Tasarımcı Emir Tali: Rafta kendine çeken kapaklar tasarlamak zorundayız

15 senedir grafik tasarımla uğraşan ve Everest Yayınları’nda çalışan tasarımcı Emir Tali ile kitap tasarımını, kapak ve içerik ilişkisini konuştuk. Tali, "Popüler işlerden ziyade minimal tasarımda zirveye çıkabildiğim her kapağı dönüm noktası olarak görüyorum" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 1985 yılında İstanbul Fatih’te doğan Emir Tali, çocukluğundan bu yana kitapların arasında bir hayat sürer. İlk gençliğinden itibaren yayın sektörünün içinde olan Tali, matbaa aşamasından dağıtım kısmına dek, bir kitabın okura ulaşma sürecine yakından tanıklık eder. Birçok ajans ve yayınevinde görev yapan Emir Tali, 15 senedir grafik tasarım işini üstleniyor. “Babıâli geleneği"nin hâlâ çok mühim olduğunu düşünen Tali, şu günlerde Everest Yayınları’nda çalışıyor.

Tali ile kitap tasarım sürecini, biçim-içerik ilişkisini ve sanat anlayışını konuştuk.

Her kitap tasarım süreci bir yolculuktur da aslında… Nasıl gelişiyor süreç? Bu süreçte değişen ve dönüşen şey ne oluyor?

Bir kitabın rafta duruşu ve okur üzerindeki etkisi benim için en önemli iki etken. Haliyle tasarıma direkt etki ediyor. Yazarın kimliği, kitabın türü önemli. Editörle uzun uzun konuşmak, sayfalarca brief almak benim işimi asla kolaylaştırmaz. Tasarım sürecine girerken ihtiyacım net, vurucu ve nokta atışı kelimeler; ben bunlarla yola çıkar, en iyi şekilde sonuca ulaşmaya gayret ederim.

'YAŞADIĞIM SEMTİN DOKUSU BENİ ETKİLİYOR'

Tasarım, özü itibarıyla görsel sanatların bütün öğelerinin de bir sonucu nihayetinde… Özellikle resim, fotoğraf ve grafik bu ilişkinin en gözdeleri… Sanat geçmişi ve tasarımcı arasındaki bağlamı nasıl yorumluyorsunuz? Gelenek ve sanat anlayışı tasarımcıya nasıl katkı sağlıyor?

Geleneğin mühim olduğunu düşünüyorum. Yaşadığın çevre, gelmiş olduğun tarih ve doku insanı besleyen en önemli unsurlardandır. Yine de tasarımı bir yere hapsetmemek gerektiğini düşünüyorum. Farklı kültürleri bir araya getirip kendi kültüründen de bir şeyler katınca daha lezzetli oluyor sanki. Estetik bir iş olduğundan ötürü kişiye göre değişken bir sanat. Kendi tarzını oluşturup kendi yolunda devam etmek en önemlisi. Yaşadığım semtin dokusu kesinlikle beni etkiliyor.

'GÜNÜMÜZ GENEL OKURUNUN POPÜLER KÜLTÜRE KAYDIĞI BİR GERÇEK'

İmge denilen olgu, çağa ve o çağın insanlarına göre yeni yeni anlamlar kazanabiliyor. Siz, dünyadaki yeni gelişmeler ve yerli okur nezdinde bu hususu nasıl açıklıyorsunuz? Bir fikir somut bir tasarıya bürünürken dönemsel kriterleriniz oluyor mu?

Dönemsel bir yere takılmıyorum. Elbette ki yaşadığın çağdan kopmamak, çağı izlemek gerekir. Sürekli yeni trendler takip edilmeli; iyi veya kötü. Günümüzün genel okurunun popüler kültüre kaydığı bir gerçek. Bu tarz işlerin kalıcı olmayacağı kanısındayım. Önemli eserler her döneme damga vurmayı başarır. Kısa dönemde bir şey kazandırmasa da her işte olduğu gibi uzun vadede önemli eserler hayatın bir köşesinde bulunur.

Bir tasarımcı nelerden beslenir? Zihninizi diri tutan, beslendiğiniz kaynaklar nelerdir?

Beyaz sayfa. Başlangıç noktasındaki beyazlık, bana tüm renklerin kapılarını aralıyor. Yağmurlu, kasvetli hava: “chill out” müzik ve bazen de bir fotoğraf karesi yapacağım işin ön hazırlığı oluyor. Çocukluğum tarihi yarımadada geçti, halen orada yaşıyorum. Belki de buranın dokusu, insan ilişkilerindeki samimiyet, çoğu sokağın denize çıkması ve semtin mimarisi beni besliyordur diye düşünüyorum.

'RAFTA KENDİNE ÇEKEN KAPAKLAR TASARLAMAK ZORUNDAYIZ'

Gerek yayınevi, gerekse de yazar açısından bakıldığında, kitabın “görünürlüğü”yle ilgili temel değerlendirmelerden biri de o kitabın kapağıdır. Bu durum size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?

Deyim yerindeyse tüm sorumluluğu size yüklüyor. Avrupa’nın buna pek takıldığını görmesem de ülkemizde ciddi ciddi kapak her şeydir. Rafta kendine çeken kapaklar tasarlamak zorundayız. Minimal tasarımlar benim dünyam, bu da ister istemez Türkiye şartlarında bir yere sıkıştırıyor sizi. Çalıştığım yayınevi niş işlere değer verdiğinden bu konuda çok sıkıntı yaşamıyorum.

“Yaptığım şu kitap kapağı, kariyerimde dönüm noktası oldu” dediğiniz bir çalışma var mı?

Yaptığım her tasarımda üstüne koyma mücadelesi veriyorum. Popüler işlerden ziyade minimal tasarımda zirveye çıkabildiğim her kapağı dönüm noktası olarak görüyorum.

Günleriniz nasıl geçiyor? Hazırladığınız yeni çalışmalardan bahsetmek ister misiniz?

Tüm dünyayı etkileyen virüs sebebiyle evden çalışıyoruz uzun süredir. İşimize devam ettik, hiç durmadık, hatta evden verimimiz de arttı. Everest Yayınları zaten çok kitap basan ve sürekli üreten bir yayınevi. Yine çok güzel kitaplar var ve enfes kapaklarla okuruyla buluşacak. Buradan açıklayarak sürprizleri gölgelemek istemem, vakti geldikçe paylaşacağız.