Marmara Gölü: Bunu da kuruttuk

Manisa'nın Gölmarmara ilçesindeki Marmara Gölü kuruma noktasına geldi. Yetkililer birbirini suçluyor, ekolojik yaşam tehlike altında, balıkçılar ve geçimini gölden sağlayan 7 köy ise çaresiz.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Manisa’daki Marmara Gölü, 2011 yılından beri yüzey alanının yüzde 98,18'lik bir kısmını kaybetti. Neredeyse tamamen kuruyan gölde balıkçılık tamamen biterken, göldeki kurumalar nedeniyle çevredeki tarımsal üretim de ciddi oranda zarar gördü.

Balıkçılar, gölün kurumasından sorumlu tuttukları devlete bir de dava açtılar. Dava, bir yandan da Türkiye’nin ilk iklim davası olma özelliğini taşıyor.

'GÖLÜ BESLEYEN KANALDAN GÖLE SU VERİLMESİ, DSİ BARAJIYLA ENGELLENDİ'

Peki göl neden kurudu? Devlet yetkilileri ne söylüyor? Balıkçılar ne istiyor? Konu ile ilgili görüştüğümüz davacı balıkçı kooperatifinin avukatı Cem Altıparmak gölün neden kuruduğunu Gazete Duvar’a şu şekilde özetledi:

‘’Göl yeraltı ve yerüstü kaynakları olarak iki yerden besleniyor. Yerüstü suları açısından baktığımızda; gölü besleyen en önemli kanal olan Kumçayı’ndan göle su verilmesi, DSİ’nin yaptığı Gördes Barajı nedeniyle engellendi. 2009 tarihinde tamamlanan ve 2011'de hizmete alınan barajın tabanında delik olduğu ve su sızdırdığı bir yıl sonra ortaya çıktı. Bu yüzden 2015'te barajdaki su boşaltılarak zemin kaplaması yapıldı. Barajda su tutulması ve özellikle yaz aylarında Kumçayı’na su bırakılmaması sebebiyle göl günden güne kurumaya başladı.

Kamu idaresinin elinde Gördes Barajı’na rağmen göle suyun ulaşabilmesi için bir başka imkan daha var. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı bu alternatifi de hiçbir zaman gündemine almadı. Hem de bu konuda yerel, ulusal sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, bölgedeki muhtarlıkların açık çağrısına, başvurularına rağmen. Nedir peki bu imkan; gölün yerüstü sularıyla beslenmesi amacıyla Gediz Nehri’nden göle su besleme kanalları inşa edilmiş zamanında. Bu suyun göle pompalanması için Ahmetli ilçesindeki regülatörün çalıştırılması gerekiyor. Ancak Bakanlık yüksek elektrik maliyeti gibi akıl almaz bir bahaneyle bu regülatörü çalıştırmadığı gibi bu regülatördeki kimi pompaları söküp başka yerlerde götürmüş. Bir kısım pompalar denetimsizlikten, bakımsızlıktan çalınmış ya da arızalanmış. Yani göle su pompalayacak regülatör de işlevsiz kalmış bu süreç içinde. Bakanlık, Ahmetli regülatöründeki pompaların akıbeti hakkında Doğa Derneği adına yapmış olduğumuz bilgi edinme başvurusuna cevap dahi vermedi. Oysa yasal olarak cevap vermek zorunda. Biz de verilmeyen cevap için Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na şikayette bulunduk.’’

Dava çalışma ekibi soldan sağa: Stj. Av. Ceren Naz Büyükgebiz, Av. Cem Altıparmak, Av. Özlem Altıparmak, Stj. Av. İpek Sezgin

Devlet kurumlarının göldeki kuruma sürecini geriye döndürme konusundaki umursamazlığı ile bu noktaya göz göre göre gelindiğini söyleyen davanın avukatlarından Cem Altıparmak, ‘’İzmir Büyükşehir Belediyesi DSİ’ye, Gördes barajından İzmir’e verilecek olan sudan Gölmarmara’ya can suyu bırakılması teklifinde bulundu. Ne var ki kamu idareleri bu gibi kuruluşların başvurularına, çözüm önerilerine sürekli olarak kulaklarını tıkadı’’ dedi.

