Çaydaki şaibeler nasıl aydınlanacak?

‘Çayın Susurluk’u’ olarak manşetlere taşınan bu kaza, çay tarımının yaşadığı çıkmazlar, ÇAYKUR’un ne olacağı endişeleri, kota ve kontenjan baskısı altında ezilen çay üreticilerinin feryatları arasında yola saçılan çaylar gerçekten sorgulanmaya değer! Muhatabı bulunamayan ve birbiriyle çelişmeyen açıklamaların yapılamadığı bu kazaya dikkat kesilmemek mümkün değil!

Google Haberlere Abone ol

Fatma Genç*[email protected]

Geçtiğimiz günlerde Rize’de ölümlü bir trafik kazası gerçekleşti. Rize’nin İkizdere ilçesi Sivrikaya mevkiinde 7 Haziran günü meydana gelen kazada tır şoförü yaşamını yitirdi, tırda bulunan bir kişi yaralandı. Ancak bu kaza ‘sıradan ölümlü bir kaza’ olarak kayıtlara geçmedi (1). Devrilen tırla birlikte tırın taşıdığı Rize Gümrük Müdürlüğü’ne kayıtlı olduğu iddia edilen 21,2 ton kuru çayın nerden geldiği, kime götürüldüğü, asıl alıcısının kim olduğu konusu da birçok tartışmayı beraberinde getirdi. ‘Çayın Susurluk’u’ olarak manşetlere taşınan bu kaza, çay tarımının yaşadığı çıkmazlar, ÇAYKUR’un ne olacağı endişeleri, kota ve kontenjan baskısı altında ezilen çay üreticilerinin feryatları arasında yola saçılan çaylar gerçekten sorgulanmaya değer! Muhatabı bulunamayan ve birbiriyle çelişmeyen açıklamaların yapılamadığı bu kazaya dikkat kesilmemek mümkün değil!

Çay üretiminde büyük sorunların yaşandığı son yıllarda, ÇAYKUR’un satış yapamadığı gerekçesiyle giderek artan zararı, ülkeye giren kaçak çayın nasıl kullanıldığı konusunda çeşitli sorular, zaman zaman gündeme getirildi. Hatta bu konuda ülkeye giren kaçak çayların harmanlanarak kullanıldığı iddiaları da çok konuşuldu. Ne üreticinin ne de tüketicinin bu konuda bir bilgisi olamayacağı açıktır. Bu soruya yanıt verecek olanlar ise suskun! Bu suskunluk hayra alamet olmadığı gibi ortada yanıtlanması gereken ciddi soruların olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir.

DEVRİLEN KAMYONDAKİ ÇAYIN ASIL ALICISI KİM?

Rize’de meydana gelen kazada çayın hangi ülkeden geldiği, hangi firmadan ne kadar ücret karşılığında alındığı soruları hâlâ yanıtlanmış değil. Günlerdir tartışılan bu konu hakkında özellikle bugüne kadar kaçak çayın ülkeye girişi konusunda müsamaha göstermeyeceklerini vurgulayan konunun muhataplarının sessiz kalması ise oldukça enteresan. Konuya ilişkin tek açıklama, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan (2) tarafından yapılmışken yapılan açıklama da şüpheleri aydınlatacak nitelikte olmamıştır. Çünkü asıl yanıtlanması gereken “Devrilen kamyondaki çayın asıl alıcısı kim? Bu yolla bu zamana kadar ne kadar çay ülkeye giriş yaptı? Bu çaylar nasıl kullanıldı?” sorularına ilişkin bir açıklama yapılmadığı sürece de kamuoyu gerçek anlamda aydınlatılmış olmayacak!

Bu sorular bir kenarda dursun, Ticaret Bakanlığı verilerine de dikkat kesilmek gerek. Yıllara göre en fazla yakalama yapılan eşya türleri arasında sayılan çayda 2019 yılında 17 milyon TL değerinde 337 ton çay, 2020 yılının ilk dört ayında ise 12 milyon TL değerinde 123 ton çay yakalanmıştır. Peki, bu çaylar ne yapılıyor? Nasıl kullanılıyor? Bu soruların da yanıtlanması ortaya atılan iddiaların anlaşılması açısından anlamlı olacaktır.

ÇAY İTHALATI İHRACATI GEÇTİ...

