Meclis Genel Kurulu'nda bakanlar bilgilendirme yaptı

9 askerin hayatını kaybetmesine ilişkin bakanların bilgilendirme yaptığı Meclis Genel Kurulu başladı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Dışişleri ve Milli Savunma Bakanı’nın geçtiğimiz hafta 9 askerin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin bilgilendirme yapacağı Meclis Genel Kurul oturumu başladı. AK Parti milletvekillerinin tam kadro katıldığı oturumu CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de izledi.

Özel ve Bahçeli tokalaştı.
Özel ve Bahçeli tokalaştı.

Oturum başlamadan yaklaşık yarım saat önce genel kurul salonuna giren Bahçeli, oturumun başlamasını Meclis sıralarında bekledi.

ÖZEL, BAHÇELİ VE MUHALEFETİ SELAMLADI

Oturumun başlamasına kısa süre kala CHP Genel Başkanı Özgür Özel de salona geldi. Özel, salona girdikten sonra ilk olarak Bahçeli’nin yanına giderek tokalaştı. Ardından İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık’la da yanlarına giderek selamlaştı. Özel, AK Parti temsilcileri ile selamlaşmadan yerine geçti.

KURTULMUŞ’UN DİLİ SÜRÇTÜ: MİLLİ SAVUNMA BAKANIMIZ HULUSİ AKAR

Meclis'te ilk bilgilendirmeyi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler yaparken Meclis Başkanı Kurtulmuş, Yaşar’ı anons ederken dili sürçtü ve eski Bakan Hulusi Akar’ın adını söyledi.

‘YAŞAR PAŞA DEĞİL BURASI MECLİS’

Meclis sıralarında gülüşmelere sebep olan bu dil sürçmesinin ardından Kurtulmuş’un Yaşar Güler’i “Yaşar Paşa” diye anons etmesi de tepki çekti. Demokrat Parti Milletvekilleri burası Meclis diyerek tepkilerini gösterdi.

‘SINIR ÖTESİNDE OLMASAYDIK DAHA BÜYÜK BEDELLER ÖDEYECEKTİK’

Konuşmasına Pençe Kilit operasyonlarının önemine vurgu yaparak başlayan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Şu an orada olmasaydık örgütün sınırlarımıza saldırıları önceki gibi devam edecek, şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik” dedi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler
'ŞIRNAK’TA PETROL, HAKKARİ’DE FESTİVAL; TERÖRÜ YOK ETME STRATEJİMİZİN BAŞARISI'

“Bugün artık yurt içinden tek bir şehit haberi gelmiyor, üs bölgelerimize tek bir saldırı yapılmıyor. Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor” ifadelerini kullanan Güler, Şırnak’ta güvenli bir şekilde petrol çıkarıldığını, Hakkari’nin festivallere ev sahipliği yaptığını belirtti ve tüm bunların “terörü yok etme” stratejisi sayesinde olduğunu ifade etti.

‘ASKERLER HER TÜRLÜ DONANIMA SAHİP’

Sınır ötesinde bulunan askerlerin görev yaptıkları üs bölgelerinde her türlü donanıma sahip olduklarını savunan Yaşar Güler, üs bölgelerinde teknolojinin imkanlarının en etkili şekilde kullanıldığını söyledi. Askerlerin ihtiyaç duyduğu her türlü silah, araç, gereç ve lojistik malzemelerin kesintisiz ve tam olarak karşılandığını ifade eden Güler, her bölükte sıhhiyeciler, acil teknisyenler ve üs bölgesi düzeyinde tabipler olduğunu belirtti.

'ÜS BÖLGELERİNDE 80 DOKTOR VAR'

Güler, şu anda Pençe Kilit Harekatı alanında 53, diğer pençe alanlarında da 27 olmak üzere toplam 80 doktorun bizzat üs bölgelerinde görev yaptığını anlattı.

‘TERÖR KORİDORUNA İZİN VERMEYECEĞİZ’

Yaşar Güler, şunları ifade etti: “Son haberler karşısında acımız büyük ama evlatlarımızın intikamını almak için acımız daha büyük irademiz ve kararlılığımız tamdır şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız.”