'DERE YATAĞINI BOZMUŞLAR, SU VERSEK BİLE GÖLE ULAŞMAYACAK'

Konu ile ilgili Gazete Duvar’a açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi ise DSİ’nin Gördes Barajı’ndan su vermeyişini şu şeklide açıklıyor;

‘’Köylüler bizden ‘Göl kuruyor, çiftçiler ve köylüler olarak zor durumdayız. Gördes’ten buraya su verin’ dediler. Biz de İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak farkındalık yaratmak amacı ile 1-2 milyon metreküp civarında su verilsin istedik. DSİ’ye yazı yazdık ve durumu anlattık, 'Bize vereceğiniz suyu Gölmarmara’ya bırakın' dedik. DSİ bize, ‘1-2 milyon metreküp suyun Gölmarmara’ya faydası olmaz, yolda giderken buharlaşır, su göle ulaşmaz’ dedi. Biz, ‘Faydası olmayacağını biliyoruz ama amacımız farkındalık yaratmak’ dedik. DSİ bize, 'Biz veremeyiz ama Gördes Barajı’nda tahliye vanaları var, siz oradan açıp su verebilirsiniz' dedi. Biz de bunun üzerine tahliye vanalarından Gölmarmara’ya kadar gidip bölgede inceleme yaptık. Ancak dere üzerinde yani Gördes Çayı üzerinde 5 adet kum ocağı gördük, bunlar set yapmışlar. Dere yatağını bozmuşlar yani suyu bıraksak bile yatak bozulduğu için göle su ulaşmayacak. Gema Vakfı şikayette bulundu ama hala düzelen bir şey yok. Göl kurutma politikası var ama gölü canlandırmak için bir şey yapılmıyor’’ dedi.

Doğa Derneği ve Gema Vakfı süreci başından beri takip ediyor.

‘GÖL HATALI UYGULAMALAR YÜZÜNDEN KURUDU’

Bu süreçte gölde balıkçılık yapma hakkını kiralayan balıkçı kooperatifi göl kuruduğu için çalışıp para kazanamadı, bu sebeple de kira ücretini ödeyemedi.

Kuruyan göle rağmen balıkçı kooperatifinin borçlu çıkmasının basında haber olması üzerine, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ‘’balıkçıların borcunu ortadan kaldıracak bir çalışma yapacağız, mücbir sebep dolayısıyla borcu sileceğiz’’ şeklinde açıklama yaptığını belirten Altıparmak; ‘’Bu açıklama dahi kamu idaresinin göldeki kurumadan kaynaklı sorumluluğunu gizlemeye yönelikti aslında’’ dedi ve ekledi:

‘’Gölün olduğu bölgede muazzam bir deprem yaşanmış da yer yarılmış, gölün suları bir gecede akıp gitmiş değil. Bölgede bir savaş hali yok, Marmara Gölü bombardımanlarla yok edilmedi. Koca göl, 10 yılda, göz göre ve tüm akademik bilimsel uyarılara rağmen, kamu idaresinin hatalı uygulamaları ve umursamazlığı yüzünden kurudu.’’

'BAKANLIK 'MÜCBİR SEBEP SAYILMIYOR, ÜCRET ALINMALI' DEDİ'

Manisa İl ve Tarım Orman Müdürü Metin Öztürk ise Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, ‘’Gölmarmara Su Ürünleri Kooperatifi ihale ile kiralama yapmış ancak gölde su azalınca, bakanlığa yazdık, durumu bildirdik’’ dedi ve ekledi: ‘’Su azaldı, balık tutma oranı azaldı, bununla ilgili ücret azaltımı yapılsın dedik. Bakanlık ihale yapıldığı için ücret azaltımı yapılamayacağını iletti. Akabinde göl tamamen kurudu, bir daha bakanlığa yazdık, ‘göl kurudu, mücbir bir sebep var’ dedik. Ancak, ‘hayır yönetmeliğe göre mücbir sebep içinde sayılmıyor, ücret alınmalıdır’ şeklinde bize iletildi’’ dedi.

Konuyu Balıkçılık Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile yakından takip ettiklerini belirten Öztürk, ‘’Mevzuat çalışması devam ediyor. Mevzuat çalışması bitince Resmi Gazete'de yönetmelik değişikliği yayımlanacak. Yayımlandıktan sonra bunu mücbir sebep kabul edeceğiz ve ücret alınmaması konusu Resmi Gazete'de yayımlanmış olacak’’ dedi.

Bahse konu borcun 45-50 bin TL civarında olduğunu belirten Öztürk, ‘’Biz mevzuata göre iş yaparız, mevzuatı uygulamakla yükümlüyüz, kurumanın nedeni ile en doğru bilginin DSİ’den alınacağını’’ belirtti.

