Kürtçe dizi 'Îşev'den sezon finali: Bizi sansürlemeyin

İstanbul'dan Batman'a dönen Kürt oyuncu ve sosyal medya fenomeni Deniz Özer, bir ekip kurarak sosyal medya için birbirinden bağımsız farklı içeriklerle skeçler çekmeyi planladı. İlk skeç olan 'Îşev', rekor izleyiciye ulaşan amatör bir Kürtçe diziye dönüştü. Sezon finaline hazırlanan dizinin başrol oyuncusu Özer “Amacımız sokaklarda unutulan Kürtçenin tekrar sokaklarda konuşulmasını sağlamak. Küfürlerimiz de anadilde. Çünkü biz sokaklarda bu küfürlerle büyüdük. Kimse bizi sansürlemesin” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Son günlerde internetin çok izlenen ve konuşulan içeriklerinden biri Kürtçe 'Îşev' (Bu Gece) dizisi oldu. 'İlk bölüm'ü 3 Kasım 2020'de Youtube'da yayınlandıktan sonra 100 binlerce kişinin izlediği dizi, çekimleri tamamlanan 8'inci bölümünün yayınlanmasının ardından bu hafta sezon finali yapacak.

'MİZAHIMIZ TOPLUMA BAĞLIDIR'

İstanbul'dan Batman'a dönen Kürt oyuncu ve sosyal medya fenomeni Deniz Özer, bir ekip kurarak sosyal medya için birbirinden bağımsız farklı içeriklerle skeçler çekmeyi planladı. İlk skeç olan 'Îşev', yoğun ilgi gördü. Ardından ekibin aldığı olumlu yorumlar ve ulaştığı kitle, Îşev'i bir diziye dönüştürdü. Deniz Özer, başta birbirinden bağımsız birkaç skeçten biri olarak planladıkları Îşev'in, ilk bölümün yayınlanmasının ardından yaşadığı dönüşümü şöyle anlatıyor: “İlk skecimizin adı 'Îşev'di. Kız isteme skeci... 'Kız bu akşam gelmezseniz babam beni başkasına verecek' diyor. Bu yüzden ilk skecin adı 'Îşev' oldu. 'Hayalet' adıyla başka bir bölüm çektik. Çok fazla talep oldu. Herkes taklidimizi yapmaya başladı. Çocuklar bizim esprilerimizi kullanıyordu. Toplum içinde bizden söz ediyorlardı. Ve ikinci bölümü istediklerini söylediler. Biz de 'ikinci bölüm yok' dedik. 'Yazmalısınız' ısrarları üzerine oturduk ikinci bölümü yazdık. Sonra üçüncü bölümü de istediler. Onu da çektik. 4 de istenince dizi oldu. Şimdi 8'inci bölümü tamamladık ve bu sezonumuzu bitireceğiz. Yeni sezonda çok daha güçlü bir şekilde döneceğiz. Çünkü bunun için bir hazırlığımız yoktu. Buna rağmen çok beğenildi. Kürtçe diziler elle sayılacak kadar az. Biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz. Mizahı halkımızdan alıp onların karşısına çıkarıyoruz. Bizim mizahımız topluma bağlıdır. Bu yüzden çok beğendiler.”

'10 MİLYON İZLEYİCİYE ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUZ'

Amaçlarının Kürt diline hizmet etmek olduğunun altını çizen Özer şöyle devam ediyor: “Bu dizi belki amatör olarak çekiliyor ama oyuncular amatör değil. Oyuncularımızın güçlü olduğuna inanıyorum. 6'ıncı bölümde ses sorununu düzelttik. 8'inci bölümde kamerayı daha iyi kullandık. Giderek daha profesyonelleşiyoruz. Yeni sezonda büyük bir hızla halkın gönlüne gireceğiz. Maddi olarak hepimiz kendi cebimizden veriyoruz. İlk bölümden şu ana kadar 1 milyon 400 bin kadar bir izlenme oldu. 2'inci bölüm 1 milyona yaklaşıyor. Bu izlenmenin az olduğunu ifade etmek isterim. Tam olarak amacımıza ulaştığımızı söyleyemeyiz. 10 milyona ulaşacağına inanıyoruz. Bu beklentiye göre çalışıyoruz.

'ÇOCUKLAR BİZİ TAKLİT EDİYORLAR'

İzleyiciler dizi karakterlerinin isimlerini araçlarının arkasında, parklara ve sokaklara yazıyor. İzleyiciler 'Îşev' adıyla grup kuruyo, kendilerinden Baqî, Şewqiya, Ednan, Kulîlk diye bahsediyor. Çocuklar çok keyif alıyorlar bizden ve taklitlerimizi yapıyor. Bunları gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz. Birçok Kürt aydın ve sanatçı bizi arayıp tebrik etti. Ciwan Haco bizi arayarak diziyi çok sevdiğini ve daha iyi olacağına inandığını söyledi. Dünyanın her yerinden mesajlar alıyorum. Daha güzel işler yapacağız. Söylediğim gibi ekonomik olarak eksiklerimiz var. Şu an yavaş yavaş o eksiklerimizi tamamlıyoruz. Biz bunu herhangi bir ekonomik destek almadan yaptık. Bizi eleştirdikleri zaman buna göre eleştirsinler. önemlisi de Türkiye'de bu işi yapıyoruz. Buna göre eleştirsinler. Biz de eksiklerimizin farkındayız. Bir enerjimiz var. Bu enerjiyle milyonlara ulaşacağız."

