Bu kitap sessiz!

Çocukların kelimelerini bizim yüklediğimiz anlamlardan özgürleştirmek mümkün mü diye düşündüğümüzde, bunu mümkün kılan ve dümeni çocuğa teslim eden bir tür olarak sessiz kitaplar karşımıza çıkıyor. “Konuşursam beni sadece İngilizce bilenler anlayacak ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir ve dünya Amerika’dan ibaret değil!” Charlie Chaplin sesli sinema yapmaması konusunda eleştirildiğinde böyle ifade etmişti kendini. Sessiz kitaplar da çocuk kitapları içinde öyle bir yere sahip. Dil bariyeri yok, okuma bilmenize ve kelimelerin sınırları içinde kalmanıza gerek yok.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Witgenstein “dilimin sınırları dünyamın sınırlarını belirler” demişti. Dil, kelimeler ve kelimelere yüklenen anlamlar; hayatı, sınırları, mutluluğun biçimimi, iyi ve kötüyü belirliyor. Eski zamanların bereketi olan yağmurun bugün afete dönüşmesi gibi. Kim derdi ki doğaya, bitkiye, her tür canlıya yaşam kaynağı olan yağmur afet olacak, sıkıntıyla anılacak. Kelimelere yüklenen anlamlar öylesine güçlü işte!

Peki ya anlamı baştan yüklü kelimeler olmasaydı?

Anlam güçlü bir ideolojik zeminden kökleniyor. Örneğin; bir zamanlar ki, o zamanlar “sabahın bir sahibi var” denirmiş, dükkanı erken açmak, geç kapamak ayıplanırmış. O zamandan bu zamana; vakit artık nakit. Bu yetişkin dünya için böyle iken, çocuklar için anlamlar değişebilir, kelimeler farklı anlamlar edinebilir ve çocuklar yeni kelimeler üretebilir. Bunu en temel sebebi; merakları, hayal güçleri ve nedensellikleri ile yetişkin dünyadan farklı olmaları.

Çocuğun düşü, hayal gücü onu yetişkinden ayıran en temel özelliği belki de. Hatta günümüz toplumlarında düş gücü öldükçe yetişkin sıfatı ediniliyor. Sıradan, sıkıcı hayatlara boyun eğmenin ilk koşulu ise düşlerden, farklı hayat umutlarından kurtulmak. Bu yüzden modern toplumda çocuk hızlıca yetişkin hayata adapte edilmeli ve yetişkin hayat değerleri ile doldurulmalı. Çocuklar biçimlendirmenin hedefi ve nesnesi. Yetişkin dünya – sistem – ideoloji – devlet ne derseniz deyin; çocuk edebiyatına, okul kitaplarına, boyama kitaplarına sinsice sızıyor. Boyama kitaplarında çocuğa “taşırmadan boyayınız” diye seslenirken, çocuk edebiyatında uslu durmazsan cadılar seni yer diye sesleniyor. Marşla uyumlu yürümenin, pembe bulutları kağıda dökememenin ve sınırları dayatmanın en tatlı ve “masum” yolu çocuk ürünleri.

Elbette iyi örnekler ve alternatifler var. Çocuğa eşlik eden, çocuğu kendine ortak eden, ona sınır çizmek yerine birlikte hareket eden, sıkıcı bir didaktikliği tercih ermeyen bir yaklaşım çocuk edebiyatında elbette var. Küçük Prens ve Küçük Kara Balık gibi çocuk kitaplarının her zihinde yeni bir anlamla yıllardır elden ele dolaşması belki de bu yüzünden. Alternatifler arasında daha yakından bakılmayı hak eden bir tür olarak sessiz kitaplara daha yakından bakabiliriz.

ŞŞŞT! BU KİTABIN YAZARI SİZSİNİZ 

Çocukların kelimelerini bizim yüklediğimiz anlamlardan özgürleştirmek mümkün mü diye düşündüğümüzde, bunu mümkün kılan ve dümeni çocuğa teslim eden bir tür olarak sessiz kitaplar karşımıza çıkıyor.

“Konuşursam beni sadece İngilizce bilenler anlayacak ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir ve dünya Amerika’dan ibaret değil!” Charlie Chaplin sesli sinema yapmaması konusunda eleştirildiğinde böyle ifade etmişti kendini.

Sessiz kitaplar da çocuk kitapları içinde öyle bir yere sahip. Dil bariyeri yok, okuma bilmenize ve kelimelerin sınırları içinde kalmanıza gerek yok. Kitabın yazarı çocuk/okuyucu. Okuyucu her seferinde yeni hikayeler uydurabilir, başka kurgular yaratabilir. Karakterlere farklı kimlikler verebilir. Çocuğun dümene geçtiği ve kitap okuma sürecinde özne olarak aktif bir rol aldığı bir tür sessiz kitaplar. Çocuğun hayal gücünü, yaratıcılığını desteklemek için de oldukça iyi bir araç.

Çeviri, uyarlama ve editöryel yükü olmamasına rağmen, iki elin parmaklarını geçmiyor Türkiye’de ulaşabileceğiniz sessiz çocuk kitapları. Sanırım burada ki temel zorluk, yaygın yetişkin/ebeveyn yaklaşımının çocuğa bir şey öğretmeye odaklı olması. Oysa bilgiyi gözlemleyerek, tanık olarak, en çok da ihtiyaçlar doğrultusunda mecburen ediniyoruz. Ancak hayal gücü; kazanılan değil kaybedilen bir yetenek.

