ÇAYKUR’un zararının sorumlusu kim?

Üreticiden çay alımında bile cimri davranan ÇAYKUR, kendi üreticisinin özel sektörün fiyat kırarak emeğini ucuza satmasına göz yumarken, 16 milyon TL’lik stevia bitkisi örneğinde olduğu gibi yaptığı atıl yatırımların hesabını vermelidir. 16 milyon TL ile üreticiye yaş çay bedeli çok rahat ödenebilir, kapasite arttırımı yapılabilir, kota ve kontenjan kaldırılabilirdi…

Google Haberlere Abone ol

Fatma Genç*[email protected]

ÇAYKUR’un her yıl katlanarak artan zarar miktarı çok konuşuldu. Ancak asıl soru hep havada kaldı: Zararın asıl sorumlusu kim? Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli zararın gerekçesini üreticiler olarak açıkladı. Peki, gerçekten ÇAYKUR’un 2019 yılında 635 milyon 93 bin TL, Türkiye Varlık Fonu bünyesine alındığından beri 1 milyar 559 milyon 921 bin TL’lik zararın sorumlusu üreticiler mi? Bu sorunun yanıtını ben değil, kurumların kendisi verecek.

STEVIA ÜRETİMİNDEKİ ISRAR NEDEN?

Gazete Duvar’da da haber olduğu üzere (1) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in verdiği soru önergesine gelen yanıt bu soruya yanıtlardan sadece birini veriyor. Gürer’in 1 Haziran 2020 tarihinde verdiği yazılı soru önergesinde (2) ÇAYKUR’un muhtelif işler projesi çerçevesinde stevia bitkisinin üretimi için neden 16 milyon TL harcandığı, bu projenin son durumunun ne olduğu ve ÇAYKUR’un asli işinin çay üretimi ve üreticiler olması gerekirken farklı alanlara yönelmesinin asıl fonksiyonunu etkileyip etkilemediği gibi önemli sorular Tarım ve Orman Bakanlığı'na yöneltilmiş. 13 Temmuz 2020’de verilen yanıt (3) ise oldukça ilginç. Pakdemirli tarafından verilen yanıtta ürün işleme tesisinin yüzde 95’inin tamamlandığı, arıtma sisteminde eksiklikler olduğu, tesisin yaprak olmaması nedeniyle işletmeye alınamadığı, stevia bitkisinin ekiminin üreticiler tarafından yapılmadığı ve üreticilere dağıtılan fidanlardan geri dönüş olmadığı belirtilmekte. ÇAYKUR’un zarar etme nedeninin de üreticilerden alınan yaş çay bedellerinin ödenmesi için bankalardan çekilen kredilere ait faiz giderleri olduğu belirtilmekte.

SAYIŞTAY: STEVIA İÇİN YATIRIM YAPILMASI RASYONEL DEĞİL

Stevia bitkisinin üretiminden sonuç alınamadığı ÇAYKUR 2018 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda da tespit edilen önemli bulgulardan birisidir. 8.1.7. numaralı bulguda belirtildiği üzere 16 milyonluk yatırımda stevia bitkisinden şeker mi yoksa gıda katkı maddesi mi üretileceğinin netleştirilmediği, stevia fidesi dağıtılan üreticilerin bitkinin üretiminden olumlu sonuç alamadıkları, stevia bitkisinin istediği düz ve taban arazinin Rize şartlarında bulunmasının zor olduğu belirtilmektedir. En önemlisi de tesisin çalıştırılması için yurt dışından kuru stevia yaprağı ve proseste kullanılacak yardımcı ürünlerin ithal edilmesinin gündeme geldiği, maliyeti, pazar durumu ve kullanım alanı iyice tespit edilmeden böyle bir ürün için yatırım yapılmasının rasyonel bir yaklaşım olmadığına dikkat çekilmekte.

STEVIA ÜRETİMİ İÇİN GEREKLİ AR-GE ÇALIŞMASI YAPILDI MI?

