Mehmet Sincar cinayeti: Hizbullah üyesi bir tetikçi çıkarıp örtbas etmeye çalıştılar

Demokrasi Partisi Milletvekili Mehmet Sincar'ın Batman'da 4 Eylül'de faili meçhul şekilde öldürülmesinin 29'uncu yılında avukat Şaneşin Aydın, etkin bir yargılama yapılmadığını vurguladı.

Google Haberlere Abone ol

Semra Yansit 

DİYARBAKIR - Faili meçhul cinayetleri araştırmak üzere gittiği Batman'da 4 Eylül 1993 tarihinde faili meçhul bir cinayet sonucu öldürülen Demokrasi Partisi Milletvekili Mehmet Sincar'ın davası 2023 yılında zaman aşımına uğrayacak. Bir sonraki duruşması 12 Aralık 2022 günü görülecek davanın tek sanığı tutuksuz yargılanan Hizbullah hükümlüsü Cihan Yıldız.

Davanın Avukatı Şaneşin Aydın ve Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar konuya dair değerlendirmelerde bulundu.

Mehmet Sincar davasında 30 yıllık bir hukuk mücadelesinin sürdüğünü söyleyen Avukat Şaneşin Aydın, “DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın 4 Eylül 1993 tarihinde katledilmesinden 7 yıl sonra, 28 Ocak 2000 tarihinde Beykoz Hizbullah evi baskınından elde edilen dokümanlar doğrultusunda ilk olarak bir soruşturma yürütülmüştür. O tarihe kadar yürütülen aktif bir soruşturma dosyası dahi bulunmamaktadır. Sanık Cihan Yıldız 15 Ağustos 2008 tarihinde Avusturya ülkesinde yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmiştir. Sanık 10 Eylül 2008 tarihinde tutuklanmıştır. 26 Nisan 2013 tarihinde altı Hizbullah eyleminden ikisini gerçekleştirdiğinin sabit olması gerekçesiyle (Mehmet Sincar’ın katledilmesi olayı bunlardan bir tanesi), 765 sayılı TCK’nun 146/1 maddesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını ya da bir kısmını tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs etmek suçu gereğince ağırlaştırılmış müebbet cezası ile cezalandırılmasına, 765 sayılı TCK’nun 59. Maddesi gereğince; sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak, verilen cezadan indirim yapılarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Verilen karar, Yargıtayca da onanarak 24 Haziran 2014 tarihinde kesinleşmiştir" ifadelerini kullandı.

‘TALEPLERİMİZ REDDEDİLDİ’

Sanık müdafinin 18 Mart 2019 tarihli dilekçesiyle sanığın mahkumiyetiyle AİHM sözleşmesinin 3'üncü, 5'inci ve 6'ncı maddeleri açısından ihlal edildiği gerekçesi ile yeniden yargılama talebinde bulunulduğunu aktaran Aydın, “26 Haziran 2019 tarihinde yargılanmanın yenilenmesi kararı verilmiştir. Mahkeme bu kararını verirken dosya yerel mahkemede dahi değildi, zira karar verildikten sonra biz kendi çabalarımızla dosyayı 2 ay sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yerel mahkemeye gönderebildik. Fakat buna karşın dosya yerel mahkemede değilken 'dosya ele alınıp incelendi' denilerek, yeniden yargılama yönünde karar verip sanığın tahliyesine karar verilmiştir. Yeniden yargılama kararı sonrası dosyanın bir sonraki duruşması 12 Aralık 2022 tarihinde görülecektir. Dosyada yapmış olduğunuz talepler reddedilmiş, başka Hizbullah dosyası sanıklarının dosyası bekletici mesele haline getirilmiştir. Biz her ne kadar bu duruma itiraz etmiş, bunda hukuki bir yarar olmadığını ve bunun dosyayı uzatmak dışında bir işe yaramadığını belirtmişsek de bu talebimiz de reddedilmiştir” ifadelerini kullandı. 

‘CİHAN YILDIZ AÇISINDAN ZAMANAŞIMI SÖZ KONUSU DEĞİL’

Cihan Yıldız'ın yeniden yargılama kararı ile birlikte tahliye edildiğini vurgulayan Aydın, şöyle konuştu:

“Sanık Cihan Yıldız açısından bir zaman aşımı süresi söz konusu değil, yeniden yargılama kararı ile birlikte zamanaşımı süresi sıfırdan başlıyor fakat asıl yargılanması gereken kişiler yani bugüne kadar yargılanmayan kişilerle ilgili zamanaşımı süresi doluyor. Şöyle ifade edeyim, bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. 2000 yılının sonunda bir Hizbullah üyesi, bir tetikçi karşımıza çıkarılıp olay örtbas edilmeye çalışıldı. Susurluk raporunda ismi geçen, JİTEM üyelerine yönelik bir şey yapılmamış ve bunlarla ilgili zamanaşımı süresi 4 Eylül 2023 tarihi itibariyle dolmaktadır.”

‘SUSURLUK RAPORU DOSYAYA SUNULMALI’

“Biz daha etkin bir yargılama süreci için Susurluk Raporu'nun dosyaya sunulmasını, JİTEM davasındaki belgelerin dosyaya sunulmasını, Mehmet Sincar'ın katledildiğine yönelik belgelerdeki isimlerle ilgili suç duyurusunda bulunulmasını mahkemeden talep etmişsek de taleplerimiz reddedildi. Bu nedenle sözünü ettiğim belgelerde ismi geçen; Mehmet Kemal Ağar, Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen, Mahmut Yıldırım, Mesut Mehmet ve Adem Yakın ile ilgili suç duyurusunda bulunduk.”

‘30 YILDIR SÜREMEYEN BİR YARGILAMA’

30 yıla yakın bir süredir süremeyen bir yargılamadan söz edildiğine dikkat çeken Aydın, “Soruşturmalarda derhal delil toplanıp, dosyaya eklenmesi gerekirken Mehmet Sincar dosyasında 7 yıl hiçbir şey yapılmadı. Sonrasında da yapılan sözde bir yargılama mevcut. Dönemin milletvekilinin Batman'ın en işlek caddelerinden birinde arkada JİTEM gibi güçler olmadan katledilmesi söz konusu bile olamaz” dedi. 

‘MÜCADELE SIRTIMIZDAKİ BİR BORÇTUR’

Mehmet Sincar’ın ölümünün çok acı olduğunu ancak bu acıyla beraber büyük bir mücadele deneyimi de kazandıklarını söyleyen Cihan Sincar ise, “Bu deneyim bizlere davamızın ne kadar haklı bir dava olduğunu gösterdi. Daha fazla davamıza inançla sarılmaya başladık. Halkımızın her zaman örgütlenmesi gerektiği ve bu örgütlenme içerisinde pişip tecrübe sahibi olmaları gerekiyor. Mücadelemizi yeri geldi çocuklarımızdan önce tuttuk. Çünkü bu mücadele sırtımızdaki bir borçtur” dedi.

‘12 EYLÜL’DE MECLİS'TE OLACAĞIZ’

Artık devletin adaletine inançları olmadığını belirten Sincar, “Bizim inancımız kendimize olan inancımızdır. Bu inanç onları unutturmamamız gerektiğini söylüyor. Geçmişten aldığımız mücadele ruhunu bizler de çocuklarımıza miras olarak bırakacağız. Biz bu olaylardan sorumlu olanların gözlerinin içine bakıp ‘biz haklıyız’ diyeceğiz. 12 Eylül’de Meclis'e gideceğiz ve bu konuyu gündeme getireceğiz” diye konuştu.