YouTube videolarıyla tanınan Ekin Beril: Dijitalleşme müziği kolaylaştırdı

Yaptığı coverlarla dikkat çeken Ekin Beril, kendi şarkılarından oluşan 'Zaman' isimli EP'si ile dinleyici karşısında. Dijitalleşmenin olumlu olduğu kadar olumsuz yanlarının da olduğunu belirten Beril “Hızlı üretim ve tüketim interneti bilgi çöplüğü haline getirdi. Bir müzisyen için ürettiklerini diğer insanlara ulaştırmak gittikçe zorlaşıyor” diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Youtube kanalında coverları ve akapella videoları ile bilinen Ekin Beril, şimdi kendi şarkılarından oluşan 4 şarkılık EP'si ile dinleyici karşısında. Prodüktörlüğünü Caner Anar'ın düzenlemeleri ise Beril ve Anar'ın birlikte yaptığı albüm, Supercluster Records'tan çıktı. Geçtiğimiz Kasım'da Hugh Jackman'ın oynadığı 'Muhteşem Şovmen' isimli filmin müziğini yapan Beril, şimdilerdeyse efsane müzisyen Freddie Mercury'nin hayatının anlatıldığı sinema filmi 'Bohemian Rhapsody'nin tanıtımı için kadroda yer aldı. Yaşamını Budapeşte'de sürdüren Beril ile çalışmalarını konuştuk.

Kısa akapella ve coverlarınızın olduğu videolar ilgi çekici bulundu. Sizce bu ilginin sebebi nedir?

Sanırım samimi buldukları için bu kadar sevdiler. Özellikle, sadece dudaklarımın göründüğü videolar hem samimi hem amatör hem de eğlenceliydi. Normalde enstrüman olmayan objeleri de bu videolara dahil ediyordum. İzleyenler bir yandan videodaki kareleri takip ederek tüm müziğin yapılış aşamasını da görmüş oluyordu. Aynı şey Youtube’da yaptığım uzun coverlar için de geçerli. Müziğin kuruluş aşamasının görüldüğü videolar var. Müzisyen olmayan biri de izlese ne yaptığımı tam kavrayabiliyor. Nitekim en çok izlenen coverlarım da onlar.

2015'ten bu yana hayatınız nasıl değişti?

Hayatım bir çok yönden değişti. Ben bile değiştim. En önemlisi müzik benim için bir hobiyken mesleğim haline geldi. Bu harika bir şey. Eğer müziğe aşıksanız, müzik yaparak hayatınızı sürdürebilmek hayatın size en güzel hediyesi oluyor.

'SESİMİ ENSTRÜMAN GİBİ KULLANMAYI SEVİYORUM'

Son dönemde Türkiye'deki müzisyenler arasında bir cover furyası oluştu. Coverlarınızın diğerlerinden farklı olduğunu düşünüyor musunuz?

Evet, yaptığım coverların özgün olduğunu düşünüyorum. Şarkının orijinalinden çok farklı bir bakış açısıyla yapmaya çalışıyor ve tarz olarak da mutlaka manipule ediyorum. Çoğu cover'ım loop seslerden oluşuyor. Bol bol vokal komposizyonu barındırıyor. Sesimi şarkıda bir enstrüman gibi kullanmayı seviyorum.

Coverlarınızda birçok enstrüman kullanıyorsunuz. Bu çeşitliliğin müziğinizdeki önemi nedir?

Enstrüman çalmak şarkı söyleyen birinin kendine yapabileceği en güzel şey. Çünkü kimseye ihtiyacınız kalmadan kendiniz müzik yapabiliyorsunuz. Benim için de bu geçerli. Kullandığım dijital ve analog ekipmanlar ve akustik enstrümanlar yardımıyla kendi müziğimi yapabiliyorum. Aslında hiç bir enstrümanı bir virtüoz seviyesinde çalamıyorum. Ancak her geçen gün kendimi geliştiriyorum.

'ARTIK ÖZGÜRLEŞMEK İSTEDİM'

İlk kez kendi şarkılarınızdan oluşan bir EP yayınladınız. 'Özgürleştiğim bir süreç' olarak ifade ettiğiniz bu deneyim hakkında neler söylersiniz?