Türkiye’nin Irak’ta ve Suriye’nin kuzeyinde örgüte yönelik icra ettiği tüm harekatların söz konusu ülkelerin egemenliğine yönelik olmadığını belirten Güler, “Kim destek verirse versin, hangi bahaneyle, ne sebeple olursa olsun güney sınırlarımız boyunca bir terör koridoru kurulmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

‘KYB ÖRGÜTÜN GÜÇLENMESİNE NEDEN OLDU’

Güler’in ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan söz aldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

Merkezi Irak Hükümeti ile Erbil arasındaki uyuşmazlık ve bölgede üstü kapalı devam eden Sünni ve Şii ayrışmasının PKK tarafından istismar edildiğini söyleyen Fidan, “KYB’nin, Süleymaniye ve mücavirinde PKK’ya alan açması, örgütün bu bölgede giderek güçlenmesine neden olmuştur” dedi.

‘KYB PKK’YA MÜZAHİT TUTUMUNU DEĞİŞTİRMEZSE DAHA İLERİ TEDBİRLER ALACAĞIZ’

“KYB’nin, Suriye’deki PKK/YPG unsurlarına eğitim verdiği, Irak’ın kuzeyinde düşen SDG helikopterleri ve Arbat Havalimanı hadiseleriyle iyice açığa çıkmıştır. Bu durum, KYB ile PKK arasındaki ilişkinin boyutlarını da ortaya koymaktadır” diyen Fidan, şu ifadeleri kullandı: “Süleymaniye’ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse, daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz.”

'SURİYE’DE REJİM KARŞITI KOALİSYON PKK İLE İŞBİRLİĞİNE EVRİLDİ'

Örgütün Suriye ve Irak arasındaki geçişkenliğinin her iki sahada da etkisiz kılınması zaruretini doğurduğunu belirten Fidan, 'Suriye’de Rejim karşıtlığı üzerinden kurulan uluslararası koalisyonun zaman içerisinde DEAŞ ile mücadele kisvesi altında PKK ile işbirliğine evrildiğini' ifade etti.

‘PKK MARKSİST BİR ÖRGÜT OLARAK KURULDU, BUGÜN BATIYLA İŞBİRLİĞİ İÇİNDE’

"PKK’nin Soğuk Savaş sırasında Marksist-Leninist bir örgüt olduğunu ancak bugün ABD ve Batı ülkeleriyle işbirliği yaptığını" öne süren Fidan, bu durumun bir 'ironi' olduğunu söyledi.

‘PKK SURİYE’NİN ÜÇTE BİRİNİ KONTROL EDİYOR’

PKK’nin Suriye’nin üçte birini kontrol eder hale geldiğini söyleyen Fidan, PKK’yi desteklediğini ya da varlığına göz yumduğunu söylediği ABD, Rusya ve İran’ı da eleştirdi.

CUMHURBAŞKANI ANA MUHALEFET PARTİSİ’Nİ, SAADET-GELECEK GRUBUNU NEDEN ARAMADI?

Bakanların ardından siyasi parti temsilcilerinin söz aldığı oturumda kürsüye ilk çıkan SAADET Grup Başkanı Selçuk Özdağ oldu. Bir ay içinde 25 askerin hayatını kaybettiğini hatırlatan Özdağ, “Maalesef şu sıralar şehit evlatlarımızın kanı üzerinden ikbal devşirmek isteyenlerin eteklerinin zil çaldığı günlerden geçiyoruz. Yapılan açıklama ve bühtanlara bakılırsa şehit haberleriyle birlikte devşirmeyi umdukları siyasi ikballerine kılıf hazırlamayı da ihmal etmiyorlar. En büyük kılıfları da kendilerinin dışında vatansever olmadığı ve geri kalan herkesin terör ve terörist sevicisi olduğu iftirasıdır. Hangi toplum kesiminden ve görüşten olursa olsun millet olarak derin bir acı yaşıyoruz. Ülkenin Cumhurbaşkanı ise toplumu kucaklayıp birleştireceği böyle bir dönemde yine pişmiş aşa su katan bir siyaseti dayatmaktadır. Cumhurbaşkanı terör saldırısından sonra sadece 2 parti liderini aramıştır. Evet, doğrudur, onları araması doğru bir şeydir ama Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını niçin aramamaktadır? Saadet-Gelecek Grubunun Genel Başkanlarını niçin aramamaktadır?” ifadelerini kullandı.
Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “’Ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz’ diyorlardı, ‘300-500 terörist kaldı’ diyorlardı ve bakıyoruz, teröristler devam ediyorlar. Eğer siz bataklığı kurutmazsanız, eğer siz burada bölücülükle uğraşmazsanız her zaman teröristle uğraşacaksınız ve Türkiye’yle de uğraşmak isteyen iç ve dış yapılar mutlaka bu tür konuları da istismar edeceklerdir”

