Bajar anlatıyor: Gelelim Michael Jackson'a...

Son günlerde They Don't Care About Us yorumuyla dikkatleri üzerine çeken Bajar'la Michael Jackson'ı ve yeni albüm çalışmalarını konuştuk. Grup, gelen tepkilerin kendilerini de heyecanlandırdığını ve yeni albümlerinde Ahmed Arif, Sezai Sarıoğlu ve Cemal Süreya'nın da içinde olduğu Türkiyeli şairlerin şiirlerini besteleyeceklerini dile getirdiler.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bajar, yaklaşık 10 yıl önce hayatlarımıza girdi. Kardeş Türküler'den aşina olduğumuz Vedat Yıldırım'ın da içerisinde bulunduğu grup Kürtçe ve Türkçe dillerinde şarkılara imza attı. Son günlerde Defjen erbane grubuyla birlikte yaptıkları Michael Jackson düzenlemesiyle dikkatleri üzerine çekti. Siyasetçi Ahmet Türk'ün yeğeni, sanatçı Heja Türk'ün sözlerini bire bir çevirdiği şarkı geçtiğimiz günlerde en çok dinlenen şarkılardan biri oldu. Bajar'la, sosyal medyada gelen tepkileri, Michael Jackson'ın hayatını, Türkiye'de çok dilli müzik yapmanın zorluklarını ve yeni albüm çalışmalarını konuştuk. They Don't Care About Us şarkısının bir başkaldırıyı anlattığını söyleyen grup, ilk amaçlarının sanatın birleştiriciliği olduğunu dile getiriyor.

Grup nasıl kuruldu? Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Vedat Yıldırım: Bu tür projelerde süreklilik çok zor. Hem alternatif bir müzik yapmaya çalışıyorsunuz hem de bu müziğin üzerinden bir hayat kuruyorsunuz... Bu göründüğü kadar kolay değil. İnsanların kiralarını ödemeleri lazım. Bir geçim dertleri var. Bazen, "Hani ben artık başka bir projeye gideyim" diyen insanlar olabiliyor ya da bir dönem çalışıyorsunuz üslup farklılıklarından dolayı yollar ayrılıyor. Bajar'ın kurulma tarihi belirsiz...   Öncesinde uzunca bir mutfak çalışması oldu. Zeynep'le 1, Ethem'le 1,5 yıldır birlikteyiz.Folk-rock kültürüne karşı hep bir ilgimiz vardı. Bir şekilde o rock kültürünün tadını aldık. Kardeş Türküler'de işler yoluna girince böyle bir proje yapalım dedik. Projeyi yapmamızın en önemli nedenlerinden birisi de aslında bir beste projesi olmasıydı. Kardeş Türküler'de geleneksel müziği yansıtıyorduk. Orada da beste yapılıyordu ama çok merkezde olan bir şey değildi. Geleneksel müziğiyle, enstrümanlarıyla Türkiye'deki halk geleneğini bugüne taşıyordu.

'GÖÇ DALGALARI BİZİ ETKİLEDİ'

90'larda büyük bir zorunlu göç başladı Türkiye'de. İstanbul, Bursa, Diyarbakır, İzmir gibi şehirlere ilgi yoğun oldu. Büyük bir sosyal değişim yaşandı, iyisiyle kötüsüyle... Yeni bir dil kuruluyordu, biz de bu durumun müzik dilini kuralım, dedik. Bunu yaparken de özellikle şehirlerde başladık. Bajar da şehir demek, kent demek. Mütevazı ve net bir ismimiz var. Şehri anlatmayı istedik. Temel amacımız buydu. İlk konserimizi Barışa Rock'ta verdik. Türkçe ve Kürtçe, iki dilli, bestelerden oluşan bir proje olarak yola devam ettik. Şarkı sözlerini şu ana kadar hep kendimiz yazdık.

Ethem Saran: Ben 1,5 yıldır Bajar'dayım. Cansun'la, başka bir projede çalışıyorduk. Sonra Vedat abi ile tanıştık.

Zeynep Oktar : Ben Bajar'a 1 sene önce dahil oldum. Bir gün Ethem'le karşılaştık. "Böyle böyle bir şey var ya dahil olmak ister misin?" dedi. Ben de "A, süper. Çok güzel" dedim. Böylece serüven başlamış oldu.

