Polonya Belarus’taki olayların neresinde?

Polonya’nın Belarus'ta oynadığı rol, AB ülkeleri içerisinde olumlu karşılanıyor. AB’nin doğrudan Belarus meselesine karışmaktan ziyade ön planda Polonya ve Litvanya gibi üye ülkelerin olması AB’nin mesele karşısında daha rahat hareket etmesini sağlıyor. Bu durum ilerde olası bir müzakere görüşmelerinde AB’nin masada tarafsızlar bölümünde oturmasını sağlayacaktır.

Google Haberlere Abone ol

Harun Güney Akgül*

Belarus’ta şaibeli bir şekilde gerçekleşen seçimlerin hemen ardından Lukaşenko karşıtı sokak gösterilerin ortaya çıkması ile birlikte Lukaşenko, bugün otokritik liderlerin sık sık başvurduğu bir argümana sığınarak dış güçleri işaret etti, sınır komşusu Polonya da bu dış güçlerin başında geliyor. Hatta Lukaşenko trajikomik bir şekilde ülkedeki internet kesintisine Polonya’nın neden olduğunu bildirdi. O gün Lukaşenko’nun bu iddialarına diktatör saçmalığı diyebilirdik ama bugün gelinen noktada, Polonya’nın Belarus muhalefeti üzerinde oyun kurucu bir rol üstlenir hale gelmesi Lukaşenko’yu ister istemez haklı çıkarıyor.

NEXTA TV VE GÖSTERİCİLER

İnternetin kesilmesi ile birlikte Belaruslu göstericiler yalnızca Telegram uygulamasını akıllı telefonlarından kullanabildiler. Merkezi Varşova’da olan ve Polonya hükümeti tarafından fon yardımı yapılan, Youtube ve Telegram üzerinden yayınlar yapan Nexta TV, göstericileri Telegram üzerinden sokak sokak yönlendirirken, dünya kamuoyuna da polisin aşırı güç kullanımına dair görüntüleri sundu. Nexta TV’nin gösteriler karşısında bu kadar kısa süre içerisinde organize oluşu ve internet kesintisi sonucunda göstericilerin haberleşebildiği tek kanal haline gelmesi, olası bir Lukaşenko karşıtı gösteride Polonya üstünden yayın yapan kanalların bu tür bir senaryoya önceden hazırlandığını gösteriyor. Nexta TV’nin yanında Polonya hükümeti Belsat TV ve Racja Radyosu gibi Belaruslulara yayın yapan Polonya merkezli yayın kuruluşlarına geçtiğimiz yıllardan beri mali yardımda bulunuyor. Polonya Başbakanı Morawiecki Polonya’da çalışan ve öğretim gören Belaruslu vatandaşlara 10 milyon euro civarı bir yardımın şimdiye kadar yapıldığını söyledi. Büyük ihtimal bu rakamın büyük bir miktarı bu tür yayın yapan kuruluşlara aktarılmış.

BELARUS MUHALEFETİ VE SENDİKASI İLE İLİŞKİLER

Öncelikle Belarus muhalefetinin hiç de Rus karşıtı olmadığına, aksine en tanınmış isimlerin çoğunun Rusya yanlısı hareket edebileceğine dair potansiyeli barındırdığını göz önünde bulundurursak Polonya’nın muhalif adaylar üzerinde ince eleyip sık dokuması gerekiyor. Bu çerçevede 9 Eylül’de Belarus muhalefetinin cumhurbaşkanı adaylarından biri olan ve ülkeyi terk etmek zorunda kalan Sviatlana Tsikhanouska Varşova Üniversitesi'nde bir konferansa konuşmacı olarak katıldı. Öncesinde Başbakan Morewiecki ile bir görüşme gerçekleştirdi ve birlikte Polonya'da yaşayan Belaruslu vatandaşların neredeyse her gün organize ettiği Lukaşenko karşıtı gösteriye katıldılar. Vişegrad grubu olarak AB Parlamentosu içerisinde birlikte hareket eden Macaristan, Çekya, Slovenya ve Polonya dörtlüsü 24/25 Eylül tarihleri arasında toplanması beklenen AB meclisinde Belarus’ta gerçekleşecek olası bağımsız seçimlerde “Belarus için Marshall planı” önerisini gündeme getirmeyi planlıyor.

