Evreni değiştiren Türk ejderhası

Eski Türklerde kurt adamların varlığına inanıldığını biliyor muydunuz? Peki, kainatı ‘ebren’ adlı ejderhaların döndürdüğünü ve ‘evren’ kelimesinin buradan geldiğini hiç duymuş muydunuz? Mitolojiyi, masalları ve fantastik edebiyatı seviyorsanız, Ahmet Burak Turan’ın yeni çıkan ‘Türk Canavarları Sözlüğü’ tam size göre...

Google Haberlere Abone ol

Orhun anıtlarından Kültigin kitabesinin doğu tarafında, “Tanrı güç verdiği için babam hakanın ordusu kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş…” yazılıdır. Göktürkler düşmanlarını korkutmak için savaş meydanına kurt postuyla çıkmış olmasalar da Ahmet Burak Turan’ın Gerekli Kitaplar yayınevi tarafından basılan ‘Türk Canavarları Sözlüğü’ne bakarsak kurt adam kavramının Türk mitolojisinde var olduğunu görebiliriz. İskitlere göre kara şamanlar dolunay zamanlarında kurda dönüşürler ve Erlik’in buyruğu altında korkunç büyüler yaparlar. Üstelik bu kurtadamlar sadece erkek de değildir. Kadın olanına eşbörü, erkek olanına erbörü denir. Kara şamanlar ise halkı iyileştirmekle uğraşmak yerine ‘kara büyü’ yapan ‘kötü’ şamanlardır.

ERLİK’İN CENNETTEN KOVULUŞU

Altay Yaratılış Destanı’nda kötülük tanrısı Erlik, tanrının düşmanıdır ve yer altına sürülmüştür. Üstelik insanların cennetten kovulmasına da o sebep olmuştur. İslamiyet öncesi Türk mitolojisindeki ‘canavar’ nitelikli varlıkları, Anadolu ve Balkan geleneklerindeki yansımalarıyla anlatan ve pek çok geleneğin mitolojik kökenini açıklayan ‘Türk Canavarları Sözlüğü’, okuyucuyu eğlendirerek bilgi vermeyi başaran ve rahatlıkla okunan bir kitap.

Türk Canavarları Sözlüğü, Ahmet Burak Turan, 212 syf., Gerekli Kitaplar, 2020.

TÜRK MİTOLOJİSİNDE EJDERHALAR İYİ MİDİR, KÖTÜ MÜ?

İslamiyet öncesi Orta Asya Türk sanatında pek çok örneği bulunan ve Anadolu’ya kadar ulaşan hayvan mücadele sahnelerinin bazıları, bu sözlük sayesinde yeni bir anlam kazanabilir. ‘Hayvan üslubu’ olarak adlandırılan bu tarz kompozisyonlarda, çoğunlukla ejderha ile kaplan mücadelesi yer alır. Hayvan biçimli insan figürlerini içeren bazı kompozisyonların ise anlamı çözülebilmiş değildir. Ejder mücadelesi sahnelerinde bazen iki ejderha, bazen sadece kaplan ile ejderha yer alır ve bunlar Yin Yang sembolüne benzer bir formda betimlenir. ‘Türk Canavarları Sözlüğü’ne bakılırsa iki ejderin mücadelesini, dokuz yıl boyunca birbirleriyle savaşan su ejderi Bükrek ile ateş ejderi Sangal’ın hikayesinde bulabiliriz. Rivayete göre savaşın sonunda iyiliği simgeleyen Bükrek kazanır ama her bin yılda bir, Bükrek ile Sangal yeniden savaşmak için karşı karşıya gelmek zorundadır.

Çoğunlukla anlamı çözülemeyen hayvan üslubundaki betimlemeler, Anadolu’da İslamiyet sonrası yapılarda, özellikle Selçuklu ve Beylikler dönemi yapılarının umulmadık detaylarında karşımıza çıkar. Binaların taş süslemelerinde gördüğümüz ejderha kafası formu, sadece birkaç taş ustasının marifeti olarak görülemez, o dönemin kültüründe Şamanist kozmoloji bilgisinin halen devam etmesiyle açıklanabilir.

ANADOLU GELENEKLERİNİN ÇOĞU ŞAMANİZMİN DEVAMI

‘Türk Canavarları Sözlüğü’ne göre dudak ve ağız kenarlarında çıkan uçuğun sebebi sayılan ‘Uçuh’ adlı varlıktan kurtulmak için Anadolu’da toprağa okunmuş buğday gömülmesi, kökeni Şamanizm olan bir adak adama türü. Lohusa kadınların ateşi yükselmesin diye bugün bile uygulandığını duyduğumuz, aslında tıpla hiç alakası olmayan birçok garip geleneğin kökenini, yine mitolojide bulabiliyoruz. İslam’la ilgisi olmayan ama ‘Bizim yöremizde adettir’ denerek devam ettirilen çoğu uygulamanın kökeni aslında Şamanizme dayanıyor. Türk mitolojisine dair araştırmalar devam ettikçe, birçok geleneğin gerçek kökenini öğrenmemiz ve mitolojinin İslamiyet sonrasının sanatına nasıl yansıdığını keşfetmemiz mümkün görünüyor.

Halk kültürü ve masallar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Muharrem Kaya’nın, ‘Türk Canavarları Sözlüğü’nün sunuş yazısında belirttiği gibi, Orta Asya’nın İslamiyet öncesi dönemi hakkında üretilen pek çok Rusça eser, ancak SSCB’nin dağılmasından sonra Türkiye Türkçesine aktarılabildi, bu konuda daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç var, ancak bu konuda araştırmacı yetiştirmek de kolay değil.

‘Türk Canavarları Sözlüğü’nün Özbek, Kırgız ve Azerilerdeki mitolojileri de içeriyor olması, bu kitap için çok kapsamlı bir araştırma yapıldığını gösteriyor. Bu küçük sözlük, bazı geleneklerin mitolojik kökenlerini eğlenceli bir dille açıklaması bakımından, hem araştırmacıların hem de kültür tarihi meraklılarının kitaplığına eklenmeyi hak ediyor.