Bajar grubu Burak Korucu, Cansun Küçüktürk, Zeynep Oktar, Vedat Yıldırım ve Ethem Saran'dan oluşuyor.

'ÇILDIRMA DURUMUMUZ VAR'

Bajar farklı dillerde Rock temelli müzik yapan bir ekip. Sözlerde bir kültürel politik yapı var ve bunu rock müzikle birleştiriyorsunuz. Peki sizin için Rock müzik ne ifade ediyor?

V. Y.: Tipik bir rock grubu muyuz? Folk-rock diyebiliriz. Rap, pop gibi yapılar da var. Biraz melez bir projeyiz. Ama kullanılan enstrümanlara baktığımızda öyle bir dil kurulabilir. Rock müziğe, 68'liler gözüyle baktığımızda özgürlükçülüğün "sisteme meydan okumanın" bir dili diye okuyabiliriz.

Rock müzik aslında bir yönde de beyazların müziğidir. Amerika'da Vietnam buhranı yaşandı ve kapitalizmden bunalan beyazların isyanı oldu rock müzik. Siyahiler başka bir hattan yürüdüler. Biz de 68'lerden etkilendik tabii. Okuduk, o dönemin müziklerini dinledik. Bajar'a baktığımızda lirik, romantik şarkılar da var ama genel olarak bir çıldırma durumu var.

E. S.: Rock temelli bir müzik ama alıştığımız bir rock değil aslında. Bayağı bir sentez var içinde. Herkes farklı tarzlarda müzik yapıyor grupta. Cansun, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde caz okudu, Zeynep Bilgi Üniversitesi'nde müzik okuyor. Herkesin farklı tarzları var ve bu çok iyi bir sentez oluyor Bajar'da.

Z. A.: Gelenekleri kırarak müzik yapıyoruz. 2017'deyiz ve Türkiye'de yeni form arayışları çok var.

V. Y.: Eğilip bükülmemiz lazım. Bajar'a gelen herkes renk katıyor.

'MÜZİK TÜRLERİ BİRBİRİNDEN AYIRABİLECEĞİMİZ BİR HALDE DEĞİL'

Şarkı sözlerini yazarken nelere dikkat ediyorsunuz? Gündemde 3. Yeni tartışmaları var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Z. A.: Müzik türleri birbirinden ayırabileceğimiz bir halde değil artık. Rock müzik 68'lerdeki gibi değil ya da Jazz müzik 40'lardaki halinden çok farklı. Duruma makro bakınca popüler kültür ve diğerleri var.

Popülizmi kırmak mümkün mü? Eğer bilinirlikse kıstas Bajar da çoğu dinleyici tarafından biliniyor. 

Z. A.: Benim popüler müzikten kastım Bajar'la Serdar Ortaç'ı kıyaslamak gibi bir şey. Popüler müziği de alt kategorilere ayırabiliriz. Tabiri caizse daha sığ bir anlam içeren sığ bir müzikle daha politik bir anlam içeren müzik...

V. Y.: Popüler müzik kavramına bakış açısına bağlı. Mesela çok dinlenmekse Ahmet Kaya da popüler, Orhan Gencebay da... Popüler müzik meselesi biraz ana akımla ilişkili. Türkiye'de genel olarak bir tema sıkıntısı var. Çok fazla söz oyunu var. Temalar çok sıkıştı. Söz yazarlığı bayağı kötü durumda.

Sezen Aksu, Aysel Gürel gibi kişilerin popüler müziği koruyan bir gelenekleri vardı. Bir de düzenlemeciler var. Biri müzik yapıyor, düzenlemeciye götürüyor. Artık ekip yok...Her şey çok profesyonelleşti fakat 3. Yeni'lerin en büyük farkı o. Onların bir ekipleri var, bir kültürleri var. Ama sound olarak küskünlük nedeniyle gelenekten uzak duruyorlar.

E. S.: Ben ısınamadım bu anlayışa, içine alamadı bir türlü. Üçüncü Yeni denmesi de çok büyük bir şey...

Z. A.: Müzikal bir form kırma kaygısı var. Bu insanların çoğu müzikal birikimi olan insanlar. Eski formları bilen insanlar. Rönesans ya da Barok dönemden formları bilen biliyorlar. Toplumdan kopuk olduklarını düşünmüyorum. Ülke bir şeyler yaşadı, onlar da içindeydiler ve bunu yansıtıyorlar.

