verildi. Memet Ali Alabora ile konuşan Barım’ın, Gezi eylemleri sırasında yapılacak bir açıklamaya dair konuşmalarından bahsedildi. Konuşmalarda Ayşe Barım’ın, ise “Bunun tonu tavrı sana tam tersi son derece zarar verici bir tavır ve ton” diye yanıt verdiği görüldü.
Savcılık ise Barım’ın bu ifadelerini, “şiddete evrilen eylemler sürecinde kitlesellik arayışı içinde olduğu” şeklinde değerlendirdi.
BARIM’IN KAVALA İLE İRTİBATININ DELİLİ, MATER İLE GÖRÜŞMENİN İÇERİĞİ YOK
Sevk yazısının devamında Ayşe Barım’ın, Çiğdem Mater ile 14 kez, Memet Ali Alabora ile 3 kez telefonla görüştüğü ifade edildi. Ancak Barım’ın, Mater ile konuşmalarının içeriğine yer verilmedi.
Öte yandan Barım’ın Osman Kavala ile irtibatta olduğu öne sürülürken, tutuklamaya sevk yazısında nerede ne şekilde, hangi yolla iletişim kurduklarına dair bir tespitin yer almadığı görüldü.
Başsavcı Vekili Tuncay ve savcı Kafalı, dosya arasında dinlenilmesi gereken tanıkların bir kısmının dinlenilmemiş olması, dijital verilerin değerlendirilmesinin yapılması gerektiğini gerekçe göstererek Barım’ı tutuklamaya sevk etti.
TEKELLEŞME İDDİASI DARBE SUÇLAMASINA EVRİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, bazı sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkında sosyal medya platformlarında yer alan paylaşımlar ve haberlerdeki iddialar ihbar kabul edilip re'sen soruşturma açılmıştı.
Ayşe Barım, sektörde tekelleşmeye neden olduğu iddialarıyla gündeme gelmiş, kendisine karşı çıkan oyuncuları piyasadan uzaklaştırdığı öne sürülmüştü.
Soruşturma kapsamında Ayşe Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulurken, Barım'ın menajerliğini yaptığı Serenay Sarıkaya’nın da 'tanık' olarak ifadesi alınmıştı.
Ayşe Barım cuma günü sabah saatlerinde, hakkında açılan yeni soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım'ın 29 Mayıs-2 Haziran 2013 tarihleri arasında şirketi bünyesindeki sanatçıları Gezi Parkı eylemlerine katılmaları için yönlendirdiğini öne sürdü. Barım’ın, Osman Kavala, Çiğdem Mater ve Memet Ali Alabora ile yoğun iletişim halinde olduğu, olayların planlayıcılarından olduğu iddia edildi.
BAŞSAVCI VEKİLİ ARAMALARA KATILDI
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlaması yöneltilen Barım’ın, ev ve ofisinde arama yapıldı. Arama çalışmalarına İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Can Tuncay’ın da katıldığı bildirildi.
Soruşturma kapsamında oyuncular Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci, Nejat İşler, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu ve Nehir Erdoğan'ın "tanık" sıfatıyla ifadesi alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ifadesi henüz alınmayan oyuncuların da bilgisine başvurulacağını açıkladı.
SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe Barım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunda verdiği ifadesinde, "Gezi Parkı eylemlerinin başlarında beni 2013 Mayıs ayı içerisinde bu konuyla ilgili kimse aramadı. Kimse benden birliktelik kurmak adına finans ya da ismimle destek olma adına herhangi bir ricada yahut talepte bulunmadı. Gezi Parkı'nın ilk başladığı ve benim ilk gittiğim dönemde hatırladığım kadarıyla Muhteşem Yüzyıl isimli dizide beraber çalıştığımız oyunculardan bazıları bulunmaktaydı. Beni tam hatırlayamamakla birlikte onlardan birisinin arayarak setten çıkarak Gezi Parkı'na gideceğini çocuklar ne yapıyor diye bakmak istiyoruz dediler. Bende hemen bende geliyorum dedim. Gezi Pastanesi'nin karşı tarafında boş bir alanda toplanılmıştı. Ben bireysel olarak kendim gittim. Oyunculara eşlik etmek üzere buluştum. Gezi Parkı'na hatırladığım kadarıyla 1 ya da 2 kez gitmişimdir başkaca gitmişliğim yoktur. İlk kez gittiğimde sanatçıların şiir okuduğu sürece izleyici olarak katıldım. 2. Kez gittiğimde çok kısa süreliğine gittim ve birisiyle beraber gidip gitmediğimi hatırlamıyorum. İkinci kez gittiğimde de sanatçılarla beraberim, diye hatırlıyorum" ifadelerini kullandı.
