Yeniden: Türk sosyalistlerinin el kitabı

Çetin Altan'ın kaleme aldığı Onlar Uyanırken - Türk Sosyalistlerinin El Kitabı Yordam Kitap etiketiyle okuyucu ile buluştu. Altan, sonraki yıllarda yaşanacak sert dönemin haberciliğini yaptığı bu kitapla tarihe bir not düşüyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yordam Kitap’ın Gökhan Atılgan editörlüğünde bir süredir periyodik aralıklarla yayımladığı Türkiye’de Sosyalist Düşünce Klasikleri isimli dizinin en yeni kitabı, Çetin Altan imzası taşıyan Onlar Uyanırken başlıklı çalışma oldu. Türk Sosyalistlerinin El Kitabı alt başlığıyla yayımlayan bu kitap, Altan’ın Türkiye İşçi Partisi milletvekili iken kaleme aldığı teorik yazılardan oluşuyor.

Onlar Uyanırken - Türk Sosyalistlerin El Kitabı, 240 syf., Yordam Kitap,2017.

Çetin Altan’ın yazıya konu olan bu kitabı iki bölümden oluşuyor. İlki, yukarıda da değinildiği gibi, sosyalist düşünce savunucularına ve sempatizanlarına seslenen bir dizi yazıdan oluşurken, ikinci bölüm ise okuyucuların Altan’a yazdığı mektuplardan oluşuyor. Bu yönüyle belki de Türkiye’de ilk kez kurmaca dışı bir metinde paralel bir anlatım tercih ediliyor. Yazıların ulaştığı kitle ve o kitlenin yazıları okuduktan sonra, yazara ülke ve insanlık hakkındaki görüşlerini yazdığı bir dizi mektup.

İlk bölümde Altan’ın kaleme aldığı yazılarda dikkati çeken ilk şey, dönem de göz önüne alındığında, yazıların sosyalizmden ya da komünizmden öte aslında kapitalizmi, daraltarak söylersek Türkiye kapitalizmini, anlatıyor oluşudur. T.C.K.’nın 141. ve 142. maddelerinin düşünen insanların kafasının hemen üstünde balyoz gibi beklediği böylesi bir dönemde ki aynı dönemde Altan’ın TİP milletvekili olduğu da düşünülmelidir, yazar içeriğinin zıttıyla anlam yaratarak kurmaya çalışmıştır. Bu ise Altan’ın hitap ettiği kitleyle, o dönemdeki yazılardan da anlaşılacağı üzerine, kurduğu bağ ile ortaya çıkmıştır. Altan, toplumun hemen hemen her kesiminde insanla ilişki kurmaya çalışmış, toplum tarafından sevilen ve sayılan bir insan olmuştur. Bunu sağlayan temel etken ise, sosyalizmin insanlığa ne vaat ettiğinden öte, kapitalizmin ne menem bir şey olduğuna dairdir. Bırakın sosyalizmi anlatmayı, kelimeyi başlı başına söylemenin bile suç olduğu bir dönemde Altan, okuyucusunun (emekçilerin, ezilenlerin, yoksulların özünü oluşturduğu) gözlerinin önündeki perdeyi kaldırmayı ve kapitalizmi deşifre etmeyi amaçlamıştır. Bu sebeple de kitabın ismini Onlar Uyanırken koymasının sebebi ortaya çıkar. Bir psikolog edası ile davranıp, sorunu tanımlayıp, anlamlandırıp çözümü okuyucuya bırakmıştır. Kaldı ki kitabın ikinci bölümü de bunu kanıtlar. Ülkenin yirmiden fazla kentinden gelen onlarca mektup, dönem insanının duygu ve düşünüş biçimlerini anlamamızı sağlarken, Altan’ın kaleme aldığı yazıların etkisini de gözler önüne serer.

24 SAATTE 13 BİN KİTAP

Dikkate değer bir başka kısım ise, bu etkinin yarattığı tepkimedir. Onlar Uyanırken, ilk olarak 1967 yılında Ararat Yayınları’ndan çıkmış, yayınevinin önünde bekleyen kitle tarafından hemen alınmış ve yutarcasına okunmuştur. Pek çok yayıncı hala o rekorun kırılamadığını söyler. 24 saatte 13 bin kitap satılmıştır. Hemen akabinde tekrar baskı yapılmış, o da tükenmiştir.

İkinci bölümde ele alınan 80 mektup ise dönemi ve dönemin sosyalizme ilgi duyan insanlarını anlamamız açısından önemli. Yazım yanlışlarının bile olduğu gibi korunduğu bölümde, mektupları yazan insanlar Altan’a duydukları hayranlıklarını dışa vururken, sistemin aksayan yanlarına ya da sistemin tamamına dair öfkelerini, hınçlarını, kendi kişisel hayatlarından örneklerle sunmuşlardır. Keza, dönemden yola çıktığımızda kitabın, şu noktayı anlamak için de elzem olduğunu düşünmek mümkün: 1960’lı yıllarda başlayan devrimci dalga, bu on yılın sonuna doğru iyice sertleşmiş, kalemler yerini silahlara bırakmıştır. Çevirinin henüz kurumsallaşmadığı, yayıncılığın yetersiz kaldığı böylesi bir ortamda Doğan Avcıoğlu, Mihri Belli, Hikmet Kıvılcımlı gibi kuramcıların dışında, Altan’ın yazdıkları da dikkate değerdir. Özellikle TİP’in içinde olması ki silahlananlar için TİP yetersizdir, parlamentoda yarattığı etki ve bu etkinin toplumsal karşılığı hususu önemlidir. Sonraki yıllarda yaşanacak sert dönemin bir habercisi gibi olan bu kitabın, tarihe bir not düştüğünü de unutmamak gerekir.