Atlas dergisi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Türker Erşen: Fotoğraf belgelerken etki bırakmalı

Atlas dergisi sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Türker Erşen ile dergicilik meselesini konuştuk. Erşen, "Fotoğraf bizim için her şeyden önce bir doğa ve kültür değerini doğru, olduğu gibi belgelemeli, ayrıca okurda bir etki bırakmaı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye dergicilik sektörünün, uzun soluklu dergilerinden Atlas dergisi, hiç kuşku yok ki ülkemizdeki dergicilik mefhumunun varoluşuna ve biçimlenişe önemli katkı sunmuştur. Güne ve güncele dair bakış açısı sunan, kültüre, coğrafyaya, bilime tarihsel bir sorumlulukla yaklaşan Atlas Dergisi, deneyimli kadrosu ile üretimine devam ediyor. Çağa ayak uyduran ve dijital platforma da geçen dergi, fotoğraf ve video arasındaki sıcak bağı diri tutarak, bir gezi rehberi olma ayrıcalığı da sunuyor. Derginin sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Türker Erşen ile dergicilik meselesini, Atlas Dergisi’nin bu meselenin içindeki yerini ve pozisyonunu konuştuk.

Mustafa Türker Erşen

İlk olarak, bilimi, kültürü ya da doğayı konu edinen herhangi bir yazı kaleme alan bir yazar, derginize nasıl ulaşıyor?

Atlas dergisi dışarıdan konu önerilerine her zaman açık. Bize e mail ya da telefonla rahatlıkla ulaşıp önerilerini, düşüncelerini paylaşıyorlar. Fotoğraf, Atlas için büyük önem taşıyor, konu önerilerini de fotoğrafla yapmak gerekiyor. Sadece yazı ile öneride bulunmak pek geçerli bir yöntem değil ama istisnalar da olabiliyor, fotoğraf kısmı sonradan hallediliyor. İyi bir fotoğraf dosyasının ya da iyi bir temanın her zaman şansı var.

Atlas dergisi, varoluş ve biçimleniş durumunu hangi felsefi temel üzerine şekillendirir? Düşünsel sürecinizin altyapısını hangi sözlerle anlatırsınız?

Doğa ve kültür varlıklarının belgelenmesi, tanıtılması, korunması çalışmalarına katkıda bulunmak. En kısa ifadeyle böyle diyebiliriz.

'AÇIK VE NET YAZMAK GEREKİYOR'

Dergicilikte editör- yazar ilişkisini nasıl yorumlarsınız? İlk kez bir dergiye yazı gönderen bir yazarın editörle ilişkisi, ona bakış açısı ne oluyor?

Daha önce benzer bir tecrübesi olmayan yazar, yazısının bu kadar yorumlanması, eleştirilmesi, yeri geldiğinde düzeltilmesine şaşırabiliyor. Derginin içerik ve üslubuna uygun yazmak, kolay anlaşılır, açık ve net yazmak gerekiyor, öncelikle bu konuşuluyor tabii. Daha tecrübeli isimler birlikte çalışmaya daha açık.

Geçen seneki üretiminiz nasıldı? Ekonomik krizin yaptırımı oldu mu? Krizin sürekliliğinden ve üretiminizin niteliğini etkilediğinden bahsetmek mümkün mü?

Atlas’ın okur sayısında fazla dalgalanma olmuyor, sadık bir okurumuz var, birçok okurun dergiyle yıllara dayanan eski bir ilişkisi var. Ekonomik kriz daha çok gelen reklamları etkiliyor. Ama henüz büyük bir baskı oluşturmadı üzerimizde. Dergiciliği asıl etkileyen şey interneti yükselişi oldu aslında.

'İNTERNET, DERGİLERE OLAN İHTİYACI AZALTTI'

Sosyal medyanın okur ile iletişimde dergiciliğe ne gibi katkıları oldu? İnternetin üretim ve tüketim bağlamında edebiyata etkisi sizce nedir?

