Cecilia Krull: LaCasa ile rüyalarımı yaşıyorum

'La Casa De Papel' dizisinin jenerik müziği ile dünya çapında bir ün kazanan Cecilia Krull, bu akşam ve yarın akşam İstanbul'da sahne alacak. Konser öncesi Gazete Duvar'a konuşan müzisyen, bu dizi sayesinde dünyayı dolaştığını söylüyor. Krull, duygularını “Rüyalarımı yaşıyorum” diye ifade ediyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İzlenme rekorları kıran İspanyol yapımı dizi 'La Casa De Papel' kendisi kadar jenerik müziğiyle de çok konuşuluyor. İspanyol caz müzisyeni Cecilia Krull'un seslendirdiği 'My Life İs Going On' isimli parçaya dizinin yanı sıra mutlaka en az bir kez denk gelmişizdir.

Peki Dali maskeli iyi kalpli hırsızların hikayesinin anlatıldığı dizinin jeneriğiyle esas bilinirliğine ulaşan Krull bu diziden önce neler yaptı? 7 yaşında şarkı söylemeye başlayan müzisyen, babasının piyano sesleriyle büyüdüğünü söylüyor. Birçok dizi ve film projesinin müziğine imza atan Krull, İspanyol Disney'i için de şarkı söyledi. Yolları Manel Santisteban ile kesiştikten sonra 8 yıl boyunca birlikte pek çok yapıma imza attılar. Juan Sebastian Trio ve Ivan Sangüesa Trio'nun albümlerine de katkıda bulunan Krull, şimdi ise milyonlarca dinleyiciye ulaştığı İstanbul'a ilk kez geliyor. Bu akşam ve yarın akşam Salon IKSV'de sahne alacak olan müzisyen ile konser öncesi konuştuk.

Müzisyen bir ailede yetişmeniz müzisyen olmanızda ne kadar etkili oldu?

Tabii ki beni direkt olarak etkiledi. Evde babamın piyano sesiyle büyüdüm. Sadece müzik kaydı değil, canlı müzikle bebekliğimden beri temas halindeyim. Dolayısıyla böyle bir ortam hayatınızı değiştiriyor.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Mutlu bir bebeklik hatırlıyorum. Normal ve mutlu hayatım vardı. Okula gidip, arkadaşlarımla oynuyordum. Ama şimdilerde daha 7 yaşındayken profesyonel olarak şarkı söylemeye başladığımı anladım.

'SEÇMİYORUM, SEÇİLİYORUM!'

Bu güne kadar birçok dizi ve film projesine imza attınız. Bir diziye ya da filme şarkı yapmanızda kriter ne oluyor?

Ben seçmiyorum, onlar aslında beni seçiyor! Film müziğinin bestecisi Manel Santisteban beni seçti. Şarkı sözlerini yazıp şarkı söyledim ve o müziği yaptı. 10 yıl önce birlikte çalışmaya başladık, caz grubumla Madrid'deki bir caz kulübünde beni izlemeye geldi. Bir gün sonra aradı ve benimle çalışmak istediğini söyledi. Ben de evet dedim tabii ki! Büyü, stüdyoda demoları kaydederken ortaya çıktı. Hemen müzikal olarak aşık olduk ve başarı devamında gelmeye başladı. Ona çok minnettarım. Bana inanıyor ve fırsat veriyor.

“La Casa De Papel” projesine nasıl dahil oldunuz?

Her şeyden önce, seri, karakterler, senaryo ile ilgili tüm bilgileri aldım. Daha sonra Manel ile stüdyoya gittik ve o bana resimleri, çerçeveleri gösterdi. Şarkı sözlerini melodiyle yazmaya başladım. Tokyo'dan ilham aldım, ama şarkı sözlerini yazarken de hep kendimden bahsediyorum.

“La Casa De Papel” çok popüler oldu. Bu durum sizin kariyerinizi nasıl etkiledi?

Beni her şekilde etkiledi. Dünyayı dolaşıyorum. İnanılmaz. Benim için çok şey ifade ediyor. Rüyalarımı yaşıyorum.

'SEVGİ VE TUTKU İŞİN GERÇEK SIRRI'

Bu diziyle popüler olmanın sizin için önemi nedir?

Bu büyük başarının ve projesinin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Bu sevgi ve tutkuyla yapıldığını söyleyebilirim ve eminim ki bu işin gerçek sırrı.

'My Life Is Going On' parçasının bu kadar sevilebileceğini düşünüyor muydunuz?

Pek sayılmaz! Tabii ki 'My Life is Going On'u sevgi ve gerçek duygularla yaptık. Bir projem olduğunda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Ancak, bu kadar büyük bir başarı beklemiyorduk!

'CAZA AŞIĞIM AMA EN BAŞTA ŞARKICIYIM'

Pop, soul, groove ve caz türlerinde söylüyorsunuz. Kendinizi hangisine daha yakın hissediyorsunuz?

Caza aşığım ama en başta ben bir şarkıcıyım. En ilgi çekici şeyin sesimle oynamak ve her stili söylemek olduğunu düşünüyorum. Müziği seviyorum.

İstanbul'da ilk sahne performansınız olacak. Nasıl bir sahne performansı hazırladınız?

Evet! Çok heyecanlıyım! İstanbul'da ilk kez defa sahne alacağım. İzleyici ile gerçek ve özel bir an yakalamak, birlikte şarkı söylemek ve müzik paylaşmak istiyorum.

Siz hangi müzisyenleri dinliyorsunuz?

Çok! Farklı müzik, stilleri dinliyorum. Binlerce sanatçıyı seviyorum! Ama eğer isim söylemem gerekirse Erykah Badu, Camarón de la Isla, Jaco Pastorius, Nicolas Jaar, Keith Jarrett ve Johannes Brahms. Ve çok daha fazlası…