Maçoğlu'ndan Nazımiye Kaymakamı Tutkan'a tepki: Bu inanca dil uzatmak kimsenin hakkı değil

Nazımiye Kaymakamı Tutkan'ın, beraberindeki silahlı kişilerle Düzgün Baba Cemevi önünde çektirdiği fotoğrafa tepki gösteren Fatih Mehmet Maçoğlu, "Bu inanca dil uzatmak kimsenin hakkı değil” dedi.

Google Haberlere Abone ol

Ardıl Batmaz

ELAZIĞ - Dersim’in Nazimiye ilçesinde bulunan Düzgün Baba Cemevi’ne son 3 yılda 60 bin lira para cezası kesilmesine yönelik açıklama yapan Cemevi Başkanı Sinan Kırmızıçiçek, dernek olarak cezaların hukuksuz şekilde kesildiğini dile getirdi. Kırmızıçiçek’in açıklamasının ardından Nazımiye Kaymakamı Uğur Tutkan, beraberindeki silahlı kişilerle Düzgün Baba Cemevi önüne giderek çektiği fotoğrafı sosyal medyada paylaşarak Kırmızıçiçek’i tehdit etti.

‘BİR DAHA OLMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ’

Kentteki STK’lar ve vatandaşlarla birlikte Düzgün Baba Cemevi önünde basın açıklaması yaparak duruma tepki gösteren Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, devleti temsil eden kişilerin bütün inanç gruplarına eşit bir şekilde davranması gerektiğini belirtti. Uzun süredir ‘kendisinin dışındaki inanç gruplarını yok sayan’ bir zihniyetle karşı karşıya olunduğunu söyleyen Maçoğlu, "Nazimiye’deki bu durum, Alevi/Kızılbaş kültürünü yok saymanın dışavurumudur. Yöneticiler insanların inançlarını özgür bırakmalı, müdahale etmemelidir. Devletin böyle davranması lazım; aksi takdirde kriminalize eder, insanları ayrıştırırsınız. Bu inanç, bu kültür, birlikte yaşamı savunan bir anlayıştır. Bütün insanların burada haykırmak istediği şey şu: Bu inanca dil uzatmak kimsenin hakkı değil. Bir daha bu tür olayların olmaması için elimizden geleni yapacağız" dedi.

Basın açıklamasının ardından sosyal medya hesabı Twitter’dan da bir paylaşım yapan Maçoğlu, Düzgün Baba Ziyaretgâhı’nın özelde Dersim halkı, genelde Alevi toplumu için önemli bir inanç merkezi olduğunu belirtti: "Yok sayılan, asimilasyona tabi tutulan Alevi inancı ile bu inanç kurumlarına yönelik baskı niteliğindeki ayrımcı politikalar yerine devletin görevi bütününe aynı çerçevede saygı duymak ve eşit mesafede yaklaşmak olmalıdır. Dünyadaki tüm halklara çağrımız ise şudur: İnanç özgün bir alandır. Tüm inanç gruplarının eşitlik ve saygı duyguları çerçevesinde birlikte yaşama kültürünü inşa etmesi gerekmektedir."