Kayacan’ın bahçesine açılan kapı: Çocuktaki Bahçe

Feyyaz Kayacan’ın tek romanı Çocuktaki Bahçe, Kırmızı Kedi Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Hayal gücünün ve gerçeğin sınırlarını zorlayan kitap Türkçe'nin en ilginç metinlerinden biri olarak yazarın diğer eserleriyle birlikte okunmaya da imkân sağlar...

Google Haberlere Abone ol

Sevengül Sönmez

Türkçe edebiyatın en ilginç ve ilginç olduğu ölçüde az tanınan yazarı Feyyaz Kayacan (1919-1993) henüz lise öğrencisiyken başladığı edebiyat uğraşısını şiir, öykü ve roman türünde Türkçe, Fransızca ve İngilizce eserler vererek uzun yıllar sürdürmüştür. Kendisiyle yapılan bir söyleşide Türkiye’den coğrafi olarak uzakta olmanın özgün bir ses kazanmasına katkıda bulunduğunu söyleyen Kayacan, bu çok dilliğe ek olarak eserlerinde Türkçeyi kalıplaşmış yapısının dışında bir dizgeyle kullanmış; bütün bunlar Türkiye edebiyat ortamının dışında kalmasına yol açmıştır.

'TÜRKÇE ÖYKÜNÜN SINIRLARINI GENİŞLETMİŞTİR'

Sait Faik’ten sonraki öykücülüğün en önemli isimlerinden olan Kayacan, öykülerinde biçime ve kurguya gösterdiği aşırı titizliğin yanı sıra, gerçeküstücü tavrı ve örtük ironisiyle Türkçe öykünün sınırlarını genişletmiştir. Kayacan’ın öyküleri Şişedeki Adam (1957), Sığınak Hikâyeleri (1962), Cehennemde Bir Yusuf (1964), Gibiciler (1967), Hiçoğlunun Serüvenleri (1969) ve Bir Deli Değilin Defterleri (1987) başlıklarıyla okurla buluşmuştur. Bu çok dilli külliyatın tek romanı ise Türkçe kaleme aldığı Çocuktaki Bahçe’dir.

Çocuktaki Bahçe, Feyyaz Kayacan, 216 syf., Kırmızı Kedi Yayınları

'SÜRREALİST BİR ANLATIM'

Paris’te Bréton’la tanışan, Londra’da yaşarken İngiliz sürrealistleriyle yakın ilişkileri kuran ve Londra Sürrealistleri topluğunun üyesi olan Feyyaz Kayacan Sığınak Hikâyeleri’nde sürrealist öğeleri ve etkileri daha önce benzeri görülmemiş bir Türkçe'yle kaleme alır; öykülerdeki gerçeküstü atmosfer, dilin kalıplarının kırılması / bozulmasıyla giderek güçlenir. Öykülerinde başlayan bu sürrealist anlatım bir tavır ve ruh hali olarak romanında kendini gösterir. Çocuktaki Bahçe, olayların olağanüstü ve masalsı öğeler ve olaylarla birleştirilerek anlatıldığı, bir özgürleşme serüvenidir. Romanın ana karakteri Feyzi “sürrealist ruh hali” ve “sürreel olaylar” arasında gerçekle gerçek dışının sınırları arasında dolaşan bir çocuk adamdır. Roman, ayrıca “sürrealist ruh hali”nin çeşitli motiflerini de barındırır. Bu motiflerden en önemlisi “bahçe”dir.

Mevsimlerin değişimine, dirime ve ölüme tanıklık eden bahçe, yer üstü ve yer altının buluştuğu bir mekân olarak sürrealist şair ve ressamların eserlerinde önemli bir yer edinmiş; büyümenin ve döllemenin ve ölümün simgesi olmuştur. Romanın ana izleğini oluşturan büyüme / gizlenme / korunma ve nostalji bahçede vücut bulmuş ve kendini kötümser ve yaşlı bir “köstebek” olarak tanımlayan ve iğne deliğinden sızacak incecik bir ışığa bile muhtaç olduğunu söyleyen anlatıcının çocukluğun büyülü / tutsak / korkulu mekânına dönüşmüştür.

Büyümeyle ölüme yaklaşmanın iç içe geçtiği romanda; bahçe kök salınan ve tutsak olunan yere dönüşür zamanla. Kaplumbağa kabuğu gibidir, serttir; yük olur, atılmaz.

'BAŞKA ANLATILARLA DALLANIP BUDAKLANIR'

Feyzi’nin fantezileri, anlamın ve gerçekliğin sürekli olarak çarpıtıldığı bir dünya kurar, romanın sayfalarında kaybolurken gerçeğin sınırlarından da çıkar okur. Anlatı başka anlatılarla harmanlanır. Birçok şiirle, romana, öyküye, masala, halk hikâyesine göndermelerle dallanıp budaklanır bahçedeki ağaç gibi.

Uzayıp kısalan bölümlerle, birbirinin tekrarı olmayan anlatım olanaklarıyla okuyucuyu diri tutan Kayacan bir canlılık estetiği ve merak yaratır. Çocuktaki Bahçe, hayal gücünün ve gerçeğin sınırlarını zorlar. Romana eşlik eden “sürrealist ruh hali” geçmiş ve geleceği kapalı bir mekân olarak sunulan bahçede açığa çıkarır, görünür kılar. Anlatıya eşlik eden birbirinden ilginç karakterler, bedensel özelliklerinin verdiği adlarla daha da ilginçleşir. Rum’sak, Doktor Panayot, Feyzi, annesi Hümeyra Fatma Hanım romanı daha da girift hale getirirken her biri temsil ettiği özelliklerle gerçeği fanteziye dönüştürür.

'YAŞLILIKTAN ÇOCUKLUĞA GEÇİŞİN ROMANI'

Yaşlılıktan çocukluğa geçişin “çocuk adam / adam çocuk” oluşun romanı olan Çocuktaki Bahçe, Türkçe'nin en ilginç metinlerinden biri olarak yazarın diğer eserleriyle birlikte okunmaya da imkân sağlar. Öykülerinde karşımıza çıkan karakterlerin devamı ya da gelişmiş hali olarak da görülebilecek karakterleriyle bu roman, Feyyaz Kayacan’ın edebiyatında da ayrıcalıklı bir yerde durmaktadır.

Kaynaklar

Hivren Demir Atay, “Çocuktaki Bahçe’nin 'Flora ve Fauna'sı: Çocukluktan Yaşlılığa Bir Canlılık Estetiği”

Şule Çetin, “Feyyaz Kayacan'ın Hikâyelerinde Anne Algısı”

Nilay Kaya, “Feyyaz Kayacan yazını ve Çocuktaki Bahçe” 

https://t24.com.tr/k24/yazi/feyyaz-kayacan-yazini-ve-cocuktaki-bahce,2160