Maseratili polisin cenazesinde gazetecilere saldırı

Muğla’nın Ortaca ilçesinde aracında ölü bulunan Maseratili polis toprağa verildi. Cenaze töreninde gazetecilerin görüntü alması engellendi, gazeteciler saldırıya uğradı.

Gazeteciler alandan uzaklaştırıldığı için, cenazeden görüntü almakta zorlandılar.
Google Haberlere Abone ol

Esma Turan

MUĞLA - Ortaca’nın Kargıcak Koyu yolu üzerindeki aracında ölü bulunan, kamuoyunda 'Maseratili polis' olarak bilinen Hüseyin Tayfun Üçgül için Ortaca Merkez Camii’nde cenaze namazı düzenlendi. Üçgül,namazın ardından Gökbel Mahallesi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazede gazetecilerin görüntü alması engellenirken, DHA ekibi ve bir kadın gazeteci saldırıya uğradı. 

Üçgül’ün cenazesini görüntülemek isteyen Demirören Haber Ajansı (DHA) ekibine, Üçgül’ün yakınları tarafından saldırıldığı ve ekibin cenaze alanından uzaklaştırıldığı öğrenildi. Batı Haber Gazetesi imtiyaz sahibi Ayşe Sönmez, cenazede görüntü aldığı sırada bir kadının saldırısına uğradığını öne sürdü. Çekim yaptığı esnada kolunun hızla çekildiğini, telefonunun zorla alındığını ve kayıplara karışıldığını belirten Sönmez, kolunda şu an güç kaybı ve aşırı ağrı yaşadığını belirterek kadın hakkında suç duyurusunda bulundu.

Ayşe Sönmez, kolundan yaralandı.

'TELEFONUMU ELİMDEN ALDILAR'

Sönmez emniyetteki ifadesinde, “Cenazede cep telefonum ile çekim yaptığım esnada duvarın arkasından bir kadın gelerek kolumu hızla çekti ve çevirdi. Elimdeki cep telefonunu alarak uzaklaştı. Çevredekilere söylememe rağmen kimse yardımcı olmadı. Telefonu son olarak Dalyan’da bir polise ulaştığını öğrendim. Nasıl ulaştığını bilmiyorum. Şu an kolum çok kötü durumda, hareket edemiyor. Kadından şikayetçiyim” dedi.

Cenazede saldırıya uğradıklarını belirten DHA muhabiri Cavit Akgün de olayı şöyle anlattı: “Kamyonetinde ölü bulunan Hüseyin Tayfun Üçgül'ün cenaze törenini takip etmek üzere Bodrum muhabiri Fırat Akay ile birlikte Ortaca'ya geldik. Ortaca Merkez Camii'ne girer girmez Üçgül'ün yakınları, gazeteci olduğumuzu öğrenir öğrenmez, sözlü olarak sataşmaya başladı. Kendilerine, 'kamuoyunu bilgilendirmek için görevimizi yaptığımızı' söylememize rağmen 'ayaklarınızı kırarız' şeklinde tehditlerde bulunup, bizi itekleyerek camiinin bahçesinden dışarı çıkarttılar. Aracımıza kadar bizi takip eden ve tekrar yanımıza gelerek tehditlerini sürdürenleri kınıyorum.”