YAZARLAR

Meclis'in yasama karnesi - Giriş

27’nci yasama dönemi 4’üncü yasama yılında bir vekil sadece 23 gün gelerek tam 72 kanuna oy kullanabilecekken, iktidar dışı vekiller Meclis’e gelmemiş, geldikleri zaman da büyük oranda AKP’nin rejimin çivi çakma sürecine “kabul” oylarıyla onay vermişler. AKP'ye hiç red oyu vermemiş olanları sayarsak, iktidarın aslında daha kalabalık olduğunu, 371 vekile sahip olduğunun göreceğiz.

TBMM’nin 27’nci yasama dönemi, dördüncü yasama yılı 17 Temmuz Cumartesi saat 14.03’de başlayan ve 24 saat 23 dakika süren oturumun ardından 18 Temmuz saat 14.26’da birleşimin ardından tatile girdi. 1 Ekim’de açılan Meclis Genel Kurulu 105 defa toplandı. Genel Kurul, birleşiminin 23’ünde kanunları oyladı, 72’sini açık oylayarak toplam 80 kanun geçirdi. Vekillerin bu oturumlarda kullanması gereken oy sayısı 42 bin civarında olmalıydı, ama bu rakam 20 binde kaldı.

Meclis’in yasama faaliyetlerini neden inceliyoruz? Neden 23 oturum, 72 kanun teklifi, 20 binden fazla oy ve kullanılmayan 22 binden fazla oyu dert edinmeliyiz?

Bu, siyasi aktörlere yönelik eleştirilere somut gözlem ve verilere dayanan bir zemin oluşturma kaygısından yola çıkarak yaptığımız bir çalışma. İktidarın eleştiriyi suç olarak gördüğü, muhalefetin de iktidarı taklit edercesine, kendisini eleştirenlerden uzak durmaya çalıştığı bir dönemde siyasetin neden tıkandığını bilimsel olarak ortaya koymak ve bunları sorgulamak istiyoruz.

Kaldı ki, ölçemediğiniz şeyin siyasetini yapamazsınız. Meclis'e ve Meclis üstünden devlet işlerinin düzenlenmesine dair bir şeyler söyleyecek, hakkımızı arayacak ve eleştireceksek, yasama faaliyetlerini bir düzeyde de olsa ölçmemiz gerekiyor. Bu eleştirilerin veriyle desteklenmesi, siyasi etkinliklerimize ve eleştirilerimize yol haritası önermek açısından önem kazanıyor. Veriler Meclis siyasetinin ve muhalefetinin ahvalini çok iyi anlatıyor.

Son olarak, devletin özellikle son on yılda denetleme faaliyetlerinden kaçınması, beraberinde ortaya çıkan denetime kapalı devlet ve siyaset bizlerin yönetime hem yabancılaşmasını, hem de daha ağır faturalar ödemesine neden oluyor. Dolayısıyla bu gidişatı sayılarla göstermenin hem aktörleri hem süreçleri tanımak, bu yabancılaşmayı bir nebze de olsa gidermek için elverişli bir araç olmasını umuyoruz.

Amacımız siyasetteki tıkanıklığı çözecek yöntemlere müştereken kafa yormak. Bu tıkanıklığın gücü elinde tutma stratejisi olarak iktidar ortakları tarafından yaratıldığını biliyoruz. Açması gereken, eğer iktidar olmak istiyorlarsa açmaya muhtaç olan ise muhalefet partileri. Dolayısıyla bu verilerin ortaya koyduğu öykü ve ortaya koyduğumuz muhalefet eleştirisinin tek hedefi var, o da muhalefet partilerinden tam olarak ne talep etmemiz gerektiği sorusunu birlikte tartışmak.

Dördüncü yasama yılına geçmeden üçüncü yasama yılına bakıp hafızamızı tazeleyelim.

ÜÇÜNCÜ YASAMA YILI KARNESİ

Geçen yasama yılında Saadet Partisi, İYİ Parti, Halkların Demokratik Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu yasama yılındaki 113 birleşimde sadece 16 gündeki 24 kanun teklifi için verilen 14 bin oy içindeki rollerini incelemiştik. (Burada çoğu uluslararası anlaşmayı incelememize almamıştık) Veriler Saadet’in en kilit parti, İYİ Parti’nin en kritik parti, HDP’nin en belirleyici parti ve CHP’nin de en büyük muhalefet partisi olabileceğini, ama olmadığını gösteriyordu. Hatta Meclis’te AKP-MHP dışında 245 vekil olmasına rağmen, ortada onların dışında oy kullanan 66 vekil olduğunu, bunlardan da karşı oy kullanan sayısının ortalama 48 olduğunu görmüştük. Yani iktidar bloku dışında sandıktan 245 vekil çıkarmışız ama Meclis’te sadece 48 vekilimiz olduğu gerçekliği ile karşılaştık.

Veriler bize muhalefetsiz olduğumuzu ortaya koyuyordu. Genel olarak bu yasama yılını toparlayan bir yazı yazmış, 27/4’ün açılışında da bulgularımızı hatırlatmıştık.

27/4’ÜN FARKI

Bu yasama yılında, geçen yıllara benzer sayıda (17) kanun teklifi geçti (üçüncü yılda 16, ikinci yılda 19). Fakat önceki yıllara oranla çok daha fazla sayıda uluslararası anlaşma gündeme geldi. İkinci yasama yılında 13, üçüncü yasama yılında 39 uluslararası anlaşma geçmişti. Son yasama yılında geçen uluslararası anlaşma sayısı ise 55 ve önceki iki yılın toplamından fazla. Bu da AKP’nin dördüncü yasama yılını uluslararası anlaşmalar yolu ile bir nevi çivi çakma fırsatı olarak kullandığını ortaya koyuyor. Muhalefetin bu bilgiyi halkla paylaşmamasını ise bu “çivi çakma” sürecine gizli onay olarak görmek mümkün. Bundan daha kötü bir ihtimal ise, süreci okuyamamaları, farkında bile olmamaları.