‘TERÖRLE MÜCADELE, MİLİTARİST BİR DİL KULLANMAKLA DEĞİL KAPSAYICI VE BÜTÜNCÜL BİR DİL KULLANMAKLA OLUR’

Saadet Grup Başkanvekili Bülent Kaya da şu ifadeleri kullandı: “Elbette şehitlerimize Allah'tan rahmet dileyeceğiz, bütün terör örgütlerini lanetleyeceğiz, şehit olan askerlerimizin acısını hep beraber milletçe paylaşacağız ama asla unutmamamız gereken bir şey var: Terörle ve teröristle mücadele, adalet ve hukuk devletinden ayrılmadan olur; terörle ve teröristle mücadele, millî birlik ve beraberliği sağlamakla olur; terörle ve teröristle mücadele, militarist bir dil kullanmakla değil kapsayıcı ve bütüncül bir dil kullanmakla olur.”

‘İMZA ATMAK, ŞEHİT VERMEMİZİ ENGELLEMİYOR’ DİYENLER TBMM’NİN İRADESİNİ KÜÇÜMSEYENLERDİR'

İYİ Parti Grubu adına söz alan Müsavat Dervişoğlu, şunları söyledi: “Pençe-Kilit harekât bölgesi başta olmak üzere kahraman Türk ordusuna yönelik olarak yoğunlaşan bu saldırılar hem bir iç muhakemeyi hem de doğru durum tespitiyle birlikte etkili çözüm iradesinin ortaya konulmasını zaruri kılmıştır. Geçmişte olduğu gibi, Türk milletinin hep birlikte bir millet olma şuurunun Gazi Meclisimiz eliyle tüm dünyaya duyurulması gerekmektedir. ‘İmza atmak, şehit vermemizi engellemiyor’ diyenler Türk milletinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iradesini küçümseyenlerdir. Elbette irade beyanı her şey değildir ama her şeyin başlangıcı da bir irade beyanıdır. Açıkça söyleyin, her türlü siyasi beklentiyi ve taassuplarınızı aşarak terörle mücadeleden yana mısınız yoksa değil misiniz?”

‘GÜNEY SINIRIMIZDA BİR 'TERÖRİSTAN' OLUŞTURMA DÜŞÜNCESİ’

MHP Grup Başkanvekili Kamil Aydın da “Batı’nın müesses nizam muktedirleri bu defa, yaklaşık 1.500 kilometrelik güney sınırımızda bir “teröristan” oluşturma düşüncesiyle yaratıp, vekalet verdikleri canilerle hız kesmeye çalışmaktadırlar fakat bütün bunlar beyhude çabalardır çünkü artık cin şişeden çıkmış, maskeler düşmüş, kimin kiminle beraber olduğu aleniyet kazanmış ve bütün bu hain planlar ortalığa serpilmiştir yani güneş balçıklı artık sıvanamamaktadır. Dahası, son hain saldırılarda açıkça görüldüğü gibi, bıçak kemik seviyesini de aşmış; buna mukabil, vatanımızı ve milletimizi hedef alan her türlü kötülük misliyle karşılık bulmuş ve bulmaya devam edecektir” dedi.

‘BU ÖLÜMLERDEN HEPİMİZ SORUMLUYUZ’

DEM PARTİ Grubu adına söz alan Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şu ifadeleri kullandı: “Bu ölümlerden hepimiz sorumluyuz. Şayet biz Meclis olarak, demokratik siyaset olarak görevimizi yerine getirebilmiş olsaydık bu ölümler yaşanmazdı. Meclis bu kayıplardan sonra derhâl sorumluluk almalıdır. Daha ne bekleniyor? Meclis ölümlerin durması için sorumluluk alırsa biz parti olarak canla başla çalışacağımızın sözünü bir kez daha bütün Türkiye halklarına veriyoruz.”

