Koronaya yakalanan ücretli öğretmenin maaşında kesinti: Ev arkadaşım olmasa açım

Özlük haklarına yönelik düzenleme yapılmayan, aylık gelirleri asgari ücreti bulmayan ücretli öğretmenlerin, korona virüsüne yakalanınca girdikleri karantinada bile maaşlarından kesinti yapılıyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- İktidarın “öğretmenliği kariyer haline getiriyoruz” diyerek savunduğu, eğitimcilerin ise karşı çıktığı 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' Resmi Gazete’de geçtiğimiz ay yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunda sayısı 100 bine yaklaşan kamudaki ücretli öğretmenler ile özel sektörde çalışan öğretmenlerin özlük haklarına ve taleplerine ilişkinse düzenleme yapılmadı.

Eğitimcilerin yıllardır karşı çıktığı sistemde 85 binin üzerindeki ücretli öğretmen, ders başına aldıkları 28 TL’lik ücret ile asgari ücretin altında kalan tutarlarda, özlük hakları olmadan çalışmak zorunda. Korona virüsüne yakalanan ve karantina nedeniyle derse gidemeyen ücretli öğretmenler son 1 yıl içinde 90 gün sigortalı görünmedikleri takdirde SGK’den “Geçici iş göremezlik ödeneği” de alamıyor.

KORONAYA YAKALANAN ÜCRETLİ ÖĞRETMENİN KARANTİNA SÜRECİNDE ÜCRETİ KESİLDİ

Edebiyat fakültesi mezunu Gökhan Koramaz*, iş bulamayıp ücretli öğretmenliğe başlayan binlerce kişiden biri.  Ekim ayından bu yana ücretli öğretmenlik yapan Koramaz, şubatın son haftasında korona virüsüne yakalandı ve bir hafta boyunca okula gidemedi. Okul yönetiminin “Test sonucunun PDF’ini göndersen yeterli” dediği ve raporunu talep etmediği Koramaz mart ayında aldığı maaşında bir haftalık karantina süreci nedeniyle kesinti yapıldığını gördü.

Haftalık 25 saat derse giren, normal koşullarda ayda aldığı ücret 2 bin 300 TL olan Koramaz’a bu ay ödenen tutar, bir haftalık karantina ve okulların şubatın ikinci haftasında açılması nedeniyle bin 300 TL oldu.

Koramaz gibi korona virüsüne yakalanan ‘ücretli öğretmenlerin’ büyük çoğunluğuna, raporlu oldukları halde SGK tarafından “Geçici iş göremezlik” ödemesi bile yapılamıyor. Bunun nedeni ödenekten yararlanabilmek için son bir yıl içerisinde en az 90 gün sigortalı olma şartı. Ekim 2021’den bu yana devlet okulunda çalışan Koramaz’ın aylık ortalama sigorta gün sayısı 10 gün üzerinden yarı zamanlı gösterildiği için 60 günde sınırlı kalıyor ve 90 gün şartı sağlanamıyor. Bu nedenle ücretli öğretmen Koramaz, raporlu olmasına rağmen çalışamadığı günün ücretini alamıyor. Ücretli öğretmenlerin çoğu, tatillerde de çalışmıyor sayılmaları nedeniyle ancak sene sonuna doğru 90 prim günü koşulunu yerine getirebiliyor.

‘MECBUR OLMASAM BU İŞİ YAPMAM’

Ücretli öğretmenlerin herhangi bir tatilde para alamadığını, çalıştıkları ders saati üzerinden ücretlerinin hesaplandığını ve çalıştığı süre boyunca aylık 2 bin 500 liranın üzerinde hiç maaş almadığını belirten Koramaz, karantinada olduğu dönemde ücretinin kesilmesinden kaynaklı ekonomik olarak kötü duruma düştüğünü belirtiyor. “Korona virüsü, sonuçta salgın hastalık, zaruri bir durum. İnsanın elinde olan bir şey değil” diyen ücretli öğretmen “Mecbur olmasam bu işi yapmazdım. Üniversiteden mezun olduktan sonra kendi bölümüm dışındaki işlerde de çalıştım. Bir süre ailemin evine dönmek zorunda kaldım. İş bulamadım. Bir süre bekledikten sonra ücretli öğretmenliğe başvurdum. Ücretlerin az olduğunu biliyordum ama yapacak başka bir şey bulamayınca boşta durmak istemedim. Geçinebilmek için bu işe girdim” dedi.