Geçtiğimiz şubat ayında Rize Ticaret ve Sanayi Odası dikkat çekici bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada Rize Çay İhtisas Gümrüğü verilerine göre ülkemizde çay üretiminin yüzde 67’sinin yapıldığı Rize’nin 2019 yılında 17 bin 269 ton kuru çay ithalatı ile en çok çay ithal eden il olduğu belirtildi. Oda başkanı Şaban Karamehmetoğlu, “Rize olarak çay ihraç etmenin peşine düşmüşken, dışarıdan çay ithal ediyor olmamız pek hoş bir durum değil” diyerek de durumun ne kadar ciddi olduğuna dikkat çekti.

Çay ithalatı rakamlarına bakıldığında da durumun ciddiyeti açıkça görülüyor. 2015 yılında 18 milyon dolar değerindeki 6 bin ton çay ithalatı söz konusuyken 2016 yılında 41 milyon dolar değerinde 15 bin ton çay ithal edilmiştir. İthal edilen çay miktarı bir yılda neredeyse 3 kat artmış. İlerleyen yıllarda ise rakamlardaki artış devam etmekte, 2017 yılında 60 milyon dolar değerinde 22 bin ton, 2018 yılında 39 milyon dolar değerinde 15 bin ton, 2019 yılında 39 milyon değerinde 19 bin ton, 2020 yılının ilk üç ayında da 12 milyon dolar değerinde 5 bin ton çay ithalatı olmuştur. İthal edilen çayların yüzde 82’si Sri Lanka’dan, yüzde 8’i Kenya’dan, yüzde 4’ü de Hindistan’dan, geri kalanları ise İran, Vietnam, Hollanda olmak üzere birçok ülkeden sağlanmaktadır. Artan ithalat rakamlarıyla birlikte gümrük vergisi oranı yüzde 145 ile en yüksek ürünlerden birisi olan çayda hazineye gelir sağlamanın kolaycı bir yolu olarak okunabilir.

Kendi kendine yeterliliğin yüzde 99 olduğu bir ülkede ithalat oranındaki bu artış kuşkusuz çay üreticisinin nasıl gözden çıkarıldığını bir kez daha gözler önünde seriyor. Bu demek oluyor ki ülkemize yasal yollarla giren ciddi bir ‘yabancı çay’ söz konusu. Yani üreticiye verilmeyen destekler başka ülkelerin kasasına giriyor.

Tüm bunlar ortadayken üreticiler ve çayın tüm özneleri şu soruyu sormakta son derece haklı: “Bizim binbir emekle ürettiğimiz, topladığımız çayımızı neden içmiyorlar da dışarıdan çay getiriyorlar?” Öyleyse neden Doğu Karadeniz Bölgesi için hayati bir ürün olan çayda üreticinin alınterinin karşılığı verilmiyor? ÇAYKUR’un kapasitesi bile tam olarak kullanılmadan üretici kota ve kontenjan altında eziliyor? Üreticiler çayını özel sektöre ucuza satmaya neden mecbur bırakılıyor? ÇAYKUR, zarar nedeni olarak açıkladığı satışını yapamadığı çayları satmak için yeni yollar bulmak yerine neden her yıl artan oranda çay ithalatı yapıyor?

Bu sorulara acilen yanıt bekliyoruz. Çay üretiminin hâlâ yüzde 50-55’ini alan, yaş çay taban fiyatı açıklayan devlet ve ÇAYKUR, çay üretimini gözden çıkarıp çıkarmadığını açıkça yanıtlamalıdır.

(1) Bu kazayı gündeme taşıyan Rizenabız internet sitesi, Kuzey TV haberleri ve haberi yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği Rize Şubesi Başkanı Gençağa Karafazlı’ya ayrıca teşekkür etmek gerekir. Olayın peşini bırakmayan ve gündeme taşıyan özel haberleri bugün bu sorgulamalara vesile olmaktadır.

(2) Mehmet Erdoğan yaptığı açıklamada, tırın Özyaşarlar Ltd. Şirketi'nin taşıyıcılığını yaptığı, Adana menşeli HMK Tütün Mamülleri Şirketine ait 21.245 kg. kuru çayın İran’dan Ağrı Gürbulak Sınır Kapısı’nda gümrük işlemine müteakip Rize Çay İhtisas Gümrük Müdürlüğü'ne sevki sağlamak üzere yola çıktığı bilgisini vermiştir.

* Marmara Üniversitesi Kalkınma İktisadi ve İktisadi Büyüme Anabilim Dalı Yüksek Lisans