Yaşamın gizemi: Her şey nasıl oluştu?

Jan Paul Schutten'in kaleminden, Floor Rieder’in çizimleriyle "Yaşamın Gizemi" Ginko Bilim tarafından yayımlandı. Schutten, kitapta heyecan verici sorular sormakla kalmıyor, evrimin sorularla olan ilişkisini de mizah dolu bir üslupla ele alarak anlaşılır kılıyor.

Google Haberlere Abone ol

Günseli Bayram Akçapınar

Ginko Çocuk’un yeni kitabı Yaşamın Gizemi, çocuklar için yazdığı bilim kitaplarıyla tanınan Jan Paul Schutten’in kaleminden çıkmış, Floor Rieder’in çizimleriyle desteklenmiş, Nevin Soysal’ın çevirisiyle raflarda. Kitap, yaşamın gizemini, canlıların oluşumunu, canlılardaki değişimi, canlıların evrimini gündelik örneklerle basitleştirerek anlatmayı, küçük yaştaki okuyuculara aktarmayı başarıyor. Çocuklar için çizimli bir evrim kitabından çok daha ötesi aslında. Yetişkinlerin de sıkılmadan okuyabileceği bir eser.

Schutten, Dünya kaç yaşında ve nasıl oluştu? “Öpölü” atomlar tek hücreli canlılara ve bugün dünya üzerinde gördüğümüz çeşitlilikteki canlılara nasıl evrimleşti? Bilimciler hangi yollarla bu sorulara cevaplar buluyor ve teorilerini nasıl kanıtlıyor? gibi soruları bilimsel gerçeklere dayanarak açıklıyor. Kitabın her bölüm başlığında kristalleşen basit ama önemli soruların cevaplarını eğlenceli bir şekilde anlatarak; hiçbir şeyden her şeyin nasıl oluştuğunun bilimsel öyküsünü aktarıyor bir bakıma.

Çocukluğumuzun su birikintilerindeki terliksi hayvandan, Yozgatlı Hüsam Bulmaz’ın bakterilerle ortak yaşam sürdüğü için kokuşmuş çoraplarına; gezegenimizin ve evrenin yaşından bunların nasıl oluştuklarına; canlılığın yapıtaşları olan hücrelerden çok hücreliliğe; canlılar arasındaki akrabalık ilişkilerinden doğal seçilime; sudaki evrimden karadaki evrime; doğadaki cinsel seçilimden insandaki cinsel seçilime; ara geçiş formu olarak tanımlanan tiktaalik gibi canlılardan evrimin çeşitli düzeydeki kanıtlarına ve hatta evrimin kanıtı olarak retrovirüslere kadar geniş bir yelpazede birçok anlatılması zor konuyu çocukların anlayabileceği bir dilde aktarmayı başarmış yazar ve çizer. Bunu kimi zaman günlük hayatın içinden benzetmeler kullanarak, kimi zaman da hayali karakter üç çocuk babası Yozgatlı Hüsam Bulmaz’ın yaşamını kullanarak yapmış. Örneğin çocukların çok sevdiği oyuncaklardan olan legolarla paralellikler kurmuş cansızlığı anlatırken.

Meraklı genç ve yaşlı beyinler bu kitapla, bir gezegenin nasıl yapılacağını, DNA hakkındaki gerçekleri, ağaçların uzun olmak isteyip istemediklerini, virüslerin geçmişimiz hakkında ne söylediklerini, içimizdeki balığı ve daha nicelerini keşfetmeyi başaracaktır. Covid-19 salgınıyla başa çıkmaya çalıştığımız günlerde, kitabın gribe, retrovirüslere ve bunların nasıl bulaştıklarına değinilen bölümü de büyük bir alkışı hak ediyor. Kitabın, onu okuyanları daha fazla soru sormaya, araştırmaya, irdelemeye, sorgulamaya da teşvik eden bir dili var.

Yaşamın Gizemi, Jan Paul Schutten, Çevirmen: Nevin Soysal, 160 syf., Ginko Bilim, 2020.

Yazar, bazı konuları basitleştirme adına yer yer biraz indirgemeci bir yaklaşımla sunsa da zor sorulara, anlaşılır cevaplar hazırlamak konusundaki mahareti sayesinde okurun ilgi ve merakını canlı tutmayı başarıyor. Ben ve bedenimde ortak yaşam sürdüğüm ~ bir buçuk kilo bakterim bu satırları yazarken, içimizdeki balığın nereye gittiğini daha ayrıntılı düşünmeye ve cevaplar aramaya devam ediyoruz.

Son sözü, 2013’te Hollanda’da yılın gençlik kitabı seçilen, 2014’te önceki yılın en iyi kurgu dışı gençlik kitabına verilen Altın Lale’yi kazanan ve çizimleriyle Altın Fırça Ödülü’ne layık görülen kitabın kendisine bırakıyorum:

“Sen bir mucizesin, terliksi hayvan bir mucize ve Yozgatlı Hüsam Bulmaz’ın kokuşmuş çorapları –tamam tamam çorapları değil, çoraplarının içinde yaşayan bakteriler– birer mucize. Çünkü canlı olan her şey bir mucizedir. Bi’ düşün bakalım. Cansız bir şeyden canlı bir şey yapabilir misin?

Örneğin lego taşlarından canlı bir bitki yapabilir misin? Yapamazsın. Atomlar da lego kadar öpölüdür, buna rağmen bu gezegende milyonlarca yıldan beri bu cansız atomlardan meydana gelen canlılardan geçilmiyor. Bu bir mucize değil mi şimdi? Başka bir şey söyleyeyim. Belki bu kitabı tek başıma yazdığımı düşünüyorsun. Bu kısmen doğru. Ama bedenimde, onlarsız bu kitabı asla yazamayacağım bir buçuk kilo bakteri bulunur...”

“Diğer hayvanlardan ne kadar farklı olduğumuzu görmenin, DNA kadar işe yarayan başka bir yolu daha vardır. Bu retrovirüslerin yardımıyla gerçekleşir. Açıklayayım. Mutlaka gribe yakalanmışsındır. Gribe bir virüs neden olur. Virüsler gizlenmiş küçük ve hilekâr RNA parçacıklarıdır. Virüs taşıyan biriyle temas ettiğinde virüs sana da geçer. Hastanın birinin üç metre mesafeden sana doğru hapşırması yeter çünkü hapşırık bu kadar uzağı bile etkileyebilir. Sonucunda da virüs molekülleri nefes yoluyla bedenine girer ve hop: virüs DNA’na yerleşir. Tehlikeli bir virüsse, ciddi şekilde hastalanabilir, hatta ölebilirsin...”