Kaybedildiğinde, kaybettirildiğinde ise yeniden kazanmak oldukça zor. İddiamızı güçlendirmek için hatırlı birinden destek alacak olursak; Einstein “hayal gücü bilgiden önemlidir” demiş. Hayal olmadan da aslında insanların bugünkü sınırları keşfetmesi mümkün olmazdı. Uzaya gitmeyi hayal etmeden, uzaya gidecek araçları yapmak, sanat eserleri üretmek mümkün olmazdı.

Sonuç olarak dümeni çocuğa bırakmak, onun hayal dünyasını zenginleştirmek için sessiz kitaplardan yararlanmak mümkün. Türkiye’de bulunan ve farklı yayınevlerinden basılan sessiz kitapların bir kısmı şöyle; Büyük Orman Avcıları – Abm Yayınevi, Şemsiye – Kuraldışı Çocuk, Dalga – Meav, Nerede Bu Fil – KidzR, Nerede Bu Deniz Yıldızı – KidzR, Korkusuz Pia’nın Orman Kitabı - Çınar, Canavar Canavar – Abm Yayınevi, Pasta Gitti – Mephisto, Ver Elini – Meav, Olamaz – Meav.

Büyük Orman Avcıları, Dennis Nolan, Abm, Yaş: 3+

BÜYÜK ORMAN ÇOCUKLARI

Dennis Nolan tarafından resimlenen Büyük Orman Avcıları; bir kamp alanında, ateş başında Marsmallow pişiren insanların görüntüsüyle başlıyor. Orman Cüceleri/ Orman Avcıları ise bir tane marşmallow alabilmenin peşindeler. Bu amaç ise bir serüvene dönüşüyor, zira cüceler çok küçükler, planlar, hesaplar ve tehlikelerle dolu bir yol.

Nolan’ın nojtaljik renklerle çizimini yaptığı kitapta oldukça fazla karakter var. Her cüce ayrı ayrı karakterleştirilmiş, mimikler, kıyafetler oldukça detaylı çizilmiş. Yine orman avcıları karşılaştıkları tehlikeler karşılaştıkları kuşlar, kurbağalar ve karıncalar oldukça etkileyici resmedilmiş. Kelimelerin olmadığı bu kitapta her sayfada dakikalarca zaman geçirebilir, her karakter için uzun hikayeler yazılabilirsiniz.

İgrid&Dieter Schubert, Kuraldışı Çocuk, Yaş: 3+

ŞEMSİYE

Kitabın yaratıcıları İgrid ve Dieter Schubert otuz yıldan fazla süredir birlikte üreten bir çift. Zaten yazar ve çizer uyumunun yakalandığı, birlikte de hayal kuran böyle çiftler çocuk kitapları dünyasında çok iyi kitaplar yaratabiliyorlar.

Şemsiye’de başrolde kırmızı bir şemsiye ve bir köpek var. Rüzgarlı bir günde şemsiyeyi eline alan köpeğin dünya turu başlıyor. Bulutların üstü, dağların zirvesi, şelaleler, denizin derinlikleri, şemsiyeyle oradan oraya gidiyor köpek. Bu sakin bir gezi değil. Bazen karşısına timsahlar çıkıyor bazense deli dalgalar. Şemsiye dört mevsim ve 5 kıtanın renkleri ile bezeli. İçinde çeşit çeşit hayvan ve doğal güzellik bulunuyor. Bir de her şeyi sakince izleyen bir kedi. Belki de her şey kedinin düşüdür, kim bilir.

Dalga, Suzy Lee, Meav Yayınları, yaş:3+

DALGA

Güney Kore çocuk kitapları bakımından derya deniz bir ülke. Suzy Lee’de bu denizin önemli temsilcilerinden. Dalga, Lee’nin sulu boya ve kurşun kalem kullanarak oldukça yalın çizimlerle yarattığı sessiz kitap. Kitapta deniz ve bir kız çocuğunun gün boyu etkileşimini izliyorsunuz. Yan tarafta kuşlar ve deniz kabukları.

Kitapta yer alan kız çocuğunun denizle, bazen keşifkar bazen tedirgin bazen de meydan okuyan ilişkisini çocuğun mimiklerinden ve jestlerinden takip edebiliyorsunuz. Dalga, az olanla çok şeyi anlatmaya dair çok iyi bir örnek. Lee sadece mavi sulu boya kullanmış, ancak bu sizi bir deniz kenarına götürmeye yetiyor.

Barroux, Nerede Bu Denizyıldızı?, Nerede Bu Fil?, KidzR, Yaş: 3+

NEREDE BU FİL?, NEREDE BU DENİZ YILDIZI? 

Barroux hem yetişkinler hem de çocuklar için çizimler yapan bir çizer. Çizimleri güçlü bir imgeye sahip olduğundan sessiz olmayan kitaplarda da kelime kalabalığı yaratmadan fazlaca şey aktarabiliyor. Mülteci konusunu işlediği Hoş Geldiniz de olduğu gibi.

Nerede Bu Fil? ve Nerede Bu Deniz Yıldızı? Kitapları çevreci kitaplar kapsamında oldukça iyi örnekler. Çevre iyidir, çevremizi koruyalım mesajı vermeye gerek duymaksızın insan doğa ilişkisini çarpıcı bir şeklide aktarıyorlar.

Barroux bu kitaplarda saklı olanı bulma oyununu çevreci bir temayla bütünleştirmiş. İlk kitapta orman yok oldukça evler arasında kalan bir fili, ikincisinde ise balık sürülerinden, deniz kirliliği içinde kalan bir deniz yıldızının bulmaya çalışıyoruz. Bu çarpıcılığına rağmen iki kitap da olumsuz bir gerçeklik görüntüsü ile bitmiyor.