Bodrum Kalesi için düşünülen restorasyon iptal edildi

Birinci derece arkeolojik SİT alanında yer alan Bodrum Kalesi’nde yapılmak istenen restorasyon iptal edildi. Muğla 2’nci İdare Mahkemesi, Bodrum Kalesi için oybirliğiyle “Korunarak gelecek nesillere aktarılmalı” kararı verdi

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Muğla 2’nci İdare Mahkemesi, dünyanın ikinci büyük arkeoloji müzesi olan ve UNESCO’nun Korunması Gerekli Kültür Varlıkları Listesine aday olan Bodrum Kalesi için oybirliğiyle “Korunarak gelecek nesillere aktarılmalı” kararı aldı.

'ÖRNEK BİR KARAR GELDİ'

TMMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şahabettin Doğan, Hürriyet gazetesinden Aysel Alp'e yaptığı açıklamada, “Bodrum Kalesi’nde bilimsel bir plan dahilinde restorasyon yapılmasına karşı değiliz. Ama burası birinci derece arkeolojik SİT alanı ve kalenin ortasına radye temel üzerine çelik konstrüksiyon bir teşhir salonu yapmak istediler. Oysa bunun altında Kral Mausolos’un sarayının temeli bulunuyor. Biz buna dava açmıştık. İmalatlar sürüyordu. Mahkeme kararının yıkımdan sonra gelmesinden korkmuştuk ama örnek bir karar geldi ve sevindik” dedi.

'GÜÇLENDİRME TAMAMLANMALI'

Bodrum Mimarlar Odası Başkanı Gamze Türk ise, “Biz bu sağlamlaştırmaya değil, henüz kazısı tamamlanmamış arkeolojik SİT alanı üzerinde yapılması planlanan iki büyük yapıya itiraz ettik. Ancak mahkeme kararı bir bütün olduğu için proje bu kararla tümden durmuş oldu. Bu güçlendirmenin tamamlanması için bakanlığın acilen kurula başvurup karar aldırması lazım. Yeni müzenin de kale dışında ayrı bir yerde yapılması gerekir” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Bodrum Kalesi Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon, Teşhir, Tanzim ve Mühendislik Projeleri Yapımı İşi'ne karşı dava açmıştı. Birlik, 1. derece arkeolojik SİT alanı olan kale içinde hiçbir şekilde yapılaşma olmaması, bilimsel kazı çalışmaları dışında kazı yapılmaması gerekirken projenin 10 bin 700 metrekarelik inşaat nedeniyle hafriyat, yıkım ve yeni imalatlarla geri dönüşü olmayan hasarlara neden olacağı vurgulanmıştı. Projede kamu yararı olmadığı gibi uluslararası hukuka ve anlaşmalara aykırı olduğuna dikkat çekilmiş, Bakanlık iddiaları reddetmişti.