DSİ’den daha önce yapılan açıklamada, Marmara Gölü’ne hayat vermek için Bozdağ’daki temiz kaynaklardan 25 milyon metreküp su takviyesi yapılması planladığı açıklanmıştı. Konu ile ilgili DSİ’ye söz hakkı verdik ancak kurumdan henüz dönüş yapılmadı.

GÖLDEKİ KURUMAYA ÇARE GÖRDES BARAJI VE AHMETLİ REGÜLATÖRÜ'NDE

Göldeki kurmanın tersine çevrilebileceğini belirten avukat Cem Altıparmak, ‘’Çok hızlı bir şekilde göle Gördes Barajı'ndan can suyu verilmesi ve Ahmetli regülatörünün çalıştırılması göldeki kurumayı durdurabilir. Göl kendi taban ve yeraltı sularını kaybetme noktasına geldi. Sadece yağmur suları ile gölün yaşam bulması mümkün değil’’ dedi.

Altıparmak, ‘’Meseleye iç hukukumuz açısından bakar isek, göldeki kuruma ile bu kurumaya yol açan kamu kurumları arasındaki sebep-sonuç ilişkisi kurulduğunda, hizmet kusuru ve bu kusurun cezai yaptırımı olarak görevi kötüye kullanma suçu TCK’da duruyor’’ dedi.

‘BALIKÇILAR KADERİNE TERK EDİLDİ’

Altıparmak yaptığı açıklamada, bu süreçte kamu idarelerinin gölde yaşanan iklim değişikliğine uyum adına hiçbir strateji geliştirmediğini söylüyor ve ekliyor:

‘’Gölden geçimini kazananların durumlarını iyileştirici hiçbir öneri ya da alternatif sunulmadı. Balıkçıları ve bu yerel ekonomik döngü içine geçimini sağlayanları kendi kaderleri ile baş başa bıraktılar’’ dedi.

‘KİMSE BİZE DESTEK OLMADI’

Balıkçı Kooperatifi Üyesi Rafet Tekelioğlu (Sağda)

Geçimini gölden balıkçılık yaparak sağlayan 30 yıllık balıkçı ve aynı zamanda kooperatif üyesi Rafet Tekelioğlu; ‘’Gölden geçinen 40 hane var. Başka işle uğraşmıyor. İlk kuruma belirtileri 2019 yılında başladı ve faaliyetler 2020 durmaya başladı. 2021’de ise tamamen kurudu. Gerekli yerlere dilekçe verdik ama bize kimse destek olmadı’’ dedi.

Şu an da balıkçılık yapılamadığını belirten Tekelioğlu, ‘’Balıkçılıkla geçinenler ise yevmiyeli iş bulursa onunla geçiniyor. Zaten bir kısmı göç etmek zorunda kaldı. Bir şeyler bulmaya çalışıyoruz ama şartlar çok ağır’’ dedi.

Tekelioğlu yaşadıklarını şu şekilde özetliyor:

‘’Ben kooperatif yöneticisiyim. 2019 ‘da kooperatifi 5 yıllığına Tarım İl Müdürlüğü’nden kiraladık. 2020’de faaliyet yapamadığımız için kiranın bir kısmını ödedik bir kısmını ödeyemedik. 2020 göl kurumasına rağmen ihaleyi fes edememekle birlikte kira bedeli almak için yazı gönderdiler. İhaleyi fes etmek için uğraştık ama ihaleyi fes etmediler’’

'BORÇ BİZİM OLSUN AMA GÖL DOLSUN'

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu süreçte kendilerine destek verdiğini belirten Tekelioğlu balıkçılar ne yapılmasını istiyor sorumuzu da yanıtladı. Tekelioğlu, ‘’Gölmarmara su dolsun, borcumuz silinmesin. Borç bizim olsun ama göl su dolsun. Balıkçılar gelsin evini geçindirsin. Kimsenin ekmeğini kimse almasın. Çabamız, amacımız bu’’ diye konuştu.

Gölmarmara gölü üzerinde siyasi olaylar döndüğü iddiasında bulunan Tekelioğlu, ‘’Göl kurudu, 40-50 dekar alanda kaçak ekim, talan edilme, herkes bir pay edinme derdine düşmüş’’ ifadelerini kullandı ve sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

"Birkaç kişiye bu göl peşkeş çekilemez, işin siyasi boyutu var gibi gözüküyor, başka açıklaması yok. Gölmarmara birkaç kişinin eline bırakılmış. Bu gölden 7 köy ekmek yiyor. Milletin ekmeği ve rızkı ile oynamasınlar, şartlar zaten ağır."