Koçyiğit sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, tezkerelere ve bildirilere sıkıştırılan ve gerçek rolü ortadan kaldırılan bu Parlamento, çözüm sürecinin yürütüldüğü 2014’te tarihe geçecek bir çerçeve yasa çıkardı” dedi ve şunları ekledi: “O süreçte büyük bir cesaret ortaya koydu bu Parlamento. O dönem kurulan Çözüm Komisyonunun raporunda yer alan tespitler dikkate alınıp çözüm üretilseydi, gereği yapılsaydı, çalışma yürütülseydi bugün bu canlar toprağa düşmeyecekti ve yaşıyor olacaklardı. Gelin, müzakere ederek silahların susmasını sağlayalım, demokratik siyasetin önündeki tüm yasal ve idari engelleri kaldıralım.”

‘SEFTER TAŞ’I HATIRLIYOR MUSUNUZ?’

CHP Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Bugün, Millî Savunma ve Dışişleri Bakanlarını dinledik, gazete haberlerinden başka bir şey duyan varsa gelsin bize iletsin” ifadelerini kullanırken şunları söyledi: “İdlib’de bir gece yarısı, Hava Kuvvetleri koruması olmadan oraya soktuğunuz ordumuzu birileri bombaladı, 33 askerimiz şehit oldu, 33 askerimiz ne olduğunu anlayamadan hayatlarını kaybettiler. Olağan şüpheli belliydi, gittiniz bir hafta geçmeden o olağan şüphelinin kapısında dakikalarca bekleyebildiniz; işte, bu, sizin anlattığınız dış politikadır. Bir örnek daha vereceğim, askerlerimizin ismini sayıyoruz. Niye unutuyoruz? Fethi Şahin, Sefter Taş hatırlıyor musunuz bu çocukları? Bu 2 çocuğumuz Suriye’de yakıldı, yakıldı. Bu çocuklar yakılırken futbol maçı seyrediyordunuz, futbol maçı izlemeyi kesmediniz.”

KUZEY IRAK’TA GÖREV YAPAN SÖZLEŞMELİ ER ÜCRETİ 23 BİN LİRA

Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkede insanların eşit olarak yaptığı birkaç iş vardı, bir tanesi de askerlikti. Önce bedelliyi çıkardınız, parası olanlar tehlikeli bölgelere gitmediler, askerlikten önemli ölçüde kurtardılar. Bununla yetinmediniz, bir “sözleşmelilik” çıkardınız. 2023 fiyatlarıyla bir sözleşmeli erin aylık ücreti dış operasyonlarda, Kuzey Irak’ta görev yapıyorsa 17 bin lira, şimdi zam yaptınız 23 bin. Yani çocuklar dışarıda iş bulamadıkları için herhangi bir eğitim de almadan oralarda en kötü koşullarda, en riskli bölgelere konuluyorlar. Gerekli eğitimlerden geçirilmeyen bu çocuklar âdeta riskin önüne atılıyorlar.”

‘TERÖR MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ DEMOKRASİDEDİR’

Günaydın, “Terör meselesinin çözümü demokrasidedir. Demokrasisini tek adam rejimine indirgeyen, içeride kutuplaştırmayı marifet sayan, muhalefeti şeytanlaştırmak için her türlü fırsatı kullanmaya gayret edenler, bunlar bilmelidirler ki Türkiye'yi her türlü riske asıl açık hâle getirenler bunlardır. Kurum ve kurallarıyla çalışan çağdaş bir demokrasiyi tesis etmek, bunu titizlikle korumak ve geliştirmek, Türkiye'yi 86 milyonun yurdu yapmak, ortak geleceğimiz için barış içinde hep birlikte çalışmak en başta Gazi Meclisin milletvekilleri olarak bizlerin sorumluluğudur; toplumu da buraya çekmek söylemimizle, eylemimizle elbette bizim öncülüğümüzde olmalıdır, olmak zorundadır” diye konuştu.

Etiketler meclis genel kurul