Sosyal medya, okurla dergi arasındaki iletişimi hızlandırıyor, arttırıyor, çeşitlendiriyor. Bu çok önemli bir gelişme tabii. Ama internetin daha genel başka bir etkisi var. Dergilere, tüm basılı yayınlara olan ihtiyacı ve ilgiyi azaltıyorlar. İnsanlar ihtiyaç duydukları bilgiyi internetten hemen buluyor. İlgi duydukları konulara, kişilere, yapıtlara hemen ulaşıyorlar. Bu da dergi okurunu azaltıyor, tüm dünyada böyle. Ama yazan ve üreten insanlar gene her zamanki gibi çalışacaktır, mecranın önemi yoktur. Edebiyat gücünden hiçbir şey kaybetmez.

İçinde bulunduğumuz yıllar itibariyle portal ve dergi sayısının artması durumunu nasıl yorumlarsınız? 70’li ve 80’li yıllara nazaran, niceliğin ve niteliğin –olumlu ya da olumsuz- değiştiğini söylemek mümkün mü?

Olumlu yanlar da var olumsuz yanlar da. Dergi sayısı daha fazla, insanlar kendi zevklerine, düşüncelerine, hobilerine uygun yayınlar bulabiliyor. Çeşitlilik çok. Ama çağın “hızı” buraya da yansıyor galiba, daha hızlı okunup daha hızlı atılan dergiler var artık. İnsanların günlük hayatlarında dergilere ayırdığı rol azaldı sanki.

'FOTOĞRAF, BELGE NİTELİĞİ TAŞIYOR'

Fotoğraf sanatı, Atlas dergisinde kendine ayrıca bir yer ediniyor. Bu alanla ilgili uğraşılara değer verdiğiniz görülüyor. Bu alanda yapılan üretimleri sanatsal olarak nasıl yorumluyorsunuz? Sizin için bağlayıcı olan kısım klasik natüralizm midir, gerçekliğin hangi türü ve biçimi sizi cezbeder?

Evet, fotoğraf Atlas için büyük önem taşıyor. Fotoğraflar her şeyden önce bir belge niteliği taşıyor bizim için. Teknik ve estetik yeterlilik, kalite elbette önemli. Ama fotoğraf bizim için her şeyden önce bir doğa ve kültür değerini doğru, olduğu gibi belgelemeli, ayrıca okurda bir etki bırakmalı. “Natüralizm” daha önemli diyebilirim Atlas için.

Atlas dergisi Nisan sayısı.

Yazın dünyasını biçimsel ve içeriksel olarak şekillendiren ilk ortamın dergiler olduğu düşünüldüğünde, yazarın yazdıklarını matbu bir mecrada ilk olarak dergilerde görmesinin etkisiyle, dergilerin yazara vaat ettiği şeylerden en önemlisinin özgüven olduğunu söylemek mümkün mü? Dergiler, yazara ne vaat eder? Ya da karşıtını da sormak mümkün: Yazar, dergilere ne vaat eder?

İkisinin de birbirine ihtiyacı var. Yazı ve içerik olmazsa dergi de olmaz, bu yüzden iyi yazarlarla çalışmak, iyi yazarlar bulmak her türlü yayın için önemli. Dergiler ise yazara sözlerini söyleme olanağı sunuyor. Bir kitap çıkarmak kolay değil ama bir yazar kendine bir dergide daha kolay bir yer bulabilir, kendini geliştirebilir, olgunlaşabilir. Bu açıdan evet, özgüven verdiğini söyleyebiliriz.

Türkiye’de dergi mefhumunun önemli bir gelenek olduğunu söylemek mümkün. Geçmişten bu yana, pek çok yazar bir araya gelerek ortak üretim yapmış, dergiler çıkarmıştır. Kendinizi yakın bulduğunuz bir gelenek oldu mu? 200 sene sonra bugünlerden bahsedildiğinde, üretiminizin hayatla olan ilişkisinin nasıl tanımlanmasını istersiniz?

Coğrafya dergiciliğinin Türkiye’de uzun bir geçmişi yok. Doğrusu kendimizi yakın bulduğumuz bir gelenek yok o anlamda. Ama Anadolu çok özel bir coğrafya ve Türkiye’de çok iyi sanatçılar var, yaşadığımız toprakları çok iyi anlamış, anlatmış yazarlar var. İster edebiyatta olsun, ister gezi yazılarında. O yüzden beslendiğimiz çok büyük bir kaynak var herkes gibi. Anadolu gezerek yazara bitmeyecek bir diyar…