Nobelli yazarı Türkiye'ye tanıtan kitap: Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi

Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Peter Handke'nin Türkiye'de tanınmasını sağlayan kitabı "Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi" dilimizde ilk olarak 1988'de yayınlanmıştı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bugün Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığı açıklanan Peter Handke'nin Türkiye'de tanınmasını sağlayan kitabı 'Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi'ydi. Handke'nin 1970'te yayımlanan bu kitabı, 1988'de Ayrıntı Yayınları etiketiyle Türkiye'de basıldı. Kitap 1971 yılında Wim Wenders tarafından aynı adla sinemaya da uyarlandı. Yayımcının, "Batı toplumlarında yaşayan 'uygar' insanların ilişkisinin yarattığı boşluğun özgürleştirici ve öldürücü boyutları üzerine kurulu" şeklinde nitelediği kitap, 1942 doğumlu yazarın Türkiye'de en bilinen eseri olma özelliği taşıyor.

Kitabın Ayrıntı tarafından basılan ve Tevfik Turan tarafından çevrilen 4. baskısından bir bölüm şöyle:

"Güzel bir ekim günüydü. Bloch bir tezgâhta sıcak sosis yedi, çeşitli tezgâhların arasından geçip bir sinemaya gitti. Gördüğü her şeyden rahatsız oluyor, olabildiğince az şey algılamaya çalışıyordu. Sinemanın içinde rahat bir nefes aldı.

Neden sonra, kasiyer kızın, kendisi parayı bir şey söylemeden döner tablaya koyarken yaptığı el işaretini, doğalmış gibi, başka bir el işaretiyle cevaplamış olduğuna şaştı. Perdenin yanında kadranı ışıklandırılmış, elektrikli bir saat olduğunu fark etti. Filmin orta yerinde bir çan sesi duydu; uzun zaman, sesin filmden mi yoksa Naschmarkt pazarının yanındaki kiliseden mi geldiğine karar veremedi.

Tekrar sokağa çıktığında üzüm aldı, bu mevsimde özellikle ucuzdu üzümler. Yürümeye devam etti, bu arada üzümleri yiyerek kabuklarını tükürdü. Oda sorduğu ilk otelden geri çevirdiler çünkü sadece bir evrak çantası vardı yanında; bir ara sokaktaki ikinci otelin kapıcısı kendi gösterdi Bloch’a odasını. Daha kapıcı çıkarken yatağın üstüne uzandı, çok geçmeden de uyudu.

Akşamleyin otelden çıkıp içti. Sonra gene geçti sarhoşluğu, arkadaşlarına telefon etmeye çalıştı; bu arkadaşların çoğu şehir sınırlarının içinde oturmadığı, telefon ya da üste para vermediği için Bloch’un bozuklukları çok geçmeden tükendi. Durdurabilmek ümidiyle seslenerek selam verdiği bir polis selamına karşılık vermedi. Bloch polisin, caddenin karşı tarafına doğru seslendiği sözleri doğru yorumlayıp yorumlamadığını sordu kendi kendine ve sinemadaki kasiyerin buna karşılık nasıl bir doğallıkla üzerinde bilet olan tablayı kendisine döndürdüğünü düşündü. Bu hareketin çabukluğuna o kadar şaşırmıştı ki neredeyse bileti tabladan almayı unutacaktı. Gidip kasiyer kızı aramaya karar verdi.

Sinemaya geldiğinde afiş vitrinlerinin ışığı sönüyordu. Bloch merdivene çıkmış, filmin adını yazan harfleri yarınki filmin harfleriyle değiştirmekte olan bir adam gördü. Öbür filmin adını okuyana kadar bekledi; sonra otele döndü." (HABER MERKEZİ)

2018 ve 2019 Nobel Edebiyat Ödülü sahibini buldu2018 ve 2019 Nobel Edebiyat Ödülü sahibini buldu