V. Y.: Türkiye'deki politik durum bizi de zorluyor. Müzik akımları buhranlardan sonra çıkmıştır. I. Dünya Savaşı'ndan, II. Dünya Savaşı'ndan sonraya bakmak gerek.. Türkiye de bir buhrandan geçiyor. Burada da nasıl bir şey olacak, göreceğiz.

'BİRE BİR ÇEVRİLDİ, MELODİYE SADIK KALDIK'

Asıl merak edilene geleyim, Michael Jackson yorumlaması nasıl oldu?

V. Y.: O şarkının karakterinde çok saf bir ritm var. Sözlere baktığımızda bayağı protest ve sert sözler. Ortadoğu'da yaşananları, birçok insanın yaşadığı şeyleri anlatıyor. İlk olarak "Bizi umursamıyorlar" sözü dikkatimizi çekti. Sözlerin öne çıktığı bir forma sahip. Defjen grubundan Tarık ile iletişime geçtik. Onlar da  Michael Jackson yorumlamayı düşünüyorlardı. Birlikte yapmaya karar verdik. Boğaziçi'nde okumuş Heja Türk,  şarkıyı Kürtçe'ye çevirdi. Tüm zorluklara rağmen şarkıyı bire bir çevirdi. Orijinaline sadık kaldık.

Michael Jackson, popüler birisi ama bir taraftan da trajik bir hayatı var aslında. Reklam çekiminde üstüne sentetik kimyasal dökülmesi, estetik ameliyatlar geçirmesi, siyahiliği, çocukluğundan gelen travmalar... Oradan gelen bir dip dalgası var ve aslında They Don't Care About Us da o dip dalgasının sesi.

Peki iletişimi nasıl kurdunuz? Hakları nasıl satın aldınız?

V. Y.: Hakları satın almadık. İki üç kere başvurduk. Ama bu konuda çok katılar. Ticari bir ekip olmadığımızı söyledik, sözler bize çok yakın geldiği için yaptığımızı söyledik. Resmi dönüş alamadığımız için canlı performansımızı dinleyicilerle paylaştık.

'HEDEFİMİZ İLKBAHAR'A YENİ ALBÜMLE GİRMEK...'

Bajar'ın yeni coverları olacak mı? Yeni albüm çalışması ne durumda?

V. Y.: Yeni albüm çalışması yapıyoruz. Hedefimiz İlkbahar'da çıkarmak ama belli olmaz tabii. Bu albümde ilk defa şairlerin sözlerini bestemeleye çalışıyoruz. Cemal Süreya'nın Sesinde Ne Var Biliyor Musun? şiirini düşünüyoruz. Ahmed Arif'in Suskun şiiri var. Sezai Sarıoğlu'ndan şiirler var.

'YEŞİL SAÇLARLA DOĞU'DA ÇALABİLİYORUZ!'

Michael Jackson yorumuyla ilgili gelen tepkilerle ilgili ne düşünüyorsunuz?

V. Y.: Tepkiler çok farklı olabiliyor ama genelde heyecanla karşılandı. Michael Jackson gibi popüler bir figürün şarkısının Kürtçe coverlanması ilgi gördü. Bizim memlekette maalesef ayrımcı bir dalga var. Şarkının klibinin altına yazılan yorumlarda 'sıradan faşizm'i de görüyoruz.

E. A.: Bir yorumda "Yeşil saçlarla, turuncu saçlarla Doğu'da çalabiliyor musunuz?" yazıyordu. Ona cevap vereceğiz, çalabiliyoruz evet. Geçen hafta Diyarbakır ve Van'a gittik. Her yere gidebiliyoruz, sıkıntı olmuyor. Kendisi de gitmek istiyorsa gidebilir.

V. Y.: İsterse bizimle de gelebilir. Bunlar hep yabancılaşma, kurgular dünyası. Memleket son zamanlarda öyle bir hal aldı. İnsan üzülüyor gerçekten. Nasıl bu kadar sığlaşabildik? Oturup sohbet edebilsek öyle bir insan olmadığını göreceğiz ama politik argümanlar bu hale getiriyor.

Gençler hayatın tadını çıkarsınlar! Biz de şarkılarımızla yanlarında olalım.