Hakkımızdaki en önemli gerçeklik: Ölüm

Felsefeci/filozof Todd May'in, "Ölüm/Felsefi Bir Deneme" kitabı okurla buluştu. May kitapta, ölümün hayatlarımızdaki rolü kadar onun iktidarından kaçmak için başvurduğumuz yolları ve onunla doğrudan karşılaştığımızda bize ya da bizim için ne olabileceği, meselesine odaklanıyor.

Google Haberlere Abone ol

İnsanlık, var olduğu, varlığına bir anlam yüklemeye, onu biçimlemeye ve düşünmeye başladığı ilk andan itibaren “ölüm” mefhumu üzerine kafa yormaya başlamıştır. Filozoflar, sanatçılar, düşünce insanları ya da “sıradan insan” bu kavramı nitelemeye, bir mana aramaya çalışmıştır. Bu bağlamda dinler ortaya çıkmış, sonu –izm’le biten “yaşam biçimleri reçeteleri” elden ele dolaşmıştır.

Say Yayınları, son günlerde bir kitap yayımladı. Felsefeci/filozof Todd May’in Ölüm/Felsefi Bir Deneme başlığı taşıyan kitabı, ismiyle müsemma bir çalışma. Geçmiş yıllarda yaptığı bir uçak yolculuğu sırasında, uçağın çakılacağını düşünerek, korkuya kapılan ve ölüm meselesi üzerine kafa yormaya başladığını dile getiren May, sonraki zamanını neredeyse tamamen bu kavram üzerine düşünmeye harcıyor. Paneller veriyor, ders anlattığı üniversitede bu konuda tartışmalar başlatıyor, okuyor, düşünüyor ve sonunda bu kitabı yazmaya karar veriyor.

Todd May

May, kitabında, belirli zamanlarda filozofların ve yazarların ölüm hakkında ne dediklerine bakarak, ölümün hayatlarımızdaki rolü kadar onun iktidarından kaçmak için başvurduğumuz yolları ve onunla doğrudan karşılaştığımızda bize ya da bizim için ne olabileceği, meselesine odaklanıyor. Buradan yola çıkarak, ölümün trajik, keyfî ve anlamsız olduğunu dile getiren May, zıtların birliği düşüncesinden yola çıkarak, bu mefhumun yukarıda dile getirdiği sebeplerden dolayı, yaşama bir mana ve anlam yüklediğini iddia ediyor. Bu bağlamda, Epiküros’a ait olarak bilinen, “Ölümden korkmak anlamsızdır. Çünkü ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum” sözünün ayrıca üzerinde duruyor. Bu referans May’i, varlığın yokluk üzerinden ya da yokluğun varlık üzerinden değer bulması düşüncesine götürüyor. Ona göre anlam, zıt olanın üzerinden biçimlenerek açığa çıkıyor.

May, çalışmasının bir başka bölümünde, ölümün hakkımızdaki en önemli gerçeklik olduğunu söylüyor –yazar pek çok yerde de bir ebeveynin çocuğunun ölümünü gördüğü bir durumda sonucun daha acıklı, daha “gerçekçi” olduğundan bahsediyor-. Yaşamda ölümden daha ağır hiçbir şeyin olmadığını söyledikten sonra, insanların hayatında pek çok gerçeklik olabileceğini (âşık olmak, seks yapmak, arkadaş olmak, çalışmak gibi), bu sebeple ölümden tek bir gerçeklikmiş gibi bahsetmenin saçma olduğunu vurgularken, en önemlisi olduğunun altını çiziyor. “Neden?” diye soruyor kendine ve “Çünkü o bizim hakkımızdaki tüm diğer gerçeklerin sonudur” diye yanıtlıyor.

Ölüm-Felsefi Bir Deneme, Todd May, Çevirmen: Emre Keser, 144 syf., Say Yayınları, 2019.

ÖLÜMSÜZLÜK

Kitabın en dikkate değer bölümü ise, bana göre, yazarın ölümden ziyade ölümsüzlük hakkında söyledikleri. May, ölümsüzlüğün bir insanın yaşamında, bütün bir anlamlandırma çabalarını toptan sileceğini iddia ediyor. Böyle bir durumda, insanın yaşam biçiminin şekilsiz bir forma bürüneceğini, sınırsız ve kontursuz olacağını ve bir bireyin yaşamındaki bütün renklerin silineceğini dile getiriyor. “Ölümlü varlıklar olmamız daha iyidir ama ölmek için iyi bir zaman diye bir şey yoktur. Ölümlülüğümüz yaşamlarımıza şekil verir; ölüm o yaşamlara tutarlılık ve anlam kazandırır. O yaşamların anlarını nadide kılar. Ve yine de, ölmek bunların hepsini tehdit de eder. Ölmemiz iyidir, ama asla henüz değil” Borges’in, “ölümsüzleri” konu alan bir eserine vurgu da yapan yazar, yine “zıtlığın birliği” mefhumuna bağlılığını sürdürüyor.

May’in çalışmasında temel argümanı, ölümün zorluğu oluşturuyor. Yazar, bu zorluk anlaşıldığında, eğer ölümle yanılsama veya kaçma olmaksızın dürüst bir şekilde yüzleşmek istiyorsak, onun iktidarını kendimizi pişman olmayacağımız bir şey haline getirmek için kullanabilme gücümüzle açıklıyor. Bu sebeple, yaşamlarımızı bizi kovalayan ölümün gölgesi altında şekillendirme çabamızı hem gerçekliğimiz hem de fırsatımız olarak değerlendiriyor. Bizi kırılgan bir varlık haline dönüştüren, o karanlık tünele doğru sürükleyen “ölüm”e karşı May, bir ışık tutacak şekilde yaşamının önemine değiniyor.

Emre Keser’in çevirisini üstlendiği kitap, şu günlerde raflarda…