Şairlerin kitapları görme engelliler için seslendirildi

Enver Topaloğlu'nun "Gidene Kadar", Sedat Şanver'in "Cümle Kapısı" ve Fadıl Öztürk'ün "Benden Adam Olmaz" şiir kitapları Halkların Köprüsü Derneği’nden 15 gönüllü tarafından seslendirildi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Halkları Köprüsü Derneği, yeni çıkan bir kitabın görme engelliler tarafından okunmasına dikkat çekmek ve bu alanda farkındalık sağlamak için “Herkes İçin Erişilebilir Kitap” temasıyla etkinlik düzenledi. Enver Topaloğlu'nun yeni çıkan kitabı "Gidene Kadar", Sedat Şanver'in "Cümle Kapısı" ve Fadıl Öztürk'ün "Benden Adam Olmaz" şiir kitapları Halkların Köprüsü Derneği’nden 15 gönüllü tarafından seslendirildi. Şairlerle buluşma ve sesli imza etkinliğinde şairlerin kitapları hem basılı hem de sesli ve e-kitap haliyle görme engelliler için hazırlandı. Yakın Kitabevi’nde düzenlenen etkinliğe yoğun bir katılım oldu. Halkların Köprüsü gönüllülerince seslendirilen kitaplar, Görme Engelliler Teknoloji Ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) internet kütüphanesiyle de paylaşılacak.

Şairlerin katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü Halkların Köprüsü Derneği Genel Sekreteri Yusuf Ak üstlendi. Söyleşiye geçilmeden önce etkinliğin düzenlendiği salon, dernek gönüllülerinden Barış Eser tarafından görme engelliler için sesli olarak betimlendi.

 

'KÖRLER SADECE KİTAPLARIN KOKUSUNU ALABİLİYOR'

Yusuf Ak, konuşmasına derneğin tanıtımını yaparak başladı. Dernek gönüllüleri olarak kitapların herkes için erişilebilir olmasını savunduklarını ifade eden Ak, bu etkinlik vasıtasıyla bir kitabın hem sesli, hem braille, hem basılı ve hem de e-kitap seçeneklerini ortaya koyduklarını söyledi. Burada vermek istedikleri mesajın istenildiği takdirde her şeye erişilebileceğini anlatmak ve algılardaki engeli yıkmak olduğunu vurgulayan Ak, yasaların izin vermesine rağmen yayınevlerinin ticari kaygılarla kitapların seslendirilmesine ve PDF'lerinin paylaşılmasına izin vermediklerine dikkat çekti. Düzenlenen etkinlikte yeni çıkan kitabına ulaşma imkanı sağladığı için Enver Topaloğlu’na teşekkür eden Ak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Görme engellilerin yararlandığı kütüphanelerde binlerce kitap olsa da yeni çıkan bir kitaba erişmemiz mümkün değil. Her yıl İzmir ve İstanbul Kitap Fuarı'na gitmeye çalışırım. Karşılaştığım şey ise hazin. Körler sadece kitapların kokusunu alabiliyor. Bir düşünün, bir yazarın yeni kitabı için söyleşisine katılabiliyor ama kitabını okuyamıyorsunuz! Basılı kitabı imzalatsanız göremiyorsunuz, kitabın PDF halini yayınevlerinden talep ediyorsunuz. Yasalar bizden yana olmasına karşın hiçbir surette bizimle veya körler kütüphaneleriyle yeni çıkan kitap paylaşılmıyor. Kitapları makinelerle taratsak da karakterleri yanlış tanımladığı için bir süre sonra okumak istemiyoruz. Kör denilince kitabı sadece sesli dinleyebileceği algısını yıkmak istiyoruz. Bizler hem braille hem sesli hem de e-kitap okuyabilmekteyiz. Üstelik kitap kapağı ve içerisindeki resimler de betimlendiğinde tam anlamıyla eşitlik sağlanmış olur. Ülkede 8 kişi başına bir kitap düşmesine karşın Yayınevleri milli kütüphaneyle veya körlerin yoğunluklu kullandığı kütüphanelere yeni çıkan bir kitabın PDF’ni vermeli. Hatta görme engellilerin tüm kitaplara erişebilmesi için ortak bir internet kütüphane platformu oluşturulmalı. Körlerin 250 yıllık bir yazı geçmişi olsa da braille kitaplar ne yazık ki ülkemizde pek yaygın değil. Milli Kütüphane standardında büyük bir braille kütüphanesi kurulmalı."

'PEK ÇOK ÇALIŞMAYA ÖRNEK OLACAK NİTELİKTE'

Toplantıda ilk sözü alan şair Sedat Şanver, bir öğretmen olarak görme engellilerle ilişkisinin eskiye dayandığını ifade ederek “Tarihçiler dünyanın ilk kitabının 9. yüzyılda Çin’de basıldığını söylüyor. Toplam 7 sayfalık bu kitabın adını Türkçeye 'mücevher bilgin' olarak çevirebiliriz. Haksız bir anlamlandırma mı bu? Hayır. Son derece hak eden bir adlandırma. Çünkü bilginin kendisi insanlık için “istiridyenin içindeki inci” gibi oldu hep. Yaklaşık 1200 yıldır hurufat aracılığıyla okuyucuya ulaşan kitaplar belli ki günümüzde bir dönüşüm geçiriyor. Onları artık işitebiliyor, görebiliyoruz. Bütün bunlar yeni imkanlar” dedi.