'KAVALA İLE BİR FİLMİN TANITIM SÜRECİNDE TEMAS ETTİM'
"Mehmet Osman Kavala isimli şahsı nereden tanırsın. Yine Mehmet Osman Kavala ile Gezi Parkı'na sürecine kadar herhangi bir HTS telefon irtibatınız bulunmamasına rağmen neden bu süreçte 39 kez görüşmeniz olmuştur?" sorusuna Barım, şu yanıtı verdi:
"Mehmet Osman Kavala, Fatih Akın isimli yönetmenini filminin tanıtım sürecini yaparken temas ettim. Bahse konu filmin çekimleri 2013 yılı içerisinde yapılmıştır. Filmin adını Kesik olarak biliyorum. Venedik Film Festivali'nde bu filmin açılışını o yıl içerisinde yaptık. Türkiye'deki galasını Nişantaşı Citys'de ön gösterimi ve after partisini ise Osman Kavala'ya ait Cezayir isimli iş merkezinde yapmaya karar aldık. Osman Kavala ile irtibatım bundan ibarettir. Binayı kullanım ile ilgili görüşmeler olduğunu düşünüyorum. Zaten haberlere bakıldığında bahse konu kesik filminin ön gösterimi ve after partisinin Cezayir isimli Kavala'ya ait binada olduğunu haberlerden kolaylıkla görebilirsiniz. O tarihin öncesinde ve sonrasına Osman Kavala ile irtibatım yoktur. Bahse konu görüşmeler geziden 1 yıl sonra film üzerine olmuştur.
Bana sormuş olduğunuz soruyu anladım. Ben bahse konu 27/05-01/06 2013 tarihlerinde sanatçılarla görüşmüşümdür. Bu görüşmeler bana aittir. Bahse konu dönem yaklaşık 12 yıl önceki dönemdir o dönemde birlikte çalıştığım oyuncu sayım daha azdır. Bu yüzden bahse konu tarihte görüştüğüm kişilerle öncesi ve sonrası bakıldığında her gün görüşmelerim vardır. bunlar benim 1-2 çalıştığım oyuncular değil arkadaşlarımdır."
'BİLDİRİYE KATILMIYORDUM'
Barım, bahse konu tape içeriklerine ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
"Bahse konu tape içeriklerinin tamamını anladım. Tape'de ismi geçen şahıslar Mehmet Ali Alabora, Çiğden Mater, Devin Özgün Çınar, Sevilay Demirci (sinemacı) Şebnem Sönmez, Levent Üzümcü'dür. Benim HTS kayıtlarında Mehmet Ali ile görüşmem yalnızca bu tape'den ibarettir. 3 seferden başka kendisiyle görüşmem olmamıştır. Kendisi Oyuncu Sendikası başkanı olduğu için ve ben çalıştığım oyuncuları korumakla yükümlü olduğum için bildirimin içeriğinin oyunculara zarar gelmemesi için fikir beyan ettim. Benim fikrim tape içeriklerinde görüldüğü sürece böyle bir bildirinin yayımlanmaması yönündedir. Bu bildirinin içeriğini hatırlamıyorum. Kim tarafından hazırlandığını bilmiyorum. Bana bu bildiri o dönemde geldi diye hatırlıyorum, kim gönderdi ve içeriği ne bilmiyorum. Bildiriye katılmıyordum ve tasvip etmiyordum. Devin Özgür Çınar'ı oyuncu olarak tanırım hiçbir samimiyetim yoktur.