Bu büyük fark nedeniyle geçen yıldan farklı olarak uluslararası anlaşmaları da ayrı bir bölümde değerlendirmemize dahil edeceğiz.

İKTİDARIN MEŞRULUK ARACI OLARAK MUHALEFET

Bu yasama yılında Meclis’te açık oylanan 72 kanun ve uluslararası anlaşmanın kabulüne dair kanunlar incelendiğinde AKP dörtte üç, MHP yarım kapasite ile katılırken CHP, HDP ve İYİP’in çeyrek kapasite ile katıldıkları görülüyor. TİP 10'da bir, Memleket Partisi 25’te bir, kalanlar ise 20’de bir kapasite ile katılmışlar. Asıl feci olan, Meclis çalışmalarına az katılsalar da AKP’ye pek çok konuda destek vermeleri. CHP Meclis oylamalarına yüzde 25 oranında katılıp, yüzde 72 oranında kabul oyu vererek AKP’yi desteklemiş. HDP oylamalara yüzde 23, AKP’ye yüzde 48 oranında katılmış. İYİP ise Meclis’e yüzde 24, AKP’ye yüzde 70 oranında katılmış. TİP Meclis çalışmalarına yüzde 10 oranında katılıp, AKP’nin tasarılarına yüzde 63 oranında kabul oyu vermiş. Memleket Partisi ise ne oylamalara katılmış ne de AKP’ye kabul oyu vermiş.

 

MUHALEFET Mİ, İKTİDAR DIŞI PARTİLER Mİ?

Dil Derneği sözlüğünde “muhalefet” kelimesi için dört anlam tanımlıyor. Bunlar (i) bir tutuma, bir görüşe, bir eyleme karşı olma durumu, aykırılık, (ii) karşı görüşte, tutumda olan kimseler topluluğu, (iii) demokraside iktidarın dışında olan parti ya da partiler ve (iv) karşı çıkma alışkanlığında olan, aykırı. Üçüncü tanımı bir yana bırakırsak ve de bu verilere bakarsak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir "muhalefet" olmadığı görülecektir. Meclis'te şu an iktidar ile çalışma yarışında olan partiler var. Kavgalar daha çok topluma verilen imaj ile ilgili. Daha nazikçe ifade edersek, iktidar ve iktidar dışı partiler Meclis’te ama ne yazık ki muhalefet Meclis’te değil. Meclis’te kullanılan oyların yüzde 93’ünün KABUL, yüzde 6’sının RED olmasını ancak bu şekilde açıklayabiliriz.

PARTİLER İKTİDARA İTİRAZ EDEMİYOR

TBMM’deki komisyon tutanakları da partilerin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Şeklî ve göstermelik itirazlar, kamera karşısında verilen heyecanlı nutuklar Meclis’te muhalefet kamuflajı ile muhalefetin etkinliği göstermelik kalıyor. Nitekim CHP 1758 defa AKP’ye KABUL oyu verirken sadece 635 defa RED oyu vermiş. HDP, sadece 359 defa RED oyu verirken KABUL oyu vermek için 444 defa oy kullanmış. İYİP ve TİP’te benzer bir manzara gözleniyor.

Meclis’te bu yasama yılında sıfır katılım gösteren 4 AKP’li vekile karşılık 8 CHP, 6 HDP ve 4 İYİP vekili bulunuyor. Katılım göstermeyen ve aralarında parti genel başkanlarının da bulunduğu bu vekiller, paradoksal biçimde siyaset vitrininde oldukça popüler kişilerden oluşuyor. Buradan yola çıkarak, siyasetçilerin popülerliklerini Meclis çalışmalarına katılmamalarını mazur gösteren bir “haslet” olarak gördükleri sonucuna varabiliriz.

Ayrıca AKP’ye hiç RED oyu vermeyen 10 CHP, 6 HDP, 6 İYİP vekili bulunuyor. Hakkı, yetkisi ve sorumluluğu altındaki 7 bin 249 oyu kullanmayarak heba eden CHP, Meclis’in halk iradesini en fazla ihmal eden partisi görünümünde. CHP’yi, AKP, HDP, İYİP ve MHP takip ediyor.

27’nci yasama dönemi 4’üncü yasama yılında bir vekil sadece 23 gün gelerek tam 72 kanuna oy kullanabilecekken, iktidar dışı vekiller Meclis’e gelmemiş, geldikleri zaman da büyük oranda AKP’nin rejimin çivi çakma sürecine “kabul” oylarıyla onay vermişler. AKP'ye hiç red oyu vermemiş olanları sayarsak, iktidarın aslında daha kalabalık olduğunu, 371 vekile sahip olduğunun göreceğiz. Diğer yandan, Meclis’e ve demokrasinin kurumlarına sahip çıkacak gücü olmadığından yakınan muhalefet partileri, hemen her fırsatta AKP’ye ve kurgulamakta olduğu rejime sahip çıkmışlar.

Notlar:

1- Bu analizde vekillerin partileri son sandalye durumuna göre değerlendirilmiştir. Yani yılın sonunda partisi hangisi ise yıl boyunca o kabul edilmiştir.
2- Oylama cetvellerinin girilmesinde katkı veren Onur Öner Dora’ya, 42 bin oyun kalite kontrolü için kontrol tablosu hazırlayan Adem Toprak’a, eleştiri ve uyarıları ile Ayşe Çavdar’a teşekkür ediyorum.
3- Bütün veriler tbmm.gov.tr adresinden alınmıştır.


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.