Dilek Makinesi Londra Tasarım Bienali'nde

İlk kez bu yıl 7-27 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan Londra Tasarım Bienali'ne 30'un üzerinde ülke katılıyor. Bienalin Türkiye sergisindeyse Autoban'ın “Dilek Makinesi” adlı projesi yer alıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Londra Tasarım Bienali’nin ilkinde, Thomas More’un klasik eseri Ütopya’nın (1516) yayımlanışının 500. yıldönümü dolayısıyla 'Utopia by Design' (Tasarımla Ütopya) teması altında 30’un üzerinde ülkeden projeler sergileniyor. İKSV’nin koordinasyonunu yürüttüğü Türkiye sergisi ise Somerset House’un Batı kanadında yer alıyor.

Türkiye sergisinde yer alacak 'Dilek Makinesi' başlıklı proje, Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar’ın kurucusu olduğu Autoban tarafından hazırlandı. Kökleri Neolitik çağlara kadar uzanan 'Dilek Makinesi', Anadolu inanışında derin bir yere sahip, Yunan, Kabala ve Pers inançlarında da rastlanabilen kadim bir kültürel gelenekten, dilek ağacından ilham alıyor. Yansımalı bir mekânda, nefes alıp verir gibi hava basıncıyla çalışan pnömatik bir sistem görünümündeki sergide ziyaretçiler, şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçmeye davet ediliyor. Ziyaretçiler, umutlarını, geleceklerini, ütopyalarını ve dileklerini yazdıkları kâğıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan Dilek Makinesi'ne yerleştirecekler. Bu notlar da tüpler aracılığıyla, ziyaretçilerin görüş alanının dışında bir yere doğru yolculuğa çıkacak.

'İDEAL ÇÖZÜMÜ ARAMA'

Çok kültürlü bu geleneği, tasarım ve ütopyanın birlikte nasıl işleyebileceğine dair temel bir kavrayış olarak ele alan Autoban’ın kurucuları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar, “İletişim çağının en etkin sonuçlarını gördüğümüz ve güncel kaosu, problemleri derinlemesine yaşadığımız ve paylaştığımız bir zamanda ‘Tasarımla Ütopya’ temalı bir iş ile Türkiye’yi temsil etmek bizim için büyük bir gurur. Bu başlık, fikir egzersizi yaparak, hep daha ‘iyi’yi aradığımız verimli bir çalışma süreci geçirmemize vesile oldu. ‘Dilek Makinesi’ projesini geliştirirken, Thomas More’un Ütopya’sının bize göre en güçlü yanı olan ‘her zaman ideal çözümü arama’ eylemi, zamanımızın çözümsüz görünen problemleri karşısında umudu korumanın anahtarı oldu,” dedi.

Londra Tasarım Bienali Türkiye sergisinin kimlik tasarımı ise Umut Südüak tarafından yapılıyor.

YENİ BELİREN DİLEK AĞACI

Autoban, “Dilek Makinesi” projesiyle, bienal mekânı için özel tasarlanmış, gerçek, etkileşimli ve kusursuz işleyen mekanik bir sistem oluşturmak üzere farklı uzmanların bir araya geldiği disiplinlerarası ve kolektif bir çalışma gerçekleştirdi. Londra Tasarım Bienali için benimsedikleri tasarım yaklaşımlarında ekip, yeni temsillerde bilindik gelenekleri ifade etmenin ve yüzyıldır bilinen bir sistemi yeni bir form ve işlevle inşa etmenin olanaklarını araştırdı.

Thomas More, miras bıraktığı ütopyanın zamanla bu denli değişebileceğini tahayyül bile edemezdi. Küresel ısınma, artan şiddet, savaş ve terör insanların geleceğini tehdit ediyor, yerinden edilmelere ve göçlere neden oluyor. Bu karanlık zamanlarda ütopyalar çok daha belirgin ve önemli hale geliyor. Göç yollarına bakıldığında Avrupa’nın etrafında yeni bir dilek ağacının belirdiğini görüyoruz. Bu ağacın üzerine küçük notlar bağlanmıyor belki, fakat kitlelerin savaştan kaçarak ütopik bir ülkeye doğru göç etmelerinde kendini gösteriyor. Bu, Ütopya’nın, imkânsıza ulaşma ümidiyle dileklerini bilinmeyene doğru gönderen bireyin ölçeğinde geliştiği ve tasarlandığı uç bir ütopik tavır olarak görülebilir.