KKM’den çıkanlar nereye gidecek?
KKM’den çıkanların tercihi genel olarak döviz tevdiat hesapları oluyor. Borsa güvenli liman değil. KKM’den çıkışların hızlanması için alternatif ve cazip yeni yatırım enstrümanları sunulması gerek.
NE OLDU DA ENFLASYON BU KADAR HIZLI DÜŞTÜ?
Ne olduysa oldu, enflasyon eylül ayında ağustostaki artışın yarısına düştü! Böylesi bir değişimin sebebi olarak, temmuz ve ağustosta yüksek gelen oranların sebebinin dolaylı vergilerdeki oran artışının yansıması olduğu söyleniyor. Bu gerekçe bir ölçüde doğru, ancak buna bir etmeni daha eklemek gerektiğini düşünüyorum. Gerek ekonomi yönetimindeki dezenflasyonist yaklaşımın bir ölçüde gevşemesine yönelik ipuçları, yine buna paralel olarak TÜİK’in birkaç ay önceki ‘fabrika ayarları’na dönmüş olması. Yani makyajlamaya devam!... Bu arada, çekirdek göstergede de yukarı yönlü seyir devam etti. Eylül ayında yıllık çekirdek enflasyon yüzde 68.93 oldu. Ağustos ayında yıllık çekirdek enflasyon yüzde 64.85’tü. Tekrarlayalım, bu rakamlar TÜİK’in rakamları, siz ENAG ve İTO verilerine de bir bakıp, ortalama bir hesap yapın!
ÜFE’NİN TÜFE’YE GÖRE DÜŞÜK SEYRİ DEVAM ETTİ
Yurtiçi-ÜFE, eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3.4, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 36.06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47.44 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 65.55 arttı. Yıllık olarak azalış gösteren tek alt sektör yüzde 17.08 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 96.61, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 93.27, tütün ürünleri yüzde 81.06 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler. ÜFE oranlarındaki görece azalma, enflasyonun artış hızının gelecek dönemde azalacağına işaret ediyor. Ancak hemen hatırlatalım ki, TÜİK’in enflasyon verilerinin ne kadar güvenilir olduğu bir muamma...
SIKILAŞTIRMAYA RAĞMEN KREDİ HACMİ ARTIYOR
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, bankacılık sektörünün kredi hacmi 29 Eylül itibarıyla 102 milyar 280 milyon lira arttı. Bu dönemde, toplam kredi hacmi 10 trilyon 585 milyar 61 milyon liradan 10 trilyon 687 milyar 341 milyon liraya çıktı. Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise geçen hafta 24 milyon lira azaldı. Yüzde 0.2 gerileyen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 13 trilyon 309 milyar 511 milyon lira oldu. Tüketici kredilerinin tutarı 8 milyar 136 milyon lira artışla 1 trilyon 448 milyar 624 milyon liraya yükseldi. Bu kredilerin 446 milyar 46 milyon lirası konut, 87 milyar 938 milyon lirası taşıt ve 914 milyar 640 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu. Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 11 milyar 603 milyon lira artarak 1 trilyon 238 milyar 983 milyon liraya yükseldi. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları yüzde 3 artışla 965 milyar 441 milyon liraya çıktı. Peki kredi hacimlerindeki bu artış, parasal sıkılaştırma ve ekonomiyi soğutma hedefleri açısından neyi ifade ediyor? Ekonomi yönetiminin sıkılaştırma önlemlerini biraz daha güçlendirmesi ve kredilerdeki artış oranını biraz daha dizginlemesi gerektiğini söylemek gerek.
GIDA FİYATLARI DÜNYADA DÜŞÜYOR TÜRKİYE’DE İSE CAN YAKIYOR!
Türkiye’de orta ve düşük gelirlilerin gündelik hayatını cehenneme çeviren gıda enflasyonu dizginlenemiyor. Oysaki, küresel gıda fiyatları, iki yıldan uzun bir sürenin en düşük seviyesine gerilemiş bulunuyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyat endeksinin geçen ay zayıf talep ve verimli bitkisel yağ ve süt üretimi nedeniyle yüzde 2.1 düşerek 121.4’e gerilediğini açıkladı. Türkiye ise bu küresel eğilimden negatif ayrışıyor, hem de öyle böyle değil! Dünyada gıda fiyatları son bir yılda yüzde 11.8 gerilerken, Türkiye’de yıllık yüzde 73.6 artış gösterdi. Ve kısa vadede olumlu bir gelişme de beklenmiyor. Bunun temel sebebi ise tarım sektöründeki yapısal sorunların çok ciddi boyutlara gelmiş olması... Tarımsal üretimde planlı döneme geçiş kararı çok geç alındı ve uzun bir süre bunun bedelini ödemeye devam edeceğiz.