Sadece Sayıştay Raporu’nda değil ÇAYKUR’un da stevia bitkisinin tutmadığına dair önemli açıklamaları bulunmakta. Cumhurbaşkanı tarafından ‘Rize şekeri’ adı verilerek duyurusu yapılan, 50 bin ton ile kurulan fabrika için stevia bitkisinin üretimi için gerekli makineler de ithal edilmiş, ancak bitkinin Rize’de yetiştirilecek uygun bir ortama sahip olmadığı bilgisi ilginç bir şekilde gözden kaçırılmış. Bu konuda 13 Aralık 2018 tarihinde TBMM KİT Komisyonunda ÇAYKUR denetim raporu görüşmelerinde gündeme gelen stevia bitkisi için Genel Müdür Yardımcısı Süleyman Pınarbaş, “Tabii, şu anda AR-GE çalışması yapıyoruz. Şu anda bölgede, özellikle çaylıkların yenilenmesi aşamasında belki üretici gelir kayıpları oluşacak, belki o arada üreticinin gelir kaybını önlemek için bu ürün de acaba bir alternatif olabilir mi diye düşünüyoruz ama bölgeye gerçekten çok uyumlu. Dört, beş senedir yoğun bir şekilde yetişiyor, değişik denemeler yapıyoruz. Şu anda başarılı bir şekilde gidiyor.” demiştir. Ancak Pınarbaş’ın belirttiği gibi bir AR-Ge çalışmasının olmadığı açıkça görülüyor. Bunu ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim de dile getiriyor: “Stevia üreticiden kabul görmedi. Biz 46 ünitemize stevia'yı dağıttık. Bir üretici 'otun içinde kaldı, çürüdü.', biri 'ben bununla uğraşamam.' dedi. Üreticilerimiz kolaylığa alışmış, stevia'yı kabullenemedi. İnşallah kabul görür. Biz üreticiye destek veriyoruz. Bizim için bir alternatif olur. Kabul görmedi diye bir kenara atmadık.” Üreticiden kabul görmemesinin en önemli nedeni ise bitkinin üretimi için uygun arazinin olmayışıdır. Atıl bir yatırım olduğu bilinen, verim alınamayan stevia bitkisinin üretimi için sürdürülen ısrarın nedeni ne? Neden 16 milyon TL çöpe atıldı?

ÇAYKUR’UN ZARARININ ASIL KAYNAKLARI

Stevia bitkisinin ‘başarısız’ üretim denemeleri gibi ÇAYKUR Faaliyet Raporlarında hesap verilmesi gereken birçok başlık var.

  • ÇAYTAŞ adına KDV dahil ödenen 782 bin 869 TL’lik depo kira bedeli,
  • Pazarlama faaliyetlerinin ÇAYTAŞ adlı şirkette olması,
  • Bayilerin mal alımlarıyla oluşan borçların bankalar aracılığı ile tahsil edilmesi,
  • Bölge ve bayi stoklarının artışının, satış sürecinde yer alan bütün ticari kişi ve kuruluşlar için ek stok maliyetleri çıkarması, bu maliyetlerin ticari banka kredileriyle ödenmeye çalışılması,
  • Stokta bekleyen organik çayların 96 tonluk değerinin rutubet sınır değerine yaklaşmasının yarattığı ekonomik değer kayıpları ve ilave üretim maliyetleri açıklanması gereken başlıklardan sadece birkaçı

ÇAYKUR ÜRETİCİNİN KURUMU OLMAKTAN GİDEREK UZAKLAŞTI

ÇAYKUR’un zararının ana kaynağını oluşturan tüm bu başlıklar, ÇAYKUR’un üretici adına bir şeyler yapmaktan ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koymakta. Batık bir kurum olmasının nedeni Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin dediği gibi emeğinin karşılığını bekleyen üreticilerin yaş çay bedellerinin ödenmesi olsaydı, bugün ne ÇAYKUR’un kapasitesini tam olarak kullanmamasını ne de kota ve kontenjanı konuşuyor olurduk. Üreticiden çay alımında bile cimri davranan ÇAYKUR, kendi üreticisinin özel sektörün fiyat kırarak emeğini ucuza satmasına göz yumarken, 16 milyon TL’lik stevia bitkisi örneğinde olduğu gibi yaptığı atıl yatırımların hesabını vermelidir. 16 milyon TL ile üreticiye yaş çay bedeli çok rahat ödenebilir, kapasite arttırımı yapılabilir, kota ve kontenjan kaldırılabilirdi… Görünen o ki, ÇAYKUR bu ülkede KİT’lerin ‘nasıl zarar ediyor’ noktasına getirildiğinin çok iyi bir örneği. Şunu açıkça ortaya koymak gerekir. Zarar eden ÇAYKUR değil, çay ve çay tarımına yönelik başarısız politikalardır.

(1) https://www.gazeteduvar.com.tr/ekonomi/2020/07/20/olmayan-bitkiye-16-milyon-tllik-tesis-kuruldu/

(2) https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-30290s.pdf

(3) https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-30290sgc.pdf

* Marmara Üniversitesi Kalkınma İktisadi ve İktisadi Büyüme Anabilim Dalı Yüksek Lisans