Diğer yandan Polonya’nın komünist rejimin yıkılmasında önemli rolü bulunan Solidarity (Dayanışma) Sendikal Hareketi'nin Başkanı Piotr Duda’nın Belarus’ta grevdeki sendikalara destek olmak amacıyla gıda paketi taşıyan insani yardım konvoyu ile geçtiğimiz günlerde Belarus’a gitmesi ve Serbest Sendikaların Başkanı, Belarus Demokratik Sendikalar Kongresi Başkanı Alexander Yaroshuk'la tanışması iki ülke arasında sendikal işbirliğini güçlendirmiş oldu (Lukaşenko'nun insani yardım konvoyunun ülkeye giriş yapmasına izin vermesi ilginç). Belarus ziyareti sonrası Sendika Başkanı Duda yaptığı açıklamada, en önemli görevlerinin Belarus Demokratik Sendikalar Kongresi'nin bağımsız bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden inşa etmeye yönelik olduğunu belirtti. Duda’ya göre bu sendikanın profesyonel bir şekilde işlemesi için esaslı bir hazırlığa ihtiyacı var ve bunun için de bu amaçlar uğruna çalışacak yeni sendikal liderlerin bulunup yetiştirilmesi gerekiyor.

AB VE MUHALEFETİN ETKİSİZLEŞTİRİLMESİ

Polonya’da yapılan başkanlık seçimlerinde muhafazakâr partinin adayı Duda’nın ikinci kez kazanmasının ardından Polonya’da demokrasi ve özgürlüklerin geleceğini tehlike altında gören (hükümetin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmak istemesi) özellikle AB içerisindeki uzmanlar bu durumdan çıkış yolu ararken Belarus’ta bugün Polonya’nın özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık inşa etmek için baş aktör konumuna gelmiş olması sadece AB içerisinde değil bugün dünya genelinde otoriter-popülist politikacıların ortaya çıkardığı bir siyasi paradoks. Hatırlanacağı gibi Suriye meselesinde de AB Türkiye’nin Esad rejimine karşı çabalarına minnettar kalarak ve Türkiye içerisindeki demokratik gerilemeyi görmezden gelmişti ama sonrasında Türkiye bugün Suriye’de Gordion düğümün en büyük parçası haline geldi.

Buna rağmen Polonya’nın Belarus'ta oynadığı rol, AB ülkeleri içerisinde olumlu karşılanıyor. AB’nin doğrudan Belarus meselesine karışmaktan ziyade ön planda Polonya ve Litvanya gibi üye ülkelerin olması AB’nin mesele karşısında daha rahat hareket etmesini sağlıyor. Bu durum ilerde olası bir müzakere görüşmelerinde AB’nin masada tarafsızlar bölümünde oturmasını sağlayacaktır.

Diğer yandan Polonya’daki muhafazakar iktidarın Belarus’taki Lukaşenko karşıtı gösterilere Sovyetler Birliği’ne karşı yürütülen mücadeleye atıfta bulunarak “Belarus için Dayanışma (Solidarity for Belarus)” sloganıyla destek vermesi hedefe doğrudan Rusya’yı yerleştiriyor. Belarus muhalefetinin ve sokak gösterilerinin başarıya ulaşması ile muhafazakar iktidar bunu iç politikada Rusya’ya karşı kazanılmış bir zafer olarak kullanabileceğinin farkında. İktidar yetkilileri böylelikle, Trzaskowski ve Hołownia gibi başkanlık yarışında yarışmış muhalif liderlerin başlatmış olduğu sivil hareketlerin ölü bir doğum yapmasını amaçlıyor.

Polonya pandemi süresinde AB üye ülkeleri içerisinde ekonomisi en az küçülen ülkelerin başında geliyor, Lukaşenko sonrası Belarus’ta özelleştirilecek ekonomik kurumların fazlalığı ekonomisi halihazırda iyi konumda olan Polonya için iyi bir fırsat. Başkan Duda, karşısında son yılların en iyi siyasi satranç ustası Putin’in olduğunun farkında. AB’den aldığı güç ile Lukaşenko’dan ziyade Putin’i yenilgiye uğratmak isteyen Duda ve Kaczyński ellerine geçen bu fırsatı şansa bırakmak istemiyor ki önümüzde hafta yapılacak II. John Paul'un doğumunun 100. yıl dönümü nedeniyle gerçekleştirilecek Vatikan ziyaretinde Belarus için dua edecek ve Papa’nın da duasını almak isteyeceklerdir.

*Doktora öğrencisi, Wroclaw Üniversitesi Siyaset Bilimi