'Konur’un belleği'ne gölge düşüren şemsiyeler: Özgün değil, gereksiz

Çankaya Belediyesi tarafından Konur Sokak’a yerleştirilen renkli şemsiyeler, sokağın belleğini bozduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. Mimarlar Odası'na göre şemsiyeler sokağın hafızasıyla uyuşmuyor.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Çankaya Belediyesi’nin Ankara’nın en işlek sokaklarından biri olan Konur Sokak’a astığı renkli şemsiyeleri belediye başkanı Alper Taşdelen, “Kızılay Konur Sokak çok güzel oldu” diyerek sosyal medya hesabından duyurdu. ‘Gökkuşağı’ renklerinden arındırılmış şemsiyelere ilk tepki de yine sosyal medyadan geldi. Bazı kullanıcılar, şemsiyeleri Konur Sokak’ın kimliğine ve belleğine uygun bulmadıklarını belirtirken, bazıları da sıra sıra dizilmiş şemsiyeleri estetikten uzak, görüntü kirliliği ve yıllar öncesinden kalma olarak niteledi.

YERLİSİNE GÖRE GEREKSİZ, YABANCISINA GÖRE FOTOĞRAF ÇEKTİRMELİK YER

Sokağa yerleştirilen demir direklerle tutturulan renkli şemsiyelere bakış ise yolu sürekli Konur Sokak’tan geçenlerle, rastgele oradan geçen vatandaşlar arasında farklılık gösteriyor. Sokağı sürekli kullananlara göre gereksiz, anlık geçenlere, yurtdışından ya da şehir dışından gelenlere göre ise fotoğraf çekmelik yer.

Üniversiteye hazırlık için gittiği dershane nedeniyle sürekli Konur Sokak’tan geçen Nurselin’e göre sokaklara renkli şemsiye yerleştirmek yıllar öncesinde kalma bir iş. Çankaya Belediyesi’nin yaptığı şemsiye çalışmasını “boşa masraf” olarak tanımlayan Nurselin, “Sokağın tamamını kaplamıyor, sadece bir kısma yerleştirildiği için komik duruyor. Yazın ortasında olsak ‘gölge yapar’ diyeceğim de sonbahardayız. Bırakın bari oturduğumuz yerden gökyüzünü görelim. Neredeyse her ilde buna benzer sokaklar yapılıyor, hem özgün değil, hem de gereksiz” dedi.

‘EMİNİM MANSUR YAVAŞ DA BEĞENMİŞTİR’

Azerbaycan’dan gelen arkadaşıyla birlikte gezmeye çıkan Sevda Hanım’a göre ise renkli şemsiyelerle birlikte sokağa “can gelmiş” durumda. Şemsiyeler altında arkadaşıyla fotoğraf çektiren Sevda Hanım, sokağın dokusuna zarar vermez diyor ve “Bayram havası gibi olmuş. Şemsiyelerin olmadığını düşünsene çok sıkıcı bir sokak olurdu! Eminim Mansur Yavaş da beğenmiştir. Yağmur yağınca zarar görebilir ama geçici de olsa çok güzel olmuş” ifadelerini kullanıyor.

MİMARLARA KOMŞU, BELLEĞE TERS ŞEMSİYELER

Konur Sokak, yıllar içerisinde öğrencilerin, işçilerin, kadınların, akademisyenlerin ve KHK’lerle işinden atılanların siyasetçilere ve topluma seslerini duyurmak için kullandıkları bir dayanışma ve direniş alanına dönüşmüş, sokak siyasetinin talepleri yine bu noktadan duyurulmuştu. Demir direkler aracılığıyla oluşturulan çerçeveye tutturulan renkli şemsiye çalışması aynı zamanda Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin bitişiğinde yer alıyor. 

‘SOKAK AYNI ZAMANDA MÜCADELEYE SAYGI MEKANIDIR’

Konur Sokak’a yerleştirilen şemsiyeler, aynı zamanda sokağın belleğine zarar verdiği gerekçesiyle de eleştirilerin odağında. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’a göre Konur Sokak, Ankara kent merkezinde Yüksel Caddesi ile birlikte Ankara’nın toplumsal muhalefetinin, Metin Yurdanur’un yaptığı İnsan Hakları Heykeli ile birlikte hak arayanların bellek mekânı. İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi’nin ilk Konur Sokak’ta kendine yer edindiğini, idam cezası kaldırılsın eylemlerine yönelik genel af çağrısının ilk olarak bu sokakta yapıldığını belirten Candan şunları kaydetti: 

“KHK ile işten çıkartmaların, sendikaların, demokrasi ve laiklik arayışının sesi sözü olan bu mekan gelecek bakışımıza ev sahipliği yapıyor. Onun için Konur Sokak denince ilk akla İnsan Hakları Anıtı geliyor. Şemsiyeler iyi niyetle yapılmış da olsa Konur Sokak hafızası ile uyuşmamış durumda. Odamıza emek veren yöneticilerimizin olası bir cenaze törenini şemsiyelerin altında gerçekleştirme ihtimali bile bizi üzüyor. Aynı zamanda sokak sakini olan Mimarlar Odası ve diğer örgütlerle bir ortak arayış aranabilseydi sözümüzü önceden söyleme şansımız olurdu. Sokak aynı zamanda mücadeleye saygı mekanıdır. Konur Sokak bir saygı koridoru olsa belleğimiz ve yaşananları anlatan yaşanmışlıkların anı mekanı olsa, sanırım ruhunu bulurdu.”