'KİMSE BİZİ SANSÜRLEMESİN'

Kürtçenin tekrar sokak dili haline gelmesi gerektiğinin altını çizen Özer şunları “Kürtçe onların anadilidir. Bu dil yavaş yavaş unutuluyor. Sokaklara baktığımız zaman Kürtçe sokaklarda artık konuşulmuyor. Bizim amacımız sokaklarda unutulan dili tekrar konuşulmasını sağlamaktır. Küfürlerimizi de Kürtçe yapıyoruz. Kimse de bize 'bu bizim küfrümüz değil' demiyor. Küfürlerimizi de anadilde yapıyoruz ki akıllarına girsin. Çünkü biz sokaklarda bu küfürlerle büyüdük. Bizim diğer bir gerçekliğimiz de budur. Kimse bizi sansürlemesin. Biz bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Kimse önümüze sansürü koymasın” diyor.

'SOKAKTAKİ KÜRTÇEYİ KULLANIYORUZ'

Yılmaz Güney Sineması 2017 yılında şüpheli bir yangınla kullanılamaz hale geldikten sonra tamamen yıkıldı. Başka sahne olmadığı için Batman'da tiyatro yapan gençlerin alternatiflere ihtiyaçları oldu. Erdal Kaya, bir kaç öğretmen arkadaşı ve çeşitli meslek gruplarından gençlerle bir araya gelerek Batman'da 'Yeni Sahne'yi kurdu. Kaya, pandemi döneminde Youtube için 'Şıldım Bıldım' adını verdiği mizah programıyla izleyicilerin karşısına çıkarak büyük beğeni topladı. Daha sonra da 'Îşev' dizisinde yer alan isimlerden biri oldu.

Deniz Özer kendisini aradığını ve projede yer almasını istediğini aktaran Kaya şunları söyledi: “İlk skeçten sonra nasıl gideceğini çok öngöremiyorduk. 'Belli bir kitlesi olur' diyorduk ama bu kadar ilgi görmesini biz de beklemiyorduk. İnsanlar hem sokakta hem sosyal medyada 'devamı ne zaman gelecek' diye sormaya başladı. Biz de devamını çekmeye karar verdik.

Hiçbirimiz senarist değiliz. Hikayesini, senaryosunu, çekimini ve kurgusunu biz yapıyoruz. Dizi projesi olarak başlamadığımız için devamlılık konusunda ve senaryosunun bütünlüğü konusunda biraz sıkıntı çekiyoruz. Bu havayı, bu ilgiyi yakalamışken diziyi kötü bir yere götürmek istemedik. Bu yüzden 8'inci bölümle sezon finali yapacağız. Kampa girip 8 bölüm çekeceksek, 8 bölümün senaryosunu yazdıktan sonra diziyi bitirip öyle yayımlanmasını düşünüyoruz.”

Kaya, Kürtçe dizinin çok izlenmesi, talep görmesi ve sürekli bölümlerin paylaşılmasının nedeni sokakta konuşulan Kürtçeyi konuşmaktan kaynaklandığını düşünüyor: “Kendi evimizde ve sokakta kullanılan Kürtçeyi dizide de kullanıyoruz. Bu da bir tercih meselesi. Normal hayatta konuştuğumuz dili kullanmak istedik. Bu birinci etki olabilir. İkinci etki ise karakterlerin seçilmesi. Karakterler insanlara çok gerçekçi geldi. Mesela benim oynadığım 'Baqî' karakteri... Babamdan çok feyz alarak bu karakteri oluşturdum. İnsanlar 'benim babam ve amcam da böyle' diyor. Kürtlerin atasözlerini ve deyimlerini kullanmaya çok özen gösterdiğimiz için de bir karşılık buldu. Çocuklar sürekli taklitlerimizi yaparak videolar çekip bize gönderiyorlar. Bu bir yandan beni şaşırtıyor bir yanda çok mutlu ediyor. Çünkü çocukların anadilleriyle bir şey yapmaları ve Kürtçeye bu kadar ilgi göstermeleri bizi cesaretlendiriyor. İstatistiklerde çocuk ve gençler daha çok görünüyor. Yaşlılar Youtube'a girip izleyemiyor. Ama bize gelen videolarda görüyoruz. Salonda bütün ahali oturmuş kahkahalarla izliyor”

'KÜRTÇE DÜŞÜNÜP OYNADIĞIMIZ İÇİN İNSANLARA YANSIYOR'

Erdal Kaya, yaptığı taklitlerin çok beğenilmesini ise 'Kürtçe düşünme'lerine bağlıyor: “Bu bölgede tiyatroyla uğraşan insanların yüzde 95'inin ailesinden gelen bir gelenek var. Ya anneannesi çok komiktir. Ya dede çok güzel taklit yapar. Bu geleneğin içinde büyüdüğümüz için gözlem yapma imkanımız oldu. Ben bu hayata Kürtçeyle başladım. İlkokula başlayana kadar tek kelime Türkçe bilmiyordum. O yüzden tepkiler, hareketler Kürtçe. Kürtçe düşünüp oynadığımız için insanlara yansıyor. Çocukluğumuzdan beri Kürtçe düşündük, Kürtçe karar verdik. Çocukların Kürtçeye olan ilgisi bizi sevindiriyor. İnsanların Kürtçe yapılmış bu projeyi sahiplenmeleri, izlemeleri, yaymaları, eşine dostuna göstermeleri bizi çok mutlu ediyor. Kürtçe için bir şey yapıyor olmak açıkçası gururlandırıyor. Maddi olarak bir kazanımımız belki olmuyor ve teknik olarak çok sıkıntı çekiyoruz ama daha ziyade manevi olarak bizi çok doyuruyor bu proje.”