Halkların Köprüsü Derneği’nin 15 gönüllüsü tarafından görmeyenler için gerçekleştirilen sesli kitap çalışmasının önemine de değinen Şanver,“Doğal olarak bundan sonraki pek çok çalışmaya da örnek olacak nitelikte. Öncelikle aralarında benim de bir kitabımın seslendirildiği bu çalışmaya emek veren, gönlünü koyan, sesleriyle biz dinleyicileri zenginleştiren bu 15 kişiye tekrar teşekkür ederim. Hepiniz var olun, hep böyle güzel olun” diye konuştu.

HERKESİN GÖREN İKİ GÖZÜ OLACAK

Bugüne kadar hiçbir etkinliğe gitmeyi kabul etmediğini ifade eden Şair Fadıl Öztürk, anlamlı bir çalışma olması nedeniyle ilk kez böyle bir projeye dahil olduğunu söyledi.

“Bu projeyle birlikte hayalimde olmayan bir şey gerçek oldu. Görme engelli arkadaşlarımız için konuşan kitap projesi ile katkıda bulunan Halkların Köprüsü Derneği’ne ve emeği geçenlere tek tek teşekkür ederim. Bizim gözlerimizle bile göremediğimiz dünyayı parmak uçlarıyla gören arkadaşlarıma katkıda bulunmak benim için paha biçilmez değerdedir. Yunanlı büyük Ozan Yannis Ritsos’un 'Bir gün herkesin iki eli, iki ayağı olacak' dediğine atıfla, savaşların kıtlık ve hastalıkların ortadan kalkacağı bir dünyada herkesin gören iki gözü olacak diyorum.”

 

YAZARLAR YAYINEVLERİNİ ETKİLEYEBİLİRLER

Şair Enver Topaloğlu ise sesin gücüyle engellerin aşılarak olmayan dünyalara ışık ve renk taşınması çalışmasına katkıda bulunmaktan övünç duyduğunu belirterek yazarları, yayınevlerini sesli kitap konusunda ikna etmeye davet etti.

“Yayınevleri elbette ticari kuruluşlar. Ama yazarlar yoksa yayınevleri de yok! Esas olan şairlerin, yazarların duruşu ve nasıl tavır aldıklarıdır. Bu anlamda yayınevlerini etkileyebilirler. Kaldı ki bütün edebiyatçılar yazdıkları okunsun, paylaşılsın daha çok insana ulaşsın isterler. İşte burada da yazdığınız bir şeye erişmek isteyen birileri var. Fiziki olarak bu konuda engeli olan insanların bundan mahrum bırakılması kabul edilebilir bir şey değil. En azından bizim açımızdan değil. Edebiyatın ahlaktan, edepten geldiğini biliyoruz. O zaman ahlaklı olmak gerekir. Ahlak da bunu gerektirir. Yani bu engeli ortadan kaldıracak adımları atmayı gerektirir.”

İZMİR’DE İMKANLAR O KADAR YOKMUŞ Kİ!

Toplantıda söz alan Eğitimde Görme Engelliler Derneği’nden Ali Köse, çalışmalarından bahsederek başta eğitim olmak üzere birçok alanda mücadele verdiklerinin altını çizdi. Erişilebilir kitapların önemine değinen Eşpedal Derneği Başkanı Saldıray Altındağ ise görme engelliler olarak yeni çıkan kitaplara ulaşma imkanlarının çok düşük olduğunu vurgulayarak düzenlenen bu etkinliğin kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi.

3 yıl önce hayatında hiç kör tanımamasına rağmen okuma tiyatrosu projesini planlayan Ebru Atilla Sağay da körlerle birlikte çalışmanın kendisi için bir öğretiye dönüşerek onların yaşadığı pek çok sorunun kendi sorunu olmaya başladığını anlattı. Bu tür çalışmaların yapılmasının önemine değinen Sağay, kendisinin de tiyatro yoluyla direniş göstermeye çalıştığını belirterek şunları söyledi:

“Tiyatro metnini okumaları için braille bastırmam gerekiyor. İzmir'de imkanlar var gibi gözükse de o kadar yokmuş ki! Ben bunu fark ettim. Braille basan bir kütüphaneye gittiğimde tek bir kitap için 500 lira istediler. Benim 12 tane oyuncum var. Aynı metinden 12 tane basmam gerekiyor. Keşke kitap fuarlarına gittiklerinde kitabın üstünde braille etiketler olsa ve hangi kitap olduğunu dokunarak anlayabilseler. Hayat bu kadar zorlaştırılır mı? Tabii ki bunlar devlet politikalarıyla, yerel yönetimlerle olacak. Ama neden okuma yazma kampanyası gibi braille kampanyaları da olmasın?”

 Etkinlikte moderatör Yusuf Ak Kürtçe bir şiir okudu. Şiir kitaplarının braille kitap olarak şairlere hediye edildiği etkinlik, “Kitap okumanın herkesin hakkı olduğu” mesajıyla sonlandı.