Bana okuduğunuz tape'lerden anladığım kadarıyla bu bildiri oyunculara da bir şekilde gönderilmiş ve bunun üzerine Devin Özgür bildiriyi durduruyorum diye beyanda bulunmuştur. Ancak bu bildiri ile ilgili herhangi bir topluluk ve grup içerisine dahil olmadık. Kimse bizi böyle bir oluşumun içine dahil etmedi. Anladığım kadarıyla bu bildiri Çiğdem Mater tarafından gönderilmiştir bunu tape içeriklerinden öyle anlıyorum. Sevilay ile Çiğdem'in sinema sektöründen tanışık olabileceklerini düşünüyorum. Tape içerikleri bundan ibarettir. Bende bu bildiri yoktur. Akıbetini bilmiyorum."
'BU SANATÇILARIN KENDİ FİKİRLERİ VE İRADELERİ VARDIR'
"Ben 23 yıldır bu mesleği çok çalışarak disiplinli ve dürüst bir şekilde yaptım. Bir menajer olarak görevim birlikte çalıştığım oyuncuların iş ve kariyerlerini yönetmek. Onları en iyi şekilde temsil etmektir.
Oyuncular sanatçıdır. Bu sanatçıların kendi fikirleri, iradeleri ve kendi kararları vardır. Ben hiçbir şekilde onların fikirlerini yönlendirme yaparak herhangi bir organizasyon işine girmedim. 3 haftadır süre gelen bu kabusun içinde psikolojik olarak çok kötü durumdayım. Sosyal medyada hiçbir karşılığı ve kanıtı olmayan büyük bir organize saldırının kurbanıyım. Bu mağduriyetimin devletim tarafından giderilmesini istiyorum. Ben bütün iş hayatım boyunca herhangi bir tarafın adamı olmadım. Sadece en iyi şekilde işimi yapmaya çalıştım. Sosyal medyadaki yönlendirmelerle böyle bir süreç yaşadığım için son derece üzgünüm ve sağlığım çok kötü bir biçimde etkilendi."
'KİMSEYİ YÖNLENDİRMEDİM'
"Gezi Parkı döneminde benim yakın çevrem beni çok iyi tanır ve bilir ben yakın olduğum ortak iş yaptığım sanatçılarla hiçbir zaman meydana çıkıp beyanat vermedim. Onlara da böyle bir açıklama yapmaları hususunda herhangi bir yönlendirme ve terkinim asla olmadı. Bahse konu sanatçılara benim talimat vermem gibi bir durum söz konusu olamaz.
Ben bana bahsettiğiniz gene sharp metodları diye bir şeyi hiç duymadım. İlk defa burada duydum. Bana göstermiş olduğunuz dosya arasındaki 6 numaralı sayfadaki görüntüdeki telefonla konuşan Halit Ergenç'in yanındaki kişi benim. Bu arada kiminle iletişim kurduğumu hatırlamıyorum. Ancak mutlaka nerede olduğumuzu yakın arkadaşlarımdan birine söylüyorumdur diye tahmin ediyorum. Ben 2017 yılında Belçika'ya gitmedim Gant şehrini hiç görmedim. Basında çıkan 'evimde hepsinin kaseti var siz rahat olun gezide ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım elleri mahkum' şeklinde haberler iftiradır. Ben bu haber içeriğini yayımlayan kişilerden şikayetçi olacağım. Böyle bir haberi ilk defa görüyorum. Bu iddiadan başka bir şey değildir. Ben zaten aleyhime yapılan bütün iftiralar hakkında suç duyurusunda bulundum."
'ARAMIZDAKİ BAĞ BUNDAN İBARETTİR'
Ayşe Barım, Çiğdem Mater Utku ile nereden tanıştıklarına ilişkin soruya, "Bahsettiğiniz görüşmeler yalnızca Gezi Parkı dönemine ilişkin değil benim Çiğdem ile 2019 hatta 2020 yılı başına kadar olan görüşmelerimin sayısıdır. Gezi Parkı döneminde çok kısa sürede 14 görüşmem var gibi bir durum söz konusu değildir. Ben Çiğdem Mater ile Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alan Film Merkezi'nde yönetici olması sebebiyle tanıştım. Gezi Parkı olaylarından birlikten önce çalıştığımız sanatçılar üniversiteye söyleşi yapmak için davet edilirlerdi bende bu söyleşilere eşlik ettiğim bir dönemde kendisiyle tanıştım. Aramızdaki bağ bundan ibarettir."