Katliamdan yaralı kurtulan Günay Karakuş resim sergisi açtı: Üretmesem belki de dayanamazdım

10 Ekim Ankara Katliamı'nda bacağını ve üniversiteden iki arkadaşını kaybeden Günay Karakuş hastanede tedavisi sürerken resim yapmaya başladı. "10 Ekim'den sonra üretmeseydim belki de dayanamazdım" diyen Karakuş'un resim sergisi bugün Ankara'da açılıyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 10 Ekim Ankara Katliamı'ndan yaralı olarak kurtulan Günay Karakuş yağlı boya çalışmalarını sergileyecek. Hastanede kaldığı 4 ay boyunca resim yapan Karakuş'un 'Ekinoks' isimli sergisi 15 - 22 Kasım tarihleri arasında Galeri Çankaya'da sergilenecek.

İki arkadaşını ve bacağını katliamda kaybeden Karakuş, yoğun bakımdan çıkar çıkmaz resim yapmaya başladığını, resim sayesinde yeniden yaşama tutunduğunu söyledi.

Günay Karakuş yoğun bakımdan çıkmasının ardından hastanede resim yapmaya başladı.

'İNSANLARIN CESARETLENDİRMESİYLE BÖYLE ÇALIŞMALAR ÜRETTİM'

10 Ekim 2015 sabahı üniversiteden arkadaşlarıyla Barış ve Demokrasi Mitingi için Adana'dan gelen Günay Karakuş yapılan saldırıda bacağından yaralandı. Hastaneye kaldırılan Karakuş'un bacağı kurtarılamadı ve protez takıldı.

İlk defa geldiği Ankara'da 6 ay tedavi için kalan Karakuş yoğun bakımdan çıkar çıkmaz amatör olarak ilgilendiği resme yöneldi. Yeşil elbiseli bacağında çiçekler açmış bir kadını resmetmesinin ardından insanların ilgisini çekmeyi başardığını söyleyen Karakuş şunları söyledi:

"Tedavi olduğum dönem resmin bana iyi geldiğini gören insanlar odamı kağıt, kalem ve boyalarla doldurdular. Ankara'dan ayrılıp Çukurova Üniversitesi'ndeki İngilizce öğretmenliği bölümündeki eğitimimi tamamladım. Kilo alıp verdiğimde protez sorun yaratıyor, ayakkabı vurması gibi yara yapıyor. Çok kez yaralanmalar yüzünden o süreçte Ankara'ya gelip gittim. Tedavi sürecinde Kız Kardeşim Derneği'ne uğruyordum. Orada bana yağlı boyaya başlamamı söylediler ve sergi düşüncesi o dönem oluştu. İnsanların cesaretlendirmesiyle böyle çalışmalar ürettim."

Karakuş’un 15 yağlı boya tablosu 15-22 Kasım tarihleri arasında Galeri Çankaya’da sergilenecek.

'BACAĞIMA ÜZÜLME FIRSATIM OLMADI'

Katliamın ardından kurulan dayanışma ağıyla hayata yeniden bağlandığını söyleyen Karakuş'u bu süreçte en çok üzen ise "Oradan geçerken mi yaralandın yoksa mitinge mi katılmıştın" gibi sorular oldu.

"Oradan geçerken yaralandıysam bazı insanlar benim için daha çok üzülecekti. Ama ben mitinge barış şiarıyla geldim" diyen Karakuş şöyle devam etti:

"10 Ekim'in ardından çok zordu. Yaralanmayanlar daha çok etkilendiler diye düşünüyorum. O gün katliama tanık olan herkes aynı travmayı yaşadı. Benim gibi uzuv kaybı yaşayanlarda devam eden bir travma var. Geçmedi çünkü bu eksiklik benimle ve hâlâ taşıyorum. Üniversiteden beraber geldiğim iki arkadaşımı da orada kaybettim. Bacağımı kaybettiğim için üzülemedim aslında, fırsatım bile olmadı. Arkadaşlarımı kaybettiğimi duyduğumda daha çok üzüldüm. Üniversitede, kampüste beraber oturduğum insanlar artık olmayacaktı. Bu yüzden bacağıma üzülme fırsatım olmadı benim."

SERGİNİN ADI NEDEN 'EKİNOKS'?

Sergide 15 yağlı boya resmi sergilenecek olan Günay Karakuş tabloların satışından elde edeceği parayı sağlığı için kullanacak. Üretmenin kendisine çok iyi geldiğini söyleyen Karakuş sergisine 'Ekinoks' ismini vermesinin nedenini ve hislerini şu sözlerle anlattı:

Günay Karaku: Hayatım 10 Ekimden sonra ikiye bölündü.

"10 Ekim'den sonra üretmeseydim belki de dayanamazdım diyorum. Sözcüklerle aram çok iyi değil ama çizerek anlatabiliyorum kendimi. Bunun sonucunda açtığım serginin adını 'Ekinoks' koydum. Ekinoks coğrafyada güneş ışınlarının ekvatora dik gelmesinin sonrasında gece ve gündüz eşit olması olarak tanımlanıyor. Dünyanın bir tarafı tamamen karanlık bir tarafı ise aydınlık oluyor. Ben bunu metafor olarak kendi yaşam ikilemlerimize benzettim. Hayatımız mutluluk ve acı evrelerimiz. Benim hayatım da 10 Ekimden sonra ikiye bölündü öncesi ve sonrası diye. O dönem bacağımı, arkadaşlarımı kaybettikten sonra karanlık bir dönem yaşadım. Sonrasında toparladım ve bir şekilde yoluna girdi her şey. Kaygının, çöküşün, çürümenin karşısında umut ve direnç aydınlık olarak eşitledi o karanlığı."