Koyuncu 84 gündür tutuklu: 'Şantaj malzemesi olarak tutuluyor'
Artvin'de Reşit Kibar'ın öldürüldüğü saldırıdan sağ kurtulan ve 84 gündür tutuklu bulunan Dursun Ali Koyuncu'nun avukatı Özkan, müvekkilinin operasyonel bir süreçle tutulduğunu söyledi.
DUVAR - Artvin'de Reşit Kibar'ın öldürüldüğü saldırıdan sağ kurtulan ve 84 gündür Kars T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Dursun Ali Koyuncu için iddianame hazırlayan Hopa Cumhuriyet Savcılığı'nın, olayların yoğunluğu Borçka'da geçtiği için yetkili olmadığı ortaya çıktı.
Bu gelişmeyle ilgili Koyuncu'nun avukatı ve Halkevleri Hukuk Sekreteri Haktan Özkan, Hopa Cumhuriyet Savcılığı tarafından Reşit Kibar'ın ölümü üzerine operasyonel bir süreç yürütülerek müvekkilinin şantaj malzemesi olarak cezaevinde tutulduğunu öne sürdü.
ORMAN KESİMİNE ENGEL OLMAK İSTEDİ
Artvin'in Borçka ilçesine bağlı Cankurtaran mevkiinde orman kesimine engel olmak isterken Reşit Kibar öldürüldü. Bu saldırıdan sağ kurtulan Artvin Halkevi yöneticisi Dursun Ali Koyuncu, Kibar'ın cenazesini beklediği Hopa Devlet Hastanesi önünde yaptığı konuşma üzerine gözaltına alınarak tutuklandı.
Hopa'da gözaltına alınmasının ardından sorgulama için Artvin il merkezine götürülen Koyuncu, buradan SEGBİS ile bağlanılarak ifadesi alındı. Avukatı ile de SEGBİS aracılığıyla görüştürülen Koyuncu daha sonra Hopa Sulh Ceza Hakimliği'ne de yine SEGBİS aracılığıyla bağlanarak mahkemeye çıktı. Görüntülü sorgulamada kendisine yönelik suçlamaları anlayamadığı avukatları tarafından belirtilen Koyuncu, verilen tutuklama kararı üzerine Artvin'den 200 kilometre uzaklıktaki Kars T Tipi Cezaevi'ne götürüldü.
OLAYLAR BORÇKA'DA GERÇEKLEŞTİ, SORUŞTURMAYI HOPA SAVCILIĞI ÜSTLENDİ
84 gündür tutuklu bulunan Koyuncu için Hopa Cumhuriyet Savcılığı, iddianameyi tutuklama kararının 79'uncu gününde Hopa 1. Asliye Mahkemesi'ne sundu. Hopa 1. Asliye Mahkemesi, sunulan iddianameyi reddetti. Ret gerekçeleri arasında; isnat edilen suçların yoğunluğu Borçka’da iken soruşturma ve yargılamada Borçka Savcılığı ve mahkemelerinin yetkili olması, iddianamede mağdur olarak belirtilen kişilerin kimlik bilgilerine yer verilmemesi ve şikayet ve beyanlarına başvurulmaması, olay anlatımı ile suç ve sevk maddeleri arasında çelişki olması, isnat edilen suçlardan birinin başka bir soruşturmanın da konusu olması yer aldı.
İddianamenin reddedilmesinde soruşturma ve yargılamada Borçka Savcılığı ve mahkemelerinin yetkili olması gerektiği belirtilmesine rağmen Hopa Cumhuriyet Savcılığı dosyayı yetkili olan Borçka Savcılığı'na devretmedi ve Borçka Savcılığı'na yetkisizlik kararı aldırdı. Dosyadaki eksiklikleri gideren Hopa Cumhuriyet Savcısı, iddianameyi yeniden sundu.
'DURSUN ALİ'Yİ ŞANTAJ MALZEMESİ OLARAK TUTMAYA ÇALIŞTIKLARINI FARK ETTİK'
Avukat Özkan, gelinen aşamada Dursun Ali Koyuncu'nun, Reşit Kibar'ın ölümüyle ilgili şantaj malzemesi olarak tutuklu tutulduğunu dile getirdi. Koyuncu'nun soruşturma ve yargılama süreçlerinin hukuki olmadığını vurgulayan Özkan, yeniden düzenlenen iddianamenin hangi mahkemede olacağının haberini beklediklerini söyledi.