‘EV ARKADAŞIM OLMASA AÇLIKTAN ÖLÜRDÜM’

“Sadece girdiğimiz ders kadar para aldığımızı biliyordum ama korona virüsüne yakalandım diye ücretin kesileceğini bilmiyordum” ifadelerini kullanan Koramaz, yaşadığı durumun salgından kaynaklandığını ve zorunlu olduğu için evden çıkamadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel bir durum değil sonuçta, salgından bahsediyoruz. Herkese verilen zorunlu bir karantina sonuç olarak. Dün ev arkadaşımla faturaları ve kirayı bölüştük. Elime geçen para bin 300 lira, kiraya ve faturalara ödediğim para bin 100 lira. Bir ay içinde 200 lira ile geçinmek zorundayım. Ev arkadaşım olmasa açklıktan ölürdüm.”

Kadrolu öğretmenlerle aynı koşullarda çalıştıklarını, ücretli öğretmenlere hakları verilmediği için kendilerine “öğretmen bile denmediğini” söyleyen Koramaz, “Biz de diğer öğretmenlerle aynı işi yapıyoruz. Hatta daha fazlası bile oluyor. Kadrolu öğretmenlerle aynı tempoda çalışıyoruz. Kadrolu öğretmenlerin aldığı ücretin üçte birini bile alamıyoruz. Haklarımızın düzenlenmesini talep ediyorum” diye konuştu. 

‘İNSANLIK DIŞI BİR YAKLAŞIM’

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Örgütlenme Sekreteri Sinan Muşlu’ya göre ücretli öğretmenler “Kölelik koşulları”nda çalışıyor. 2022 yılı itibarıyla ücretli öğretmenlerin ders başı aldıkları ücretin 28 TL olduğunu, günde 6 saatten ayda 120 saat ders veren bir ücretli öğretmene ödenen tutarın 3 bin 500 lirayı dahi bulmadığını ve asgari ücretin altında kaldığını belirten Muşlu, “Her şeyden önce ücretli öğretmenlere yaklaşım geldiğimiz çağda insanlık dışı. Bu arkadaşlarımız ücretli kölelik koşullarında çalıştırılıyor. Biz ücretli öğretmenlik uygulamasına mutlaka son verilmesini istiyoruz” dedi. 

Korona virüsü salgını sürecinde karantinada olan ücretli öğretmenlere yapılan kesintinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Muşlu, “Bir personel korona olmuş ve bu nedenle işe gelemiyor, karantinada.  Negatife dönene kadar hiçbir ekonomik destek alamadığı gibi oldukça kötü yaklaşımlarla karşılaşıyor. Bu insani ve etik bir yaklaşım değil” ifadelerini kullandı. 

BAKANLIĞIN TUTUMU: BİLİNÇLİ TERCİH

Ücretli öğretmenliğin aynı zamanda eğitimin niteliğini düşüren bir uygulama olduğunu savunan Muşlu şöyle devam etti: Bu uygulama nitelikli eğitimin önündeki en büyük engeldir. Millî Eğitim Bakanlığı bunu bildiği halde açığını ucuz iş gücü şeklinde gördüğü ücretli öğretmenlikle kapatmaya devam ediyor. Bu arkadaşlarımızı elbette eleştirmiyoruz. Milli Eğitim her yıl 15 bin kadrolu öğretmen atarken 85 bin ücretli öğretmen ataması çok bilinçli bir tercih. Ücretli öğretmenlik ders başı saat ücretiyle çalıştırılan özlük ve hukuksal hiçbir hak tanınmayan, çalışma koşulları okul yöneticilerinin iki dudağı arasında olan bir uygulama. Bu sistemin sonlanmasını istiyoruz.”
*Ücretli öğretmenin ismi işten çıkarılma kaygısı nedeniyle değiştirilmiştir.