Uzun zamandır cover yapıyorum. Eski şarkıları tekrar düzenlemek çok eğlenceli bir süreç. Ancak yaparken şarkının sözlerine, müziğine, onun armoni yapısına bağlı kalmak zorundasınız. Ben daha özgürleşmek ve müziğime kendi söz ve melodilerimi de katmak ve sıfırdan yeni şarkılar yapmak istedim. Şunu söyleyebilirim şarkı yazmak cover yapmaktan da eğlenceliymiş. Tamamen size ait bir dünyanın içine girebiliyor ve özgürce kendi tasarımınızı yapabiliyorsunuz. Bu süreç benim müzik yapma ve üretme iştahımı daha da kabarttı .

Dört parçalık Zaman nasıl oluştu?

Zaman dört şarkıdan oluşsa da aslında bir üçleme. Sırasıyla 'Zaman', 'Son', 'Su' ve bonus şarkısı 'Denge'den oluşuyor. Üçleme hayali bir süreçten bahsediyor. Öğrenebilen bir otomasyonun zaman kavramını anlamlandırmaya çalıştığı bir süreç. Diğer bir açıdan öğrenebilen bir otomasyon yerine insan da olabilir. Çalışma prensibimiz son derece benziyor. Biz insanlar da genlerimizden gelen kaynak kodlar ve yaşadığımız deneyimler üzerinden hayatı anlamlandırabiliyoruz. Bu nedenle bu üç şarkıda bol bol futuristik ögeler bulunuyor. Denge ise tüm bunların dışında, zaman kavramı ne olursa olsun, biz kim olursak olalım, hayatta yapabileceğimiz en güzel şeyin yerimizde durmamak olduğunu söyleyen albümün bonus şarkısı.

'2019'DA İNGİLİZCE ALBÜM YAPACAĞIM'

Geçtiğimiz Kasım'da Hugh Jackman'ın rol aldığı 'Muhteşem Şovmen'in müziğini seslendirdiniz. Şimdi de Freddie Mercury'nin hayatını anlatan bir filmin kadrosuna dahil oldunuz. Genç bir şarkıcı olarak bu süreçte neler deneyimlediniz?

Bu kadar büyük projelerde yer almak inanılmaz bir deneyim. İki projede de geri dönmek istemedim diyebilirim. Dünyanın dört bir yanından insanlarla tanışmak, onların kültürlerini deneyimlemek insanın ufkunu açıyor, kocaman bir dünyada yaşadığınızı size hatırlatıyor. En önemlisi ise böyle büyük organizasyon ve projelerin yapılış aşamasına tanık olmak. Çalışma ahlakı, disiplin, organize olmak, bana öğrettiği şeyler paha biçilemez.

Bu işlerde Türkiye’yi temsil etmek için orada bulunuyorum. Yerel anlamda Türkiye’deki kariyerimi tabi ki olumlu yönde etkiliyorlar. Ancak edindiğim bağlantılar, tanıştığım insanlar açışından baktığımızda global anlamda bir kariyer yaratmak için olabilecek en güzel ilk adımlar olarak görüyorum. 2019’da İngilizce bir albüm yayınlayıp global piyasada da etkinleşmek istiyorum.

Lady Gaga'yı örnek aldığınızı söylediğiniz açıklamalarınız var. Neden Lady Gaga?

Lady Gaga’yı örnek alma sebebim şarkı söylemesinin yanında kendi prodüktörlüğünü yapması, çok yönlü ve özgür bir müzisyen olması. Tabii bunu söylediğim zamanlar 3 yıl önceydi. Bu süreçte ben de çok değiştim ve geliştim. Şu an örnek aldığım çok farklı tarzlardan, birçok müzisyen var.

Dijital bir platformda dikkat çekmiş bir isim olarak, dijitalleşmenin müzik piyasası üzerindeki avantaj ve dezavantajları hakkında ne söylemek istersiniz?

Dijitalleşmenin en büyük avantajı müziğe erişimin çok pratikleşmiş olması. Bir yandan bu dijitalleşme sürecinin müziğin yapılışını kolaylaştırdığı noktalar da var. Müzik bilgisi olmayan biri bile samplelar, plug-inler ve çeşitli platformlar yardımıyla müzik üretebiliyor. Öte yandan dijitalleşme ile üretim de tüketim de çok hızlandı. Bu da yapılan işlerin kalitesini, değerini, verimini, her şeyi etkiliyor. Hızlı üretim ve tüketim interneti bilgi çöplüğü haline getirdi. Bir müzisyen için ürettiklerini diğer insanlara ulaştırmak gittikçe zorlaşıyor.