Levent Gültekin: Çok büyük bir umudum var

Saldırıya uğrayan gazeteci yazar Levent Gültekin, üretilen şiddet ve korku ortamının AK Parti'nin de işine geldiğini söyledi. Gültekin "O kadar farklı çevrelerden, insanlardan mesajlar geldi ki, o duygu birliği mesela, o anlamda çok büyük bir umudum var" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bakırköy'de katılacağı televizyon programına giderken 25 kişilik bir grubun saldırısına uğrayan gazeteci Levent Gültekin, yaşadıklarını anlattı. 

Artı TV'de Kemal Göktaş'ın sunduğu 'Medya Kritik' programına konuk olan Gültekin, parmaklarındaki sorun dışında bir sıkıntı yaşamadığını ve iyileştiğini söyledi.

Gültekin, "Benden önce 14 tane gazeteci ve siyasetçiye benzer şekilde ve benzer odaktan saldırı yapıldı. Önce tehdit ediliyor, sonra saldırı gerçekleşiyor. MHP'yi eleştirdiğim bir siyasi analizin ardından tehditler gelmeye başladı. Daha önce 14 kişiye saldırdıkları için bu tehditlerden dolayı tedirgin olmuştum. Ancak o tedirginlik varken kalbimin bir köşesinde de 'Yok canım, bu kadarını da yapmazlar' diyordum. Böyle kalleşçe bir şeye kalkışacaklarını yakıştıramıyordum" dedi.

'BİR AÇIKLAMA YAPMADILAR'

Kamusal bir meslek yaptığını ifade eden Gültekin, "Bana karşı yapılmış bir saldırıyı meşru bir parti normalde kınar, üzerine bir açıklama yapar ama yapmadılar" dedi. "Bu üretilen şiddet ve korku ortamı AK Parti'nin de işine yarıyor" diyen Gültekin, şöyle devam etti:

"Bu şiddet sarmalından, benim gözlemlediğim, AK Partilerin önemli bir kısmı da rahatsız. Peki, bu rahatsızlıklarını niçin dile getirmiyorlar? Çünkü iktidarda kalmak onların da birinci önceliği. Birinci öncelik iktidarda kalmak olduğunda ne ortağına söyleyecekleri bir şey var ne de ortaklarını iktidarlarını uzatmak için yaptıkları davranışlardan şikayet etme. İstemiyorum, yan cebime koy gibi bir yaklaşım gösteriyorlar. O yüzden yargı harekete geçemiyor çünkü ortağını kızdırmak zorunda kalacak. O yüzden failler serbest bırakılıyor çünkü ortağını küstürmek istemiyor. Şu anda iki partinin de önceliği iktidarda kalmak. Çocuklar yok orada, gençler yok, demokrasi yok, hukuk yok, basın özgürlüğü yok, insan hakları yok, yoksullar, işsizler yok."

"Biz, ne kadar farklı düşünüyor olursak olalım, aynı ülkenin evladıyız. Sonuçta, biz tutarız birbirimizin elinden. O kadar farklı çevrelerden, insanlardan mesajlar geldi ki, o duygu birliği mesela, o anlamda çok büyük bir umudum var. Çünkü o duygu birliğini kurabilirsek hepimiz birbirimizle Türkiye çok başka bir noktaya gider. Biz duygu birliği kuramıyoruz. Kelimelerin duygusunu öldürüyoruz. Boş kelimeler üzerinden birbirimizle iletişim kurmaya çalışıyoruz. Çok meşhur bir söz vardır; aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşırlar diye. O yüzden bu saldırı sonrası bir yalnızlık duygusu oluşmadı. Tam tersine, hiç beklemediğim bir şok yaşadım. Bu kadar mı çok insan var diye" sözleriyle konuşmasını noktaladı. (Kaynak Artı Gerçek)