Koyuncu için ilk hazırlanan iddianame için 79 gün beklediklerini kaydeden Özkan, "Reşit Kibar'ın öldürülmesine neden olan maden şirketiyle bürokrasi arasındaki şaibeli ilişkilerin ortaya saçılmaması için bir şekilde Dursun Ali'yi şantaj malzemesi olarak ellerinde tutmaya çalıştıklarını fark etmiş olduk. Çünkü Dursun Ali'nin gerçekleştirmiş olduğu demokratik eylemlerin suç oluşturmadığı kanaatindeyiz" dedi.
Özkan, iddianamenin Hopa Cumhuriyet Savcılığı'nın yetkisiz olduğu belirtilerek reddedilmesine rağmen hukuksuzlukta ısrar edilip dosyanın Borçka Savcılığı'na devredilmediğini kaydetti.
Özkan, sözlerini söyle sürdürdü: "İddianame üzerine biz de Hopa Savcılığı'nın yetkili olmadığı kanaatindeyiz. Dursun Ali'nin gerçekleştirmiş olduğu eylemler suç olarak soruşturulsa bile burada Borçka Savcılığı ve Borçka Mahkemesi'nin yetkili olması gerekir. Hopa Savcılığı yetkili değildir. Savcı, Borçka'dan yetkisizliği aldı ama kendi yine yetkisiz. Dosyanın yine iade edilmesi lazım. Bizce bu iddianame zaten yok hükmündedir. Fakat savcı iddianameyi kendi elinde toparlamakta ısrar ediyor. Bu ısrara karşı mahkeme ne karar verir bilemiyoruz ama bizim talebimiz öncelikle müvekkilimizin serbest bırakılması, bunun için tahliye talebini yineleyeceğiz."
'HUKUKİ BİR SÜREÇ DEĞİL, OPERASYONEL BİR SÜREÇ YÜRÜTÜLDÜ'
Süreci "hukuki değil" şeklinde tarif eden Özkan, "Dursun Ali için soruşturma yürütülmesi başladığı an itibariyle aslında bizce hiç hukuki süreç değil, operasyonel bir süreç söz konusuydu. Orada aslında bir operasyon yürütüldü ve iyi niyetli düşünecek olursak Borçka Savcılığı yürütülen bu operasyon için sorumluluk almak istemiyor. Çünkü burada Hopa Savcılığı hukuku katlederek bir süreç yürüttü. Bir diğer ihtimallerden birisi de Borçka Savcılığı da dahil olmak üzere aslında Dursun Ali Koyuncu içeride tutulsun çabasıyla adliyeler arasında bir mutabakat kurulmuş olması" diye konuştu.
84 gündür tutuklu bulunan Dursun Ali Koyuncu'nun serbest bırakılmasını beklediklerini söyleyen Özkan, "İddianamede dayandırılan olaylar bakımından delil toplama biçimi tamamen hukuka aykırı şekilde teşekkül etti. Herhangi bir suçu olmayan ve buna rağmen 84 gündür tutuklu yargılanan müvekkilimiz, sadece ifade özgürlüğünü kullanarak Reşit Kibar cinayetine ilişkin açıklama yapmıştır. Fakat esasında doğasına, ormanına, suyuna ve maden şirketinin yağma ve talanına karşı çıktığı için yargılanmaktadır. Mahkemenin yeni iddianameyi kabul edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Ama bu aşamada müvekkilimizin derhal, duruşma beklenilmeden serbest bırakılması için hem gerekli itirazları hem de tahliye talebimizi yineleyeceğiz" dedi.
KOYUNCU: TUTUKLAMA TALİMATLA BAŞLADI
Öte yandan Kars'ta tutuklu bulunan Dursun Ali Koyuncu avukatları aracılığıyla kamuoyuna şu mesajı gönderdi: "Tutuklandığım ilk günden beri söylüyoruz. Bugün de iddianameyi okuyunca çok iyi anlıyoruz ki, bu tutuklama süreci talimatla başlatılmıştır. İddianame de talimat üzerine hazırlanmıştır. Bu iddianame bir korku ve panik halinin iddianamesidir. Aynı zamanda çürümüş adalet sisteminin ifşasıdır. Bize gözdağı vermek, bizi susturmak istediler.
Bugün uzayan tutukluluk süreci de bu gözdağı ve susturma politikasının bir sonucudur. Yargıyı sopa gibi kullanan iktidar, bu sefer bu sopayı 'maden baronları' için kullanmak istiyor. Asla geri adım atmayacağız. Yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Bugüne kadar beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım, dostlarım, ailem ve avukatlarıma, bütün yaşam savunucularına teşekkür ederim. Asla yalnız değilim. Bu mücadelede çok büyük bedeller ödedik; Reşit abimizi kaybettik. Ama binlerce Reşit’in yanımızda olduğunu biliyorum. Kars’tan bütün yoldaşlarıma sevgi ve selam ederim. Mücadeleye devam!"