Kripto para birimleri ve borsaları hakkında bilmeniz gereken beş şey

Tarihte ilk defa, cebinize bir trilyon dolar koyabilir yahut saniyeler içinde dünyanın öbür ucuna yollayabilirsiniz. Bu tür bir hizmet, ekonomi tarihinde yeni bir sayfa açtı.

Google Haberlere Abone ol

Koray Çalışkan

1. KRİPTO VERİ PARASIDIR, BLOCKCHAIN İSE MUHASEBE SİSTEMİDİR

Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para birimlerinin yalnızca dijital para olduğunu düşünmek hata olur. ABD doları da dijital olarak temsil edilebilir. Aslında, itibari paraların* (ing. fiat money) büyük kısmı dijital ortamda kullanılır ve değiş tokuş edilir. Şu halde, kripto para birimi tam olarak ne yapar? Tarihte itibari para olarak kullanılan üç tür maddi para olmuştur. MÖ 550 yılında Lidyalılar tarafından Anadolu’da icat edilen metal para, ilk sırada yer alıyor. İkincisi, 1260 yılında Kubilay Han tarafından günümüz Çin’inde basılan kâğıt paraydı. İtibari paranın son çeşidi, bu kez Satoshi Nakamoto tarafından 2008 yılında piyasaya sunulan ve bir devletin garantisi altında olmayan bir itibari para birimi olarak ABD’de ortaya çıktı. 

Bu yeni para, bir veri parasıdır. Metal ve kâğıt paralarda, metal alaşımlarından veya kağıtlardan para kazanırız ve sahip oldukları bir değer olduğunu var sayarız. Veri parasında ise, kamusal bir alanda özel olarak veri gönderme hakkından dolayı para kazanırız. Bu tür bir veri gönderme hakkına değer biçeriz. Buna karşın, verilerin çoğaltılması temelde ücretsiz olduğundan, kesip yapıştırarak ve kategorik biçimde sahte para kazanmaktan daha kolay olduğundan, veri paraları ancak doğru teknoloji geliştirildikten sonra ortaya çıkabilir.

Blockchain’ler [blok zincirler/ç.n.], sonsuz defa kopyalanabilir dijital varlıklara eşsiz bir kalite eklemeyi olanaklı kılar ve bunu iki şekilde yapar. Zamanı bir kimlik işareti gibi kullanarak, varlıkları eşi olmayan bir an için biçimlendirirler. Su için bir fincan neyse, kripto para birimi için de zaman odur. İkinci yol olarak, blok zincirleri, insanların, bütün veri işlemlerinin bir kaydı olarak hizmet edebilecek bir veri işlemleri defteri tutmasına olanak sağlar. Her bir yeni işlem diğerlerine eklenir ve ‘blok’ diye adlandırdığımız dijital bir kutuya dahil edilir. Muhasebe teknolojisine bağlı olarak (iş kanıtı, hisse kanıtı vb.), blok zincirlerinin bu işlemleri hesaba katabilecek belirli sayıda kişiye gereksinimi vardır.

Peki eğer karşılığı ödenmiyorsa, bu vakit alıcı ve pahalı işi kim yapıyor? Bu işi, bir kripto para birimi için ‘madenciler’ ya da ‘muhasebeciler’ yapar. Bunun karşılığında Bitcoin blok zinciri Bitcoin verir ve Ethereum blok zinciri işlemleri hesaba dahil etmeye yardımcı olanlara Ethereum verir. Bu yüzden, her bir veri işlemi benzersizdir, çoğaltılamaz ve orijinal kalmasını sağlamak için bankalara ya da devletlere ihtiyaç duymadan sonsuza dek bir yere kaydedilir.

2. KRİPTO PARA BİRİMİ MADDİ BİR HİZMET SUNAR

Bu veri paralarını ve yeni muhasebe biçimlerini olanaklı hale getiren koşullar, muhasebe, materyal bilimi ve kriptografi alanlarında onlarca yıllık çalışmaya ihtiyaç duydu. Bu, yalnızca aşırı derecede zeki bir insanın 'fikri' değildi. İnsanlar, kumar oynamaya yönelik bir dürtü yüzünden (aslında, kumar ABD doları gibi egemen itibari paralarla daha sık gerçekleştirilir), yasa dışı şeyleri alıp satmak heveslerinden dolayı değil (bu işler itibari parayla daha sık gerçekleştirilir), fakat blok zincirleri onlara bir bankaya ve devlete ihtiyaç duymadan somut olmayan ama maddi bir hizmet sunduğu için veri paralarını kıymetli bulurlar. 

Tarihte ilk defa, mesela birisinin cebine bir trilyon dolar koyabilir yahut bir saniye içinde dünyanın öbür ucuna yollayabilirsiniz. Bu tür bir hizmet, ekonomi tarihinde yeni bir sayfa açtı. Kripto, bir aldatmaca değildir; bir maddi hizmet sunumundan faydalanan veri parasıdır.

3. KRİPTO PARA BİRİMİ BİR TOPLULUK PARASIDIR

Tarihte itibari para üretmek için kullanılan az sayıda malzeme mevcuttur. Bununla birlikte, topluluklar sayısız farklı biçimde ve türde para icat ediyor ve paradan para kazanıyorlar. Veri parası da bir istisna değil. Satoshi Nakamoto, Bitcoin ve blok zincir fikrini ortaya sürdüğünde, etrafında bir topluluk oluşturmak için de çaba sarf etmişti. Bu doğrultuda bir forum oluşturdu ve insanlara yeni bir para biçimi hayal edebilmeleri ve işlem yapabilmeleri için kullanmaları amacıyla bir araç tedarik etti. Bunun nasıl olduğunu öğreniyoruz ama bunu yavaş bir şekilde yapıyoruz. 

Başlangıçta, ilk veri parası topluluğu Bitcoin’in sahip olduğu değerden daha hızlı şekilde büyüdü. Sonrasında paranın değeri 2011 Nisan’ında 1 ABD dolarını aşan bir şekilde yükseldi. Bu bir devrimdi zira ne olduğu bilinmeyen bir topluluğun parası birden bire dolardan, yani ABD hükümetinin parasından daha değerli hale gelmişti.

4. FİYATLAR BİR SÜRE YÜKSELECEK

Ardından, dünyanın dört bir yanında bulunan topluluklar, diğer toplulukların veri paralarını üretebileceklerini ya da bunları kullanabileceklerini öğrendiler. Ve sonra üç büyük dalga geldi. Bitcoin’in ilk dalgasının yerini, daha gelişmiş bir blok zincirden faydalanan Ethereum dalgası aldı. Kripto para birimlerinden oluşan bir ‘Büyük Patlama’ yaratan Ethereum blok zinciri, paraların en kıymetli 100 kripto para listesine girmesini sağlayan tüm yeni kripto projelerinin yüzde 88’i için bir altyapı işlevi gördü. Şimdiyse, Avalanche (AVAX) ve Polkadot (DOT) gibi farklı blok zincirlerini birbirine bağlayan zincirler inşa eden projelerle üçüncü dalga ortaya çıkıyor. 2008 yılında Bitcoin olan şey, artık AVAX. İnsanlar olup bitenleri bu makale gibi yayınlardan öğrenecek ve iki tarihsel/sosyolojik sebepten ötürü satın alacaklardır. 

İlk olarak, insanların öğrenmesi, güven duyması ve yeni şeyler satın alması zaman alır; özellikle de söz konusu yeni bir finansal araç ise. ABD vatandaşlarının yarısından fazlasının tek bir hisse senedi satın alması bile iki yüzyıldan fazla sürdü. Daha çok insan kripto para birimleri hakkında bilgi edindikçe, bunları satın alacaklar, ne kadar çok insan satın alırsa, kripto değerleri de o kadar istikrarlı hale gelecektir. Dahası, kripto para piyasaları asla kapanmaz; aksine, haftada 168 saat açıktır (geleneksel borsalardan en az dört kat daha uzun bir zaman dilimi). Örnek olarak, 09:30’da açılan ve 16:00’da kapanan New York Borsası, haftanın 37.5 saati boyunca perakende satışa açıktır. İkinci olarak, dünya genelinde yükselen otoriterlik, insanları, yatırımlarını otoriter hükümetler tarafından kontrol edilemeyen güvenli ve hareketli bir varlık şeklinde tutmaya yönlendiriyor. Yani, bir Ethereum cüzdanına sahip olduğunuzda, paranızı haydut devletlerden de uzak tutmanız mümkündür.

5. BORSALAR, BLOK ZİNCİRLERİNİ ZAYIFLATIYOR

Bununla birlikte, kripto para birimlerinin dolarların ve blok zincirlerinin devletlerin ve bankaların yerini aldığını düşünmek hatalı olur. Ortada hesaplanacak herhangi bir yatırım yoksa, blok zincirlerinden hediye olarak kripto para alamazsınız. O halde, insanlar bunları nasıl elde ediyor? Bu tür veri paralarını merkezi borsalardan satın alıyorlar. Ve bunu (en yaygın itibari para olan) ABD doları ile satın alıyorlar; bundan dolayı da dünya ticaretinin 'dolarizasyonunu' zayıflatmak yerine egemenliğinin sürmesine katkıda bulunuyorlar. Ve (dünyanın en büyüğü olan) Binance ya da (ABD’nin en büyüğü olan) Coinbase gibi merkezi bir borsadan satın aldıklarında, paralarını orada tutuyorlar.

Daha sonra bu kripto paralar, işlemleri asla blok zincirlerine kaydedilmeyen birikim araçları haline geliyor. Yaptığım son hesaplamaya göre, tüm Bitcoin işlemlerinin yüzde 90’ından fazlası merkezi borsalarda birikim araçları halinde tutuluyor ve hiçbir zaman gerçekten ve teknik açıdan alıcılarına ait değil. Bu sebeple, şayet borsa, güvenliği sağlayacak kaynaklara ya da motivasyona sahip değilse, kağıttan yapılmış küçük bir binanın içinde tahtadan yapılmış bir kutuda saklanan devasa para yığınlarına benzerler. Bir değiş tokuşa girerseniz, paranın tamamını alabilirsiniz.

2011 yılının haziran ayından beridir, dünya genelinde, her yedi haftada bir siber saldırı gerçekleşiyor. Ve bu sayı, Türkiye’deki Thodex ve Vebitcoin borsalarında tanık olduğumuza benzer sahtekârlıkları içermiyor. Şu da var ki, buna benzer çürük elmalar, kripto para patlamasında bir örnek teşkil etmezler. Dünyanın en büyük merkezi borsaları, güvenlik alanında büyük yatırımlar yapan devlet denetim kurumları ve bankalar tarafından güçlendirilmektedir. Sıradan bir tüccar açısından, iyi işleyen bir borsa ve iyi işleyen bir banka, birikimlerini güvence altına alma hususunda aynı şeydir.

Yine de yeni bir girişim, günümüzde sayısı 25 binden fazla olan ve 342’den fazla borsa altında düzenlenen bu merkezi piyasaların egemenliğinin yerini alabilir. Uniswap gibi merkezi olmayan borsaların kendi madeni parası olan ‘UNI’ ile ortaya çıkışı, kullanıcılara merkezi bir borsa olmaksızın cüzi işlem ücretleri ödeyerek işlem yapma fırsatı sağlar. Eğer kripto paranızı onlardan alırsanız, orada tutmazsınız ve bu sebeple bir siber saldırı ya da varlık temelli dolandırıcılık olasılığı söz konusu olmaz.

*İtibari para; altın ya da gümüş gibi madeni bir karşılığı olmayan, dolaşımdaki para.


Yazının orijinali cambridge.org sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)