İşçilerin direnişi sürüyor: Kılıçdaroğlu ile görüştüler

Philip Morris fabrikasında sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçilerin direnişi 30'uncu gününe girdi. İşçiler dün Meclis'e giderek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir'in Torbalı ilçesinde bulunan Philip Morris fabrikasında faaliyet yürüten Euroserve Hizmetleri A.Ş.’de yüzün üzerinde işçi DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası'na üye oldukları için işten çıkarıldı. İşçiler “hırsızlık ve meslek sırlarını deşifre” gibi durumları içeren Kod 46 gerekçesiyle işten çıkarılırken, fabrika önünde başlatılan direniş 30'uncu gününe girdi. Hafta sonları hariç her gün fabrika önünde bekleyişini sürdüren işçilere bir çok siyasi parti ve kurum da destek veriyor. 

CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞTÜLER

Dün ise 35 kişilik bir heyet ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) giden işçiler Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) grup toplantısına katıldı. Grup toplantısının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen işçiler, Kılıçdaroğlu'na yaşanan süreci anlattı. Kılıçdaroğlu'nun işçilerin mücadelesinin yanında olduğunu ifade ettiği öğrenildi. Önümüzdeki cumartesi akşamı ise Torbalı Belediyesi'nin etkinlik salonunda işçiler ile dayanışma etkinliği düzenlenecek. Etkinlik için bir çok siyasi parti, kurum ve milletvekillerine çağrı yapılıyor.

'İŞVEREN ARABULUCU ARACILIĞIYLA DAVADAN VAZGEÇMELERİ İÇİN TEKLİF SUNUYOR'

DİSK Gıda İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden, yaşanan süreçte 200'ün üzerinde işçinin mağdur edildiğini belirterek, işverenin son süreçte işçilerle iletişime geçerek açtıkları davadan vazgeçmesi için tekliflerde bulunduğunu dile getirdi. Öden, “İşten atılanların sayısını net almamız mümkün olmuyor. Bizim tespit ettiğimiz kadarıyla 124 tane resmen işten atılmış arkadaşımız var. Bir o kadar da işçi fabrikaya sokulmuyor. 200'ün üzerinde işçi burada mağduriyet yaşamaya devam ediyor. Biz işvereni mahkemeye verdik. İhtarnameler çektik. Mesele uluslararası boyuta da taşındı. Tazminatsız atma hesabındaydılar. Bu kez de arabulucu aracılığıyla arkadaşları tek tek arayarak 'Size ihbar ve kıdem tazminatlarınızı ödeyelim. Ekstra iki aylık maaş da verelim. Bu davadan vazgeçin' şeklinde teklifler sunmaya başladılar” diye kaydetti.

'PATRONLARIN ÖFKESİ DEVAM EDİYOR'

İşten atılmalara ilk olarak Kod 46'nın gerekçe yapıldığını ancak daha sonraki mahkeme sürecinde Kod 25'in öne sürüldüğünü ifade eden Öden, “İşveren sendikalı oldu diye işçiyi işten atamıyor. Bu yasal olarak suçtur. İlk olarak Kod 46'dan atma yönünde bir mesaj gönderdi. Fakat daha sonra arkadaşların ellerine ulaşan mahkeme evraklarında izinsiz işe gitmeme gibi durumları içeren 25/2 maddeden işten attıkları belirtiliyor. 20 yıldır bir iş yerinde çalışan ve hakkında en ufak tutanak dahi tutulmayan işçi sendikalı olduktan sonra mı disiplinsiz ya da hırsız olmaya başladı?” dedi.

Son süreçte Philip Morris patronlarının atılan işçilerin işe girdiği kurumlara da baskı yaptığının ortaya çıktığını söyleyen Öden, “Migros Depo'da iki arkadaşımız işe girdi. İki gün sonra arkadaşlarımızı çağırdılar. 'Siz Philip Moris'te sendikalaşma çalışmasına önderlik etmişsiniz. O nedenle sizinle çalışamayız' demişler. Marlboro'da haklarını aradıklarını söyleyen işçi arkadaşlarımıza 'Yukardan baskı var. Bizim yapabileceğimiz Bir şey yok' cevabını vermişler. Dolayısıyla Philip Moris patronlarının öfkesi bize karşı bu şekilde de devam ediyor” diye belirtti.

'BİR İŞLETMEDE 20 YILLIK TAŞERON OLMAZ'

Torbalı'daki işçilerin mücadelesinin uluslararası boyuta taşındığına da dikkat çeken Öden, “Uluslararası Gıda Sendikaları Federasyonu üzerinden Berlin'de, Münih'te, İsviçre'de ve Amerika'daki Marlboro fabrikalarında bulunan işçi komiteleri ve sendikalarla iletişime geçtik. Hatta İsviçre'den bir grup, oradaki Philip Morris merkezine bizim raporlarımızı götürdü” diye konuştu.

İşçilerin taleplerini bir kez daha dile getiren Öden, son olarak şunları kaydetti:

"Bir işletmede 20 yıldır taşeron olmaz. Taşeron asli üretim işlerini yapamaz. Ama burada 19-20 yıldır çalışan işçiler var. Bu işçilerden bazıları işten atıldı. Bu işçiler üretimde çalıştırılıyordu. Biz taşeron istemiyoruz. Avrupa'da nasıl kadrolu işçi çalıştırılıyorsa biz de bu taşeron arkadaşlarımızın kadroya alınmasını istiyoruz. İnsanca yaşanacak bir ücret talebimiz var. Yine atılan arkadaşlarımızın da geri alınmasını istiyoruz. Toplu sözleşme ve sendika hakkımızın işveren tarafından